1×9

9.3K 444 93
                                    

Babamı aramaya karar verdim.Bugün ikinci gün.İki kez çaldıktan sonra açtı.

-Alo baba?

-Kızım, nasılsın?

-İyi.Bende seni soracaktım.Dün aramayı unuttum da...

-Önemli değil biz iyiyiz.Evi dağıtma dönünce annen kızar.

-Çok ta bi yerde.

Güldük.

-Neyse Aleyna kapatıyorum görüşürüz.

-Görüşürüz babacım.

Kahvaltı yaptıktan sonra düşündüm. Nasıl olurda bir polisin bilgisayarından adamın bilgilerine bakabilirdim.Buldum. İnternet üzerinden kendime bir polis ayarlayıp sözde onu görmeye karakola gidicektim. Ama bayağ tehlikeli. Salonda ki koltuğa uzandım. Ege... onu hatırladım ve gözümden bir damla yaş aktı.Özlemiştim. Aklımda bazı şeyler olmasına rağmen önce Ege'nin mezarına gidecektim. Siyah mini bir elbise ve siyah babet giydim. Mezarına vardığımda ailesi çiçek bırakmıştı. Başına oturdum.Ağladım."Ege... Benim yüzümden öldün. Seni seviyorum...Ege" Mezara doğru eğildim. Ağlayarak mezara sarıldığım sırada bi ses duydum. "Aleyna.." Başımı kaldırdığımda Ege mezarda oturuyordu. Hiçbir şey söyleyemedim. Alacakaranlık filminden fırlamış gibi teni parlıyordu. Yüzü gülüyordu. Bakışlarından mutlu olduğunu anladım. "Aleyna, sakın üzülme.Tamam mı?" dediğinde kafamla onay verdim.Devam etti "Hayatına devam et. Sakın beni düşünme, senin suçun değildi." Ve kayboldu. O an anladım, yoluma bakacaktım ve onu düşünmeyecektim...

Derken yattığım yerde yani salondaki koltukta uyandım.Yüzüm ıslaktı. Ağlamıştım. Bu bir kabus değildi.Bi rüyaydı. Galiba her şey iyi olacaktı... Sabah sporu için eşofman giydim.Spora çıktım.Koştum.Koştum...Koştum.. Ayağım burkuldu. Tam düşecekken biri beni yakaladı. Yeşil gözlü ve kahverengi saçlı yakışıklı biriydi. Bakışları Ege'nin ki gibiydi. O beni havada tutmuşken kucağında eğik pozisyondaydım. Bir kaç saniye birbirimize baktıktan sonra beni kaldırdı. Konuştum:

-Saolun.

-Önemli değil. Bende koşuyordum. Yürüyelim mi?

-Ben..

Ege nin dediklerini hatırladım. Hayatına devam et. Eminim ki olacakları biliyordu.

Şans verdim.

-Peki, yürüyelim.

Biraz yürüyüp sohbet ettik. İzinliymiş bugün. Bilin bakalım mesleği ne? Polis (!)

Yarın iş yerine gelip gelemeyeceğimi sordum.Kabul etti.

Akşam eve geldim. Yemek yedim. Odama çıktım. Yatağa oturduğum sırada telefonum çaldı. Simay arıyordu. Ben:

-Selam.

-Aleyna...Korkuyorum...

Telefon kapandı. O-LA-MAZ. Sırf bir gün bir ilerleme kaydetmedim diye arkadaşlarıma zarar veremezlerdi. Taksi çağırdım. 2 dk.da geldi. Simay'ın evinin önünde indim. Aynı Ege'deki gibi. Kapı aralık... Korkmaya başladım. İçeri girmeden önce Simay'ı aradım. Hemen açtı.

-Alo Simay!

-Efendim.Ne bu heyecan?

-İyi misin neredesin?

-İyiyim. Ailecek tv izliyoruz.

-Beni aramıştın...

-Ben seni bugün hiç aramadım.

Dediklerinin üzerine telefonu yüzüne kapadım.Dış kapıları sıkı kapalıydı.Ellerim titriyordu. Bu hayaletler beni neden kandırmışlardı? En kötüsüde hayal ve gerçeği ayırt edemiyor olmam... Eve döndüm. İçeri girer girmez şoka girdim. Camlar kırık, eşyalar yırtık ve dağınık...Beni evden bilerek çıkarmışlardı. Babam dağınık olmamamı söylemişti. Bu yüzden.. Ağlayarak yukarı çıktım. Bıkmıştım. Biriktirdiğim tüm harçlığım ile evi yaptıracaktım. Güzel (!) Yatağıma oturdum ve günlüğümü yazdım.

GÜN 8

Bana zorluk çıkarmak için her şeyi yapıyorlar. Ya bunların hiçbiri olmuyorsa? Ya gerçekten akıl hastasıysam?

KABUS EVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin