Ceylin Yekta'yı bıraktıktan sonra telefonu ile Parla'yı aradı. Parla yeni evindeydi ve ev arkadaşı iki gün yoktu. Oraya geldiğini söyleyerek telefonu kapattı.
Yeniden telefonu ile bir arama yaptı. Tuğçe işten çıkmak için hazırlanıyordu. Çalan telefonu ile duraksadı.
''Ceylin abla''
''Tuğçecim saate baktım mesain bitmiş görünüyor acil ve çok acil Parla'nın evine gelmen gerekiyor.''
Tuğçe bir terslik sezmişti. Hazırlanıp babasının odasına baktı odasında olmadığını görünce aramak zahmetinde bulunmadan çıktı.
Parla'nın evinini önüne geldiğinde Ceylin'in arabasını görmüştü. Telefonu çalıyordu. Bilmediği bir numara olduğu için açmadı. Ardından yeniden çalınca oflayarak cebinden telefonu çıkardı.
Bu defa arayan Efeydi. Telefonu gülümseyerek açtı.
''Bugün mesaimiz erken bitmiş emniyetten uçmuşuz?''
Tuğçe Efe'nin tatlı tatlı konuşan ses tonuna karşılık verdi.
''Evet, bugün erken kaçtım ama sanırım sen hala çalışıyorsun savcım''
''Evet bütün akşam buradayım gibi duruyor. Yani belki uğrarsın falan canımın sıkıntısını alırsın diye bildireyim dedim''
''Şimdi Parla'ya geldim çıkınca eve değil işe geri döneceğim anlaşılan''
İkisinin de yüzünde şapşal bir yüz ifadesi vardı. Ceylin cama çıkmış Tuğçe'ye el ediyordu.
''Kapatmam gerekiyor sana iyi mesailer...''
Tuğçe hızlı adımlarla yukarı çıktı. Parla 'da onun kadar meraklı bir şekilde Ceylin'e bakıyordu.
''Ceylin abla ne oluyor?''
Ceylin karşısında meraklı gözlerle ona bakan iki kıza baktı. Derin bir nefes verdi.
''Tehlikedeyiz''
Tuğçe ve Parla anlamsızca birbirine bakıyordu. Ceylin'in altı yıl önce onlara ofisinde yaptığı gibi bir konuşmadan daha fazlası geliyordu...
Efe emniyette Ilgaz, Eren ve Kubilay ile birlikteydi. Yol ilerlemeye çalışıyorlardı ancak Amir'in isteksiz çalışması yüzünden tempoları düşüyordu.
Efe dosyanın savcısı olduğu için ve bu gecenin tamamını burada geçirmek istemediği için Amire döndü.
''Amirim, siz eve gidin biz burada bu kadar insanız arkadaşlar yeterince titiz çalışıyor zaten size iyi akşamlar''
Amir Efe'ye karşı gelemeyeceği için onlara iyi akşamlar dileyip odadan çıktı. Ilgaz ve Eren Efe'ye bakıyordu.
Efe üzerinde bakışları hissedince onlara baktı.
''Siz burada sabahlamak istiyordunuz galiba?''
Ilgaz gülerek başını sağa sola salladı.
''Çok iyi oldu savcım, evde kızım bekliyor erken gidelim şuradan''
Eren koridordan montunu giyerek geçen amire baktı.
''Ruhumu emiyor bu adam ruhumu''
Üçü de gülerek çaylarını içti ve işlerinin başına döndü.
''Savcılarım şimdi bu dernek belirli adresleri var ama arama emri çıkaramıyoruz.''
''O neden başkomiserim?''
Eren sıkıntıyla geçmişte talep edilmiş ancak red alan mahkeme kararlarını Efe'ye uzattı.
''Sebebi meçhul ama ne zaman arama talep edilse red cevabı gelmiş.''