Eylül 2026
Akşam saatleriydi. Ormanlık alanda avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
"Mercan"
Ne kadar bağırsa da, ne kadar bağırsalar da geri dönüş alamadılar.
Gün aydınlanırken toplanıp çıktılar ormanlık alandan, herkes eve giderken onlar emniyete gitmişti.
"Tuğçe,Çınar siz niye geldiniz?"
"Eren abi ben evde duramadım, Mercanı bulmadan gitmem eve"
Tuğçe Çınar'ı işaret ettiğinde neden eve gitmediği belliydi. Eren onlara başını sallayıp odasına yönlendirdi.
Tuğçe ve Çınar elleri göğsünde karşılıklı oturuyorlardı.
Odaya giren adam önce Çınar'ı gördü. Arkası dönük kıvırcık saçlar dikkatini çekmişti.
"Başkomiser nerede? Siz kimsiniz"
Çınar ayağa kalkıp daha önce adliyede gördüğü savcıya konuşacakken Tuğçe ondan önce davranmıştı.
"Tuğçe ben, siz kimsiniz?"
Genç savcı kaşlarını kaldırıp Tuğçeye baktı. Hiç bir insanı bu kadar detaylı incelediğini hatırlamıyordu.
"Kimsin sen Tuğçe memur musun? Başkomiser ile görüşmem lazım"
"Ben henüz memur değilim ama iki senem kaldı. O zaman bekleriz"
Çınar Tuğçe'nin başı belaya girmesin diye onu susturup arkasına çekti.
"Savcım ben Ilgaz savcının kardeşiyim, Tuğçe de başkomiserin kızı hem de polis akademisi ikinci sınıfta"
Efe başını salladı. Çınarın kolunu tuttuğu kıza baktı. Kaşlarını kaldırıp ikisinin yüzüne baktı.
"Başkomiser acil beni bulsun"
Odanın kapısından geri çıktığında Tuğçe arkasından ona bakıyordu.
"Gıcık mı bu biraz?"
"Ne bileyim ya bi tuhaf"
Çınar Mercanın ona yaptığı bileklikle oynuyordu. Tuğçe Çınarın oturduğu sandalyeye yaslanıp ona sarıldı.
Genç savcı uzaktan onları izliyordu.
"Savcım"
"Başkomiserim gelen bir ihbar var ekip gitti ancak teşhis gerekiyormuş, Ilgaz savcı ve eşine ulaşamadım"
Eren korkuyla gözlerini açtı. Savcı bir cesetten bahsediyordu. Metin babasını aradı.
Bütün aile toplanıp geliyordu. Başkomiser odasına doğru yürüyüp kızına seslendi.
Kıvırcık saçlı kızı önünden geçerken iyice inceledi genç savcı yeşil tişörtü gözleri ile uyumluydu. Beyaz teni kırmızı dudaklarını öne çıkarıyordu.
Ayağındaki lacivert ayakkabılar onun en sevdiği eskidikçe yenisini aldığı modeldi.
Kolundaki çocuğa baktı. Kendini kıza yaslamış yanından öylece geçmişlerdi.
"Efe savcım"
Gelen ses ile başını çevirdi. Başsavcı geliyordu. Düğmesini ilikleyip onu bekledi.
"Buyrun başsavcım"
"Bir ihbar düştü. Diliyorum ki Mercan değil"
"Aile henüz şimdi geldi. Başkomiserden haber bekliyorum"