Üstümdeki siyah takım elbisemin yakalarını düzelttim. Yatağıma oturarak topukluları giydim. Aynanın karşına geçip saçlarımı düzelttim, kırmızı rujumun üstünden geçerek aynada kendimi süzdüm.
Türkiye'ye gidiyordum.
Özledim, fazlasıyla..
Çantamı alarak sert adımlarım ile merdivenleri indim. Koltukta oturarak bekleyen Agâh ile midemin bulantısı kendini gösterdi. Islıklar çalması ile yüzümü buruşturdum.
"Gevzek.."
"Duyamadım bebeğim, daha sesli!" Dişlerimi sıkarak hızlı adımlar ile yürürmeye devam ettim, arkamdan geliyordu. Dış kapıyı açmam ile etrafdaki korumaların ikisi arabanın kapılarını açmak için arabaya koştu, sağda ve solda olmak üzere iki kişi silahlarımızı uzattıklarında birini çantama yerleştirdim diğerini de belime yerleştirdim. Arabaya bindim. Yanımda oturan Agâh'ın yüzünde keyifli bir ifade vardı.
"Oraya gidince direkt toplantıya gireceğiz. Toplantı yeni açılacak olan Şehit Öztürk hastanesi ile ilgili..."
Konuşmaya devam etti ama benim beynim durdu, algılarım kapandı.
Şehit oğlu şehit Atakan Öztürk.
Şehit oğlu şehit kardeşi şehit Atakan Öztürk.
Şehit oğlu şehit Turan Öztürk.
Şehit oğlu şehit kardeşi şehit Turan Öztürk.Benim sevgilim Şehit Turan Öztürk.
Gözlerimin yanması ile bakışlarımı tavana diktim.
"Burada sana düşen görev haberlerde bizi iyi göstereceksin ve biz 10 Nisan 2024'de patlamayı yaptıktan sonra hastaneyi onlar yapmış gibi göstereceksin."
Bayram günü..
Yapamam bunu.
"Bunu yapmam."
"Yapma da gör." Yarım ağız ile söyledikleri ile ağlama isteğim daha da arttı. Kaç ay-yıl sonra aklıma onlar geldi, yardım ederiz demişlerdi..
"Yenge sana bir şey diyeceğiz ama bizi yanlış anlama. Bir şeye ihityacın olursa her zaman arayabilirsin. Sen Turan abimin emanetisin, bizim de kardeşimiz."
Cama doğru iyice yapıştım parlaklığımı en kısığa getirdim. Cama baktığımda yansıma yoktu. Tepemde kamera da yoktu binerken bakmıştım. Elim rehberdeki o numaraya gitti.
Gönderilen: Polat
Polat, İklim ben. Agâh diye bir Alman mafyası ile Türkiye'ye dönüyorum bir kaç saatliğine. Öztürk hastanesi toplantısı için. Açılış gününe bomba yerleştirdi. Beni bu haberi yapmam için zorluyor, daha önceki haberlere de zorladı bir şekilde oldu bitti ama ben Turan'ın emanetine ihanet edemem. Lütfen bir yolunu bulup kurtarın beni, o bombaları da imha edin.Mesajı gönderirken ellerim titremişti.
Terslerlermi beni?
Kızgınlar mı?
Ama benim elimde olan bir şey değildi ki..
Telefonu kapatık çantama atacağım sırada çalan alarmı kapatıp ilaçlarımı içtim.
Ellerimi bacaklarımın altına yerleştirerek titremeyi sakladım. Agâh pür dikkat tableti ile uğraşıyordu.
"TURAN!" tiz çığlığım camii avlusunda yayıldı.
Tabutu gelirken ona doğru ilerlemeyi denedim tuttular. Önde yürüyen askere koştum. Elindeki fotografa sarıldım.
Adımları durdu.
"Götürme onu komutan! Sarma yiyecekti! GELECEĞİM DEMİŞTİ!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çardak Acıları
Novela JuvenilÇardak acıları? Çardak acıları ne demek? Acının derinliğini hissedebilir misin? İklim 4 yaşında annesini kayıp edip, babasından 14 yaşına kadar şiddet görüp yetimhaneye gitmesi.. Kendi ayaklarının üzerinde duracak kadar güçlenmesi? Bir anda hayatın...