Kabus Evi-2×1

6.9K 390 88
                                    

Okunma sayısı 25 bini geçmiş. Hepinize teşekkürler.Kabuslu okumalar :))

Nihayet Ege'yle yeni evimizin önüne geldiğimizde gerçekten güzel olduğunu söylemeliydim. Benim anlamadığım bu villa tipi evi nereden bulduğuydu. Ege'yle iki hafta önce evlenmiş ve balayına gitmiştik. Şimdiyse evimize daha yeni geliyorduk. Benim bakışlarımı evden ayırmamı sağlayan yine Ege'nin sesi oldu.

-Aşkım galiba bavulları taşımama yardım etmeyeceksin.

Bunu biraz eğlenir gibi söylemişti. Dalıp gittiğim için dalga geçiyordu ama bende ki de inat beyefendi!

-Evet, yardım etmeyeceğim.

Dediğim üzerine yüzünde ki gülümseme gittiğinde gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

-Ciddi misin?

-Evet ciddiyim.

Arkamı dönüp yürümeye başladığımda mal bakışlarını sırtımda hissediyordum ve yüzümde bir zafer sırıtışı vardı. Çünkü gerçekten bavulları bagajdan indirme sesi geldi ve bende bu sırada çantamdaki anahtarı arıyordum. Kapıyı açtığımda tatlı bir sıcaklık yüzüme vurdu ve eve ilk adım attığımda gülümsedim. Eve attığım ilk bakışta gerçekten çok hoş ve büyük bir ev olduğunu fark ettim.

Kapının kapanma sesi geldiğinde Ege'ye döndüm.

-Ben evi gezeceğim, sonra da yemek yaparım tamam mı?

-Tamam aşkım. Bende bavulları yatak odasına taşıyayım.

Evi gezdikten sonra yemek yapmak için mutfağa gittim. Evdeki eşyaları zaten seçmiştik ve yerleştirmeleri içinde birkaç kişi bulmuştuk.

Nihayet yemeği yaptıktan sonra yemek odasında hazırlayıp Ege'ye seslendim.

-Hayatım gelir misin, yemek hazır!

Cevap gelmedi.

-Hayatım?

Cevap yok.

-Ege salağı!

Hadi ama, normalde gelmesi gerekiyordu. Hızlı adımlarla yemek odasından çıkarken topuklularımın çıkardığı tok ses koridorda yankılandı. Mutfak, salon ve yemek odası alt kattaydı. Üst katta ise yatak odası, çocuk odası ve üç tane banyo vardı. Birine çocuk odasından giriliyordu, birine yatak odasından giriliyordu ve diğeri misafir içindi. Yemek odasından çıkınca mutfak vardı. Küçük bir koridorun başında ise salon. Başında diyorum çünkü yemek odası koridorun sonunda kalıyordu.

Salona girdiğimde Ege koltukta oturuyor ve telefonunda araba yarışı oynuyordu. Ama etrafta sessizlik hakimdi. Koridorda topuklularım bile yankı yapmışken sesimi duymuş olması gerekmez miydi?

-Ege?

-Efendim meleğim?

-Niye sofraya gelmiyorsun?

-Çağırdın mı ki?

-Evet, aşkım üç kez.

-Duymamışım aşkım pardon.

Ayağa kalktı ve yanağımdan öptü.

-Hadi o zaman gidelim.

.............

Bilin bakalım saat kaç? Gecenin üçü ve ben bu saatte uyandım. Ege salağı yorganı tekmelemiş olacak ki yorgan tamamen yerdeydi. Hatta yataktan biraz uzaktaydı. Bu tuhafıma gitmişti çünkü rüzgar esiyormuş gibi bir hisle uyandım. Muhtemelen üşüdüğüm içindi.

Yarın -aslında gece on ikiyi geçtiğine göre bugün- işe başlıyordum. Ege bana evlenme teklifi ettiğinde iki yıllık anestezi okuyordum ve ikinci senesindeydim. Ege ise iki yıllık turizm ve otelcilik okuyordu ve ikinci senesindeydi. İş bulabildiğimize sevinmiştim. Düğün ve balayı gibi işler masraf ettiği için iki ay çalıştıktan sonra düğünü yapmıştık ve balayı izni almıştık. Yarınsa yeniden işe başlıyorduk.

Ben, Ege'yle ve kendimle ilgili düşüncelere dalmışken pencere sonuna kadar açıldığı için duvara çarptı.

PENCERE-AÇILDIĞI-İÇİN? Ama ben açmamıştım ki?

KABUS EVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin