Çardak Acıları

Kimsenin Beni Duymadığı Gibi

Okumanız gerekiyor:

Bu bölümün başında bir şey anlamayabilirsiniz ama sonlara yaklaştıkça taşlar yerine oturuyor.

Bir de artık bölümleri yorum ve oy sınırına göre atacağım çünkü emeğimin karşılığını alamıyormuşum gibi geliyor..

Oy:5                      Yorum:10

Bölümün kısalığı için kusura bakmayın daha fazla bekletmek istemedşm ama diğer bölüm up uzun olacak.💌🤍

1 yıl 7 ay sonra..

"Frau İklim, Frau İklim!.. " (İklim Hanım, İklim Hanım!..) Yerimde durarak gözlüklerimi çıkartarak kameralara döndüm.

"Frau İklim, würden Sie eine Aussage über Ihren Liebhaber machen? Lassen Sie Gerüchte über Ihre Beziehung unbeantwortet? Stimmt es, dass Sie das GDB-Magazin verlassen werden? Werden Sie in die Türkei zurückkehren?" (İklim Hanım sevgiliniz hakkında bir açıklama yapar mısınız? İlişkinizle ilgili söylentileri cevapsız mı bırakıyorsunuz? GDB Dergisi'nden ayrılacağınız doğru mu? Türkiye'ye dönecek misiniz?)

"Ich bin ein Journalist. Ich werde die notwendige Erklärung auf meiner eigenen Seite geben. Einen schönen Tag noch." ( Ben de gazeteciyim. Gerekli açıklamayı kendi sitemde yapacağım. İyi günler.) Yüzümde koruduğum sert ifade ile gözlüklerimi yerleştirdiğimde korumalar etrafı sararken açılan araba kapısından içeri girdim.

Topuklu ayakkabılar yüzünden ağrıyan ayaklarım sayesinde yüzüm daha da beter bir hâl alabilecek gibi düştü. Sıkıntılı bir nefes ile ofladım, elim boynumu yokladı, kolyenin taşlarını hissedince vücudum gevşedi.

Bir saatlik yolculuğun sonunda malum yere gelince korumalar büyük otomatik kapıyı açtılar, araba içeri girdi ve durdu. Kapımın açılması ile yüzüme en sert ifademi yerleştirerek indim. Bahçedeki tüm korumaların bakışları beni bulmuşken hiç birine bakmadan kendimden emin adımlar ile villaya doğru ilerledim. Kapıyı çalmadan kapı açıldı, kadın kabanımı ve çantamı aldı. Bildiğim yollarda yürürken sessizlikten sadece topuklu ayakkabılarımın sesi ve ilerledikçe artan müzik sesi..

Буйно Голова çalıyordu.

Onun gibi ucuz bir adamdan bunlar beklenir, kendini bir halt sanıyor. Beni şaşırtmamıştı.

İçeri girdiğimde yüksek sesli müzik ile yüzümü buruşturdum.

"Ooo İklim Hanım.. Ne büyük şeref!"

"Bana iğrelti geliyor Agâh!"

"Ne rahatlatır bakalım seni?"

"Senin gebermen."

"Alınıyorum bak." Yüzünü üzgün bir hâle getirdi.

"Lafı uzatma da söyle!"

"Türk basını ile anlaşarak beni haber yapmalarını sağlayacaksın."

"Senin geberdiğin haberini mi?" Yüzümdeki sırıtış ile baktım. "Cık" sesi geldi.

"O zaman senin vatan haini olduğun?"

Yüzünde her zaman koruduğu ifadesi vardı.

"Türkler'in beni boş yere suçladığı ve benzeri şeyler, sen biliyorsun."

Sinirle gözlerimi kapattım.

"Böyle bir şey yapmayacağım!"

"Yapacaksın."

"Yapmayacağım ulan!" Kolumdan çekerek duvara yaslayacağı sırada elini ısırmam ile bir kaç adım geriledi. Tekrar hamle yapacağım sırada duvara yaslayarak boğazıma yapıştı. Bacak arasına tekme atmam ile yeri boyadı.