Tuğçe bugün fazla sert çıkışmıştı. Sebebini bilmiyordu.
Aslında Efe ve babasının konuşması hoşuna da gitmişti.
Babası ile yaptığı konuşmanın bir benzerini yaptıklarını düşünüyordu.
Saatlerdir kafasından ihtimalleri süzüyordu. İçeride uyuyan babasının uykusunda konuşan bir insan olmasını dilemişti.
Yatağının üzerinde daha fazla oturup düşünmek istemedi. Onu her daim dinleyen hep destek olan arkadaşını aradı.
Birlikte dertleşmeye ihtiyaçları vardı. Her zamanki gibi derdi olan arar kuralı ile harekete geçtiler.
Üzerine rahat bir şeyler giyip sessizce evden çıktı.
Sahile yürüdü, arkadaşı Hep oturdukları bankta onu bekliyordu.
Arkadaşı ayağa kalkıp kollarını ona açtı. Tuğçe adımlarını hızlandırıp arkadaşına sarıldı.
"Tuğçesi hayırdır bi tuhaf geliyor sesin"
"Çınar, iyi değilim gerçekten"
Çınar arkadaşının sırtını sıvazladı. İkisi de bütün dertlerini böyle hallediyordu. Gecenin bir yarısı bu bankta içlerini kemiren ne olursa olsun bu banka bırakıyorlardı.
Hep ikisi gelirdi, gizlice Parla'yı çok seviyorlardı ama Çınar ve Tuğçe birbirlerine dertlerini yargılanma korkusu olmadan anlatabiliyordu.
Ne konuşulursa konuşulsun bu bankta kalır asla bir daha önlerine getirmezlerdi.
"Ters giden bişeyler mi var? Efe savcı ya da babanla mı ilgili?"
Tuğçe, Çınardan ayrılıp banka oturdu. Bilmiyordu. Başını ellerinin arasına alıp alnını sıvazladı.
Giden şeyin ters mi olduğunu, olması gereken mi olduğunu?
Derin bir nefes verip olanları Çınara anlattı. Efe'nin babası ile yaptığı konuşmayı, Tuğçe'nin verdiği tepkiyi ve günün sonunda babası ile konuştuğunu anlatmıştı.
Çınar arkadaşının tepkilerini normal buluyordu. Çünkü Tuğçe bunlara alışık değildi.
Hayatında ilk defa böyle şeyler yaşıyordu ve henüz çok yeniydi.
Aslında Efe'nin yaptığı şey kimsenin cesaret edemediği bir şeydi.
Kendisinin dahi...
"Tuğçe, bence bu kızılacak bir şey değil. Yani Efe'nin Eren Abiye gidip anlatması. Büyük cesaret ister hatırla bizi"
Tuğçe bir an geçmişe gitti. O zaman çok küçüklerdi. Bu yüzden zor olduğunu düşünmüştü.
"Kendimizi kabul ettirmek için ne kadar uğraştık. Şimdi Osman abiyle böyle iyi anlaştığıma bakma yüzüne bakamıyordum"
Tuğçe hatırladıkları ile gülümsedi. Aileler öğrendikten sonra Çınar Osman'ı görünce Tuğçe'nin arkasına saklanmıştı.
Kocaman Çınarın orada gizlenebileceğini düşünmüşlerdi.
İkisi de gülmeye başladı.
"Yani kankacım, bence boşuna geriliyorsun, bence boşuna kızmışsın"
Tuğçe Çınara bakıp dudaklarını büzdü. Çınar kocaman kahkahasını atıp Tuğçe'ye sarıldı.
"Ah Sarı fırtına Ah"
Çınar gülmeye devam ediyordu. Tuğçe sitemle Çınara vurdu.
"Dalga geçme, babamla konuşmak benim için bile çok gergindi. Efe ne kadar gerildi tahmin bile edemiyorum."