1.4 pt-2

82 4 0
                                    

Sabah uyandığımda sıcacık bir oda karşılamıştı beni. Alışık değildim doğrusu. Yere baktım. Yer yatağı hala yerindeydi ama Todoroki orada değildi. Mutfaktan gelen sesleri duyduğumda kahvaltı hazırladığını anladım. Gözlerimi ovalayarak mutfağa gittim ve kapıya yaslandım.

"Beni de uyandırsan beraber yapardık Todoroki." o sırada bana dönen yarım çocuk yumuşak bi gülümsemeyle baktı.

"Çok güzel uyuyordun, rahatsız etmek istemedim." dedikleri kızarmama sebep olurken ben de ona gülümsedim ve yardım etmeye başladım. Zaten çok bir şey kalmamıştı, donatmıştı masayı. Oturup yemeye başladığımızda cok konuşmadan tabağımızdakileri bitirdik. Sessizliği bozmak istedim ama ne diyeceğimi bilmediğimden kısa bir teşekkür etmek istedim.

"Her şey için sağ ol Todoroki. Bunları yapmak zorunda değildin."

"Değildim, ama yaptım öyle değil mi? Demek ki yapmak istemişim." diye cevap verdi. Hafifçe gülümseyip yemeğimi bitirdim. Sonra salona geçip film izlemeye başladık. Bulunduğumuz durumun yeni yeni farkına varıyordum.

"Sence de şu an bulunduğumuz duruma göre tuhaf davranmıyor muyuz Todoroki? Sana güvenmediğimden veya rahat etmediğimden söylemiyorum ama daha dün tanıştık ve şu an babamdan kaçıp senin evinde film izliyorum." 

Todoroki bu söylediklerime gülümsedi. Ardından yanıt vermesi de uzun sürmemişti.

"Merak etme, hayatı unutmadık, öğleden sonra polis gelecek, sorgunu alacak. Babanın hapse girmesi için elimizden geleni yapacağız."

Benden habersiz yaptığı bu hareket beni düşündüğünü hissettirmişti. Teşekkür ettim ve filmi izlemeye geri döndük. Filmin ortalarına doğru Todoroki kolunu arkama atmıştı. Sonra kolunu omzuma koydu. Ona bakıp gülümsedim, sanki rahatsız olup olmadığımı anlamaya çalışıyor gibiydi. Başımı omzuna yaslayarak rahatsız olmadığımı göstermek istedim. Kokusu çok güzeldi. Sandal ağacının esintisi başımı döndürürken kafamı Todoroki'ye doğru çevirdim. Yüzlerimiz çok yakındı. Gözleri gözlerimin en derinlerine bakarken bir eli yanağımı okşuyordu. Tam o sırada filmden gelen silah sesiyle ikimiz de yerimizden sıçramıştık. Todoroki refleksle filmin sesini kapattı. 3 saniye süren sessizliğin ardından kahkaha attık. Yaşadığımız en trajikomik andı. 

Öğleden sonraya kadar bir sürü film izlemiştik; yapabileceğimiz bir şey yoktu çünkü. Kapının çalmasıyla dağılan dikkatimiz polisi görünce toparlanmıştı. Artık ciddi konuları konuşmaya başlayabilirdik.

Polis teker teker ifadelerimizi alacaktı. Önce Todoroki beni nasıl bulduğunu anlattı. Konuşması bittiğinde sıra bendeydi.

"Yaklaşık 5 yaşımdan beri, babam beni okula göndermektense özgünlüğümle ilgili beni evde çalıştırarak geliştirebileceğini düşünüyor. Bu antrenmanlarda genelde yapamadığım bir şey olursa bana fiziksel ve sözlü şiddet uygulayıp bunu yaptırabileceğini düşünürdü. Bana ne kadar zarar verdiğinin farkında değildi, zaten baba olmaya layık bir adam da değildi. Bu yaşıma kadar evde şiddetle büyüdüm ben," cümleme devam etmeden önce sol omzumu açıp polise gösterdim. "Omzumda ve sırtımda sigarasını söndürürdü, yakıcı ve kesici bazı aletlerle kollarıma zarar verirdi, en çok da tokat atardı. Her defasında da birine söylersem beni öldüreceğiyle ilgili tehdit etti. Bu yüzden kimseyle paylaşamamıştım." acılı geçmişimi açık ve net bir şekilde polise sunarken Todoroki'nin gözlerinin çok az bile olsa dolduğunu gördüğümü sandım, ya da sadece ışıktandı. Polis ifadelerimizi alıp gittiğinde kısa bir süre sonra babamın yargılanacağından emindim, bu yaptıklarının bir karşılığı olmalıydı. Kapıyı polisin ardından kapattığımda kapının arkasına yaslandım ve benim gibi yanımdaki duvara yaslanmış Todoroki'ye gülümsedim. O da bana gülümsedi. Bana yaklaşıp tam önümde durduğunda gözlerini buradan daha rahat görüyordum. Birden başımı göğsüne yasladı.

MHA Characters x Reader (oneshots)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin