6. Sone

22 2 24
                                    

Selam :)

Tepkilerinizi merak ettiğim bir bölüm. Oy ve yorumlarınızı rica ediciğim :') ♡

🎨

5 Mayıs 2018

"Hayatımın en zor senesiydi ya," diye yakınan Alçin'e döndüm sırıtarak. "Aynen çünkü çölleri aştık Mecnun gibi ya da dağları falan deldik."

Gülümsedi. "On birinci sınıfı bitirdik Dalton. Eşdeğer bence."

Gözlerimi devirdim. "Dalton ne Alçin? Üretkenlik modunu açarken derslerden uzak dur."

Omuz silkti gülerek ve başındaki şalını, saçlarının görünmediğinden emin olarak düzeltirken yanıtladı beni: "Hoşuma gidiyor. Yıl içinde kimya ile kafayı sıyırmış birisi olarak isminin ilk üç harfi sende de Dalton Atom Modeli'ni görmem için yeterli."

Gülerek başımı iki yana salladım ve sofraya döndüm. Ne varsa silip süpürmüştük ve karnım patlayacak gibiydi. Anında imdadıma yetişerek "Kim soda ister?" diye seslenen Sevilay'a döndüm ve "Ben," diye atladım. Başka isteyenler de olduğunda önündeki termos buzluktan sodaları teker teker çıkarıp bize doğru uzattı.

Birini alıp sofra bezinin üzerinde duran açacak ile kapağını açtığımda büyük bir yudum aldım. İyi gelmişti.

Okulun kapanmasına bir ay kalmışken ve havalar da güzelken, sınıfça bu seneyi kapatmak adına bir piknik organize etmiştik. Hocalarımız ve sınıftaki tüm öğrencilerle beraber, Uludağ'ın yeşilliğiyle baş başaydık.

"Hay ben benim beynimi ya," diye bağıran Feza'ya döndük hepimiz aynı anda.

"Ne oldu Feza?" diye soran Betül Hoca'yı, "Topu ben getirecektim ya hocam, unutmuş olabilirim," diye yanıtladı hafifçe tebessüm edip elini ensesine atarak.

Hepimiz onun bu hâline kıkırdarken, "Topsuz da piknik olmaz ki ya," diye mırıldandı Kumsal.

Omzunu silkti İrem. "İp falan atlarız biz de ya da istop oynarız."

"O da topla oynanıyor salak," dedi Can.

"Ay doğru."

"Aslında karşıda bir bakkal var," diye araya girdi Alçin. "Bir top alıp gelebiliriz."

"Boş ver ya," dedim. "Başka şeyler oynarız, ne olacak?"

"Ya hadi lütfen," dedi ve elimi tutup beni ayağa kaldırmaya çalıştı.

"Alçin üşendim," dedim başımı omzuma doğru yatırarak.

"Ya kalk, enerjin olurum ben senin," diye yanıtladı ve hocalarımıza döndü. "Bir koşu gidip gelsek olur mu?"

"Gitmişken bana da bir sakız alırsanız kırk yıl köleniz olurum," diye seslendi Kumsal'ın dizlerine yatıp gözlerini kapatan Bulut.

Betül Hoca boğazını temizlediğinde irkilerek oradan kalktı ve yanındaki mindere yattı.

"İş çıkardım başımıza ya," diye söylenen Feza'ya döndü Alçin ve "Yok ya biz alır geliriz. Sabahtan beri oturmaktan dizlerim yerdeki çimenlerle ayrı bir münasebet içine girdi. Açılırız işte," dedi.

Ofladığımda yanımızda ip atlayan Şeyda ve Nurdan için ipin ağaca bağlı olmayan ucunu asık suratıyla sallayan Can, "O topu alıp gelirseniz bir kırk yıl da ben köleniz olurum, kurtarın beni şu ip oyunundan Cenab-ı Rabbü'l-Alemin aşkına," diye yakındı.

Alçin, Betül Hoca'ya dönüp sorusunu tekrarladığında Betül Hoca ile Acar Hoca, kendi aralarında ufak bir bakışma yaşadılar ve sonra başlarını bize döndüler. "Tamam ama dikkatli geçin yolu."

Sen Ağlama - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin