✧17 hafta
Sürekli babanı yemek istemem dışında, iştahım da bu ara bir hayli açıktı. İlk aylarda yaşadığım mide bulantısı, şişkinlik hissi tamamen geçtiğinden, ne zaman boş bulunsam kendimi buzdolabını karıştırırken buluyordum.
Beslenmem düzenli olduğundan baban da bu durumdan memnundu. Sürekli ne istediğimi soruyordu, ben de zaten sürekli bir şeyler istiyordum. Boğazıma düşkün, iştahım açık, keyifli bir haftaydı işte.
✧
17 hafta, 1 gün
Akşam yemeğinden sonra, babanla koltukta birbirimize sarılarak oturmuş bir şeyler izliyorduk. Elbette dikkatimiz sürekli dağılıyordu. Sohbet edecek, birbirimizi tanıyacak çok konumuz vardı hala.
Bu sefer dikkati dağıtan ben oldum. "Hyunjin~" dedim cilveli bir şekilde. Bir şey isteyeceğim çok belliydi.
"Efendim eşim~" diye karşılık verdi Hyunjin de, aynı sevimli ses tonuyla.
"Bana süt getirir misin?"
"Süt mü?"
"Hı-hm. Süt içmek istiyorum." Normalde sade sütü pek içemezdim. Midemi bulandırırdı. Ama şimdi canım süt çekiyordu.
Hyunjin getirdiği sütün birazını Gölge'nin kabına dökünce Gölge mırlayarak kucağımdan atlayıp kabına giderken, Hyunjin de kalan sütle yanıma döndü, bana uzattı.
Sütü alıp içerken bir yandan Hyunjin'e bakıyordum. "Böbö bökmö." Dedim, ağzımda kutuyla konuşmaya çalışırken.
Hyunjin güldü, bakışlarını başka yere çevirdi. Birisi beni izlerken o an ne yaparsam elim ayağıma dolanırdı çünkü, bunu o da biliyordu.
"Yarın..." Dedim kutuyu ağzımdan ayırıp nefes nefese konuşmaya çalışırken. "Annem... Anneme..."
"Soluklan bir." Hyunjin güldü, omzumu okşadı. Sütü öyle susamış gibi içmiştim ki nefesim tıkanmıştı.
Sonunda normale döndüğümde, tekrar söze girdim. "Yarın annemlere gitmem gerekiyor ama sen işte olacaksın. Olivia'dan almasını rica edeceğim."
"Misafirliğe mi çağırdı? Canın mı sıkılıyor yoksa, izin alayım mı?"
"Sakin ol, telaşe müdürü." Kocaman güldüm. "Önemli bir şey değil. Olivia sevgilisinden ayrılmış da, annem kızar diye söyleyememiş. Benden yardım istedi."
"Olivia'nın sevgilisi mi varmış?"
"Ben de bilmiyordum. Anca götü sıkışınca yardım istedi işte."
"Sana kızmaz mı?"
"Kızar ama bir şey demez. Ben evin prensesiyim, unuttun mu?"
Hyunjin gülerek saçlarımı karıştırdı. "Haklısın prenses." Şakaklarıma ufak bir öpücük kondurdu.
✧
17 hafta, 2 gün
Olivia evime gelip beni aldıktan sonra, eve dönüş yolunda epey gergindi. Anneme konuşacağı konuyu ufaktan çıtlattığında bile ufak tefek kadının öfkeden alnındaki damarın şiştiğini söylediğinde, ben de şaşırmıştım.
Normalde, böyle çabuk sinirlenen bir kadın değildi. En azından, babam ve Hyunjin arasında yaşam mücadelesi verirken, bana karşı hiç böyle koruyucu davranmamıştı.
Yine de eski konuları açıp kimsenin canını sıkmama gerek yoktu.
Eve girdiğimiz saniye Olivia üst kata çıkıp ortalıktan kayboldu, bense salona annemin yanına geçtim. Annem sıcak sütlü çayı önüme koyarken, karşıma geçip kendi yeşil çayını da eline aldı. "Anlat bakalım minik prensim, ne konuşacaksın benimle? Hyunjin'le mi konuştun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pregnant Diary | Hyunlix ﴾ Omegaverse ﴿ ✓
Fanfiction06.02.2024 - 14.02.2024 ✓ Sevgili bebeğim, Büyüdüğünde okuman için sana bu günlüğü tutmaya karar verdim. Ama bu sadece sana hamileyken tuttuğum basit bir günlük değil, bu babanla birbirimize nasıl aşık olduğumuzun hikayesi. 『 Omegaverse, mpreg, hyun...