2×6

5.3K 299 36
                                    

Hastane koridorunda sıra beklediğime inanamıyordum fakat şuan tamda bunu yapıyordum. Oturmuş bekliyordum. Kaç gündür düşünceler beni bırakmıyordu. Artık birilerine içimi dökmem gerekti. Sıkıntıyla etrafa bakarken ismim ekranda yandı. Ben de içeri girdim.
...
-Evlendiğimde düşündüğüm mutlu olmaktı. Sıradan bir hayat bana yeterdi fakat bu olmadı. Hiçbir şey peşimi bırakmıyor. Sıkıntılar devam ediyor ve ortada bunların olması için hiçbir sebep yok. Neden oluyor bilmiyorum ama oluyor işte, günden güne artıyor ve bitmek bilmiyor.

-Bahsettiğiniz sıkıntılar ne tür sıkıntılar? En başta da dediğim gibi Aleyna Hanım, söylemezseniz nasıl yardım edebilirim? Biliyorsunuz, konuşulanlar sadece hasta-psikolog arasında kalır, dışarı çıkmaz.

-Ama söylemeyeceğim, sadece düşüncelerinizi duymak istiyorum.

Söylemezdim, söyleyemezdim. Çünkü eğer söylersem bir deliymişim gibi davranılacaktı bana. Belki de öyleydim, ama deli hastanesinde mahkum kalmaya niyetim yoktu.

-Peki, siz bilirsiniz. Anladığım kadarıyla depresyon içerisindesiniz. Kendinizi masum görüyorsunuz ve hiçbir sebep olmadığı halde başınıza gelenlerden dolayı dünyayı suçlamadan edemiyorsunuz.

-Aynen öyle.

-Peki ya bir sebep varsa? 'Bakmak ve görmek aynı şey değil' denir. Bu sözün arkasındayım. Sebep-sonuç ilişkisi diye bir şey vardır Aleyna Hanım. Hiçbir şey sebepsiz olmaz, bir sonuç bir sebebin var olduğunu gösterir. Sizden istediğim bakmanız değil, görmeniz. Eğer sebebi görebilirseniz, bulabilirseniz; sorunlarınızı bence çözebilirsiniz.

Seans bittiğinde her zamanki gibi yavaş adımlarla hastaneden ayrıldım. Sadece bir kaç adım ötede bir cafe vardı. Bir nescafe içsem iyi olacaktı.
İçeri girdim ve cam kenarındaki masaya oturdum. Yanıma garsonun geldiğini fark etmemiştim, bu yüzden konuştuğunda ürperdim.
-Ne alırdınız efendim?

-Im, ben bir nescafe alayım.

-Başka bir isteğiniz?

-Hayır,saolun.

Garson yanımdan ayrılırken karşı masadaki adamla göz göze geldim. Bu bir tesadüf falan mıydı yoksa yazgı mı?
Bu adam yaşayacaklarımı gördüğüm sırada, Ege'yle kafeye gittiğimizde, suratının yarısını kan içinde gördüğüm adamdı. Hatta adamın suratını kan içinde gördükten sonra bayılmıştım. Elimin titrediğini hissettim.
Şuan boşlukta gibi hissediyordum. Psikologun söyledikleri şimdi daha mantıklı geliyordu. Demekki baştan beri göremediğim bir şey vardı. Görmemin çokta zor olmadığı fakat göremediğim. Bu adamı olayların en başlarındayken görmüştüm. Bu sanki bana gelen bir mesaj gibiydi. En başa dönecektim ve tekrar araştıracaktım. Sebebi bulacaktım. Ve başıma gelenler her nedense çözecektim, çözmeliydim.
Kahveyi bekleyecek vaktim yoktu. Ayağa kalktığımda hala elim titriyordu. Hızlı adımlarla dışarı çıktım. Artık eve gitmek istiyordum, ev her ne kadar bunaltsa da dışarıda yalnız hissediyordum, evde ise Ege'm vardı. Başından beri yanımda olan ve sevdiğim adam, güvendiğim tek kişi.
Kaç gündür işe de gitmiyordum fakat yapabileceğim bir şey yoktu. Böyle giderse işi bırakmak zorunda kalacaktım. Koşmaya başladım.
İnsanlara çarpıyordum ama şuanlık umrumda değildi, sadece koşuyordum.
Önüme çıkan şeyle duraksadım. Bir köpekti ama normal görünmüyordu. Gözleri koyu kırmızıydı. Geçenlerde köpeğin beni kovaladığı yalanını söylemiştim ve şuan gerçek olabileceği düşüncesi beni korkutmuştu. Köpeğin yanından yavaşça geçtiğimde hırlayarak bana bakıyordu. Peşimden gelmediğini görünce tekrar hızlı adımlarla yoluma devam ettim. Hala peşimden gelmiyor olduğunu umuyordum.
Nefes nefese eve vardığımda her zamanki gibi anahtarla içeri girdim.
-Ege?
Yine ses yoktu ama evde kimse olmaması araştırmamı rahat yapmam için işime gelirdi. Hızlı adımlarla yukarı çıktım. Yatak odasına girdiğimde artık yavaşlattığım adımlarımla yatağımın yanında,yere oturdum. Şimdi ilk olayı hatırlama vaktiydi. İlk olarak eve geldiğimde buğulu camda bir kuş resmi gördüğümü hatırladım. Bu sırada yanımda kim vardı? Tektim. Ama annemle ve babamla aynı evdeydim.
"Keşke" dedim kendi kendime. "Keşke tüm olaylar buğulu bir cama çizilmiş bir kuş resmi ile kalsaydı."
İçimde tuhaf bir his vardı, daha önce olmamış, kötü bir his. Annem yada babamla olayların bir bağlantısı olabilir miydi?
Aniden gözüm tekrar kasaya takıldı. Kasa bıraktığım yerde değil, daha uçtaydı. Ege kasayla bir şey yapmış olmalıydı. Birden tüylerim diken diken oldu. Ege. Aklımda sadece bu isim oluştu.
Baştan beri gerçekten yanımda olan tek kişi kimdi? Cevap:Ege.
Bu tuhaf hissin kasadan oluştuğunu hissetmeye başladım. Birden aklıma gelen şeyle hızla yatağın yanındaki komidinin en alt çekmecesini açtım. İşte evlilik cüzdanımız burada duruyordu.
Neden dün aklıma gelmemişti? Ege kasada olduğunu söylesede burada olduğunu biliyordum. Aniden ağlayasım geldi, hatta çoktan ağlamaya başlamıştım.
Ege bana yalan söylemişti. Baştan beri sebep onunla ilgili olabilir miydi?
Umutsuzca çekmeceyi kapattım, ve kasayı önüme çektim.
İçimdeki sesi ilk defa dinlemeye korkuyordum, ama dinleyecektim. Parmaklarım titreyerek kasaya gitti, ve aklımdan hiç silinmeyen, şu tüm olayların başladığı tarihi şifre yerine girdim. Ve tık sesi geldi.
Kasa açıldı...

KABUS EVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin