Efe Tuğçe ile ayrıldıktan sonra eve girmişti. Tuğçe tiyatroda çok eğlendiğini söylemişti.
Efe oyunu hatırlamıyordu. Saatler boyu Tuğçeyi izlemişti.
Arada oyunun sesinin kısılması ile tedirginde olmuştu. Tuğçe kalp atışlarının sesini duyar mıydı?
Kendini yatağına bırakırken aklında Tuğçe'nin elini tuttuğu an vardı.
Tuğçe ona elini tebrik etmek için uzattığında elini hiç bırakmak istememişti.
Tuğçe bunu farketmişti onun yapamadığını yapmış Efe'nin elini tüm cesareti ile tutmuştu.
Yüzüne yine aynı gülümseme yayılmıştı. Sabahı nasıl edeceğini düşünmüştü.
Gözlerini kapattığında o an gözünün önüne gelmişti.
Efe hayatında ilk defa böyle hissediyordu. Daha önce üniversitedeyken birinden hoşlanmıştı.
Ama kalbi böyle hiç çarpmamıştı. Belki de kimse ona Tuğçenin baktığı gibi bakmamıştı.
Tuğçe'nin bakışları içine akıyor gibi hissediyordu.
Sabah kalktığında telefonuna gelen bildirimleri kontrol etti.
Bugün ona emniyette iş düşmüştü. Heyecanla yataktan kalktı.
Kıyafet seçerken hiç bu kadar zorlandığını hatırlamıyordu. Uzun uğraşlar sonucu giyinmişti.
Ve arabasında ilk defa radyoyu açmıştı.
Tuğçe başına üşüşen arkadaşlarını başından atmaya çalışıyordu.
Efe uzaktan onu izliyordu. Saçlarını toplamamıştı. Bu çok hoşuna gitmişti.
Tuğçe artık dayanamayıp ayağa fırladı.
"Ay yeter zaten gece hiç uyumadım bi de sizinle uğraşamam of"
Tuğçe'den rütbeli olan Umut Komiser koridora girmişti.
"Şu kızı rahat bırakın Ilgaz savcım hepinize bugünü zehir etmesin"
Herkes geriye çekilmişti. Efe usulca Tuğçe'nin arkasından yaklaştı.
"Demek gece hiç uyumadın"
Tuğçe Efe'nin sesini duyunca heyecanla ayağa kalktı.
"Savcım, günaydın"
Tuğçe dünden beri aslında bu an'ı düşünüyordu. Onunla ilk karşılaşmasında ne yapacağını mesela böyle kızarmayacaktı, sesi titremeyecekti...
Kendini toparlayıp ona ufak bir tebessüm ile bakan Savcısına baktı.
"Almam gereken ifadeler var. Bana yardımcı olur musunuz?"
"Tabii savcım, buyurun"
Efe kızın önüne geçmedi. Onun için bir adım geri atıp elini uzattı.
Tuğçe gülümseyerek önünden yürümeye başladı.
Sorgu odasının kalabalığı çok fazlaydı. Biri gidiyor biri geliyordu.
İkisininde kafası dolmuş ve gerçekten bunalmışlardı.
İçeriye giren memur arkadaş bu defa yalnızdı.
"Savcım ifadeler bitti"
Efe memuru onayladı. O gittikten sonra ayağa kalktı.
"Fazla yoğun bir gündü"
Tuğçe Efe ile birlikte ayağa kalkmıştı. Masanın üzerindeki eşyaları toplamaya çalışıyordu.
"Öyleydi, neyse ki bitti ve elimizde bir sürü şey var"