10

18 10 0
                                        

10

Winston o sabah, Bay Harry'e ve diğerlerine teşekkür ederek Tom'u bulmak için yanlarından ayrıldı. Bay Harry ve Gwen, orada kalmasında ısrar etseler de Winston onların bu isteğini reddetti. Burada saklanarak hiçbir şey yapmadan oturmak istemiyordu, zaten 38 yıldır hiçbir şeye karşı gelmeden yaşamıştı bundan sonra bir şeyleri değiştirmek istiyordu.

Bunun yanında, burada yemekler de su da sınırlıydı ve buradaki insanların ondan daha fazla yaşamaya ihtiyaçları olduğunu düşünüyordu bu yüzden de kendi başının çaresine bakmak istiyordu.

Bay Harry, ısrar ederek ona bir silah ve yanında getirmesi için erzak verdi, Winston onu kırmayarak kabul etti. Robert, ona şehirdeki çetelerin karargâhlarını ve yürümesi gereken güvenli yerleri haritada gösterdi. Silahı nasıl tutacağını ve nasıl ateşleyeceğini de yeniden öğretti. Winston, tüm bunlara için teşekkür etti.

Aylardır yaşadığı onca şey ve gördüğü onca kötü insandan sonra bu insanların onu hiç tanımamalarına rağmen bu denli yardım etmesi ve onun iyiliğini düşünmeleri oldukça garip hissettirmişti. Bu insanlara karşı bir minnet borcu olduğunu düşündü ancak ona verilenler karşısında verebileceği değerli hiçbir şeyi yoktu.

"Keşke, yaptığınız tüm bu iyiliklerin karşılığını verebilsem." dedi onlara bakarak.

Bay Harry, gülümsedi, "Sen kendine iyi bak, bu bize yeter." dedi.

Winston, herkese sarıldı ve gitmek için hazırlandı.

Bay Harry, "Willy." dedi.

Winston, ona doğru döndü. Bay Harry, eliyle diğerlerini uzaklaştırdı, ona yalnız söyleyeceği bir şeyler vardı demek ki.

İkisi baş başa kaldığında, "Sana söylemem gereken bir şey daha var." dedi.

"Buyurun."

Bay Harry, sıcacık bir gülümsemeyle mavi gözlerini Winston'un kara gözlerine dikti. "Adın ve geldiğin yer hakkında söylediklerinin doğru olmadığını biliyorum." dedi.

Winston, şaşkınlıkla "Özür dilerim, ben... Sadece..." diyebildi.

"Sorun değil, evlat. Sana kızmadım, merak etme. İnsanların gözünden yalan söyleyip söylemediğini anlayacak kadar uzun yaşadım. Eminim haklı bir gerekçen vardır." dedi.

Sonra Winston'a biraz daha yaklaştı, "Sana hitap edebilmem için gerçek adını söyleyebilir misin?" diye sordu.

Winston, başını eğdi, "Winston, efendim." dedi.

"Teşekkür ederim, Winston." dedi ve sonra da "Bak Winston, dışarıdaki dünya artık eski dünya değil. Bunu sen de artık anlamışsındır, neler yaşadın, bu zamana kadar neredeydin bilmiyorum. Ve belki bu son görüşmemiz bile olabilir, bir daha birbirimizi göremeyebiliriz. Bu yıkım, ne kadar devam edecek ve sonu ne olacak inan bilmiyorum. Yardım gelmeyeceğine ve bizi kimsenin düşünmediğine eminim ama içerideki bu insanlara yaşamak için umut vermem gerekiyor. Ama ben doğrusunu biliyorum. Bu sinir krizlerinin sonucunun felaket olacağını da gördüm, belki bir gün ben de buna yakalanacağım ve öldürüleceğim." dedi.

"Sana yiyecek ve silah verdik, bunlar seni dışarıdaki tehlikeli insanlardan ve açlıktan bir süre koruyabilir. Elbet yemeğin ve mermin bitecek, bunlar sonsuz kaynaklar değil. Birkaç ay sonra bizim stoklarımız da bitecek ve belki biz de bazı sınavlar vereceğiz. Ama sana yanında getirmen için başka bir şey vereceğim."

"Nedir efendim?" diye sordu Winston, merakla.

"Haddim değil ama sana bir nasihat vermek istiyorum, bu yaşlı moruk ne diyecek diyebilirsin ama sana söyleyeceğim şeyi can kulağıyla dinle."

KUŞ GÖZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin