2.KIRMIZI UÇURTMA

19 1 0
                                    

                            Keyifli Okumalar!

MİRAY DİNÇER

Kendimi yetersiz hissederdim bazı zamanlarda.

Sınavlarda,ödül törenlerinde,yeni biriyle tanıştığımda...Özgüvenimi kırmışlardı.Ve ben bir daha asla bulamamış kazanamamıştım o özgüveni.

İşin acı yanı,ne özgüvenim kırıldığında ne de tekrar kazanmaya çalıştığımda yanımda kimse olmamıştı.Annem olamamıştı.Babam olamamıştı.Arkadaşlarım yoktu o zamanlar.Bir tek origamilerim vardı.

Kağıttan lale yapardım,gemi yapardım,uçurtma yapardım...Ve bir gün eve gelen temizlikçi hepsini attığında hiç ağlamadıgım kadar ağlamıştım.Pek ağlayan birisi değildim ama ağladığımda sağlam ağladığımı biliyordum.

Bu sabah bir gariplik hissettim ama kendimde.Özgüvenimin tohumları yavaş yavaş yeşermeye başlamıştı sanki.Tam da bu düşüncelerimin esnasında Yamaçı gördüm.

Yamaç henüz uyanmamıştı.Dediğini yapmıştı,beni zorla yatakta uyumaya ikna etmiş,kendisi sert zeminde yatmıştı.Bunun için içten içe vicdan azabı çekiyordum,daha fazla o soğuk ve sert zeminde kalmasın diye uyandırmaya karar verdim.

Yanına yaklaştım usulca.Çetin geçen bir kış günü,donmuştu tahminimce. "Yamaç..."diye seslendim sessizce.

Tepki vermedi.

"Yamaç!"dedim sesimi yükselterek.

Yine tepki vermedi.

Dokundum ve elimle sarstım omzundan. "Ya-maç!Kalksana hadi!"

Hala tepki vermiyordu ve işin kötüsü korkmaya başlamıştım.Asude denen o kadın ona bir şey yapmış olabilir miydi?Ya da daha kötüsü soğuktan donarak...

Saçmalama dedim kendi kendime ve son kez seslendim bağırarak. "Yamaç diyorum!"

"Ya noluyor amına koyayım?"

Delirmişti.Öfkeliydim çünkü gerçekten korkmuştum.Aklım çıkacaktı burada!Evet resmen aklım çıkacaktı.

"Sana seslendim!"

"Uyuyordum?"

"Sen,"dedim sinirle. "Ben çıldırtmaya mı çalışıyorsun."

"İnan bana şu an daha önemli şeylere odaklanıyorum ve odak alanımda asla yoksun."

Gözlerimi ondan kaçırdım. "Ben acıktım."

"Ben de tok sayılmam."diye mırıldandı.Eğer bir şeyler yemezsem öleceğimi hissediyordum çünkü dün sabahki yediğim sosisli,çoktan yapı taşlarına ayrışmış olmalıydı. "Ee,ne yapacağız?"

Kederle baktı gözlerime.Bu penceresiz,karanlık ortama rağmen görebiliyordum çok net bir şekilde. "Normalde akşama kadar yok."Cümlesini girdiğim şokun etkisiyle kestim. "Ne!"Beni sakinleştirmek için hemencecik cevap verdi. "Ama halledeceğim şimdi,tamam mı?"

Şu an ki açlığım,midemdeki gurultu,damağımdaki o tuzlu tat tahmin edilemeyecek kadar fazlaydı.Fakat dün gece yeterince benim yüzümden yerde yatarak fedakarlık yapmıştı o yüzden şimdi de kendini feda edecek bir durumda olmasını istemiyordum. "Gerek yok,dayanabilirim."

"Dayanamazsın!"dedi beni şaşırtarak.Karşı çıkacağını beklemiyordum. "Burnun kıpkırmızı."

"Bu da ne demek?"Burnumun kırmızı olmasının tek durumu soğuktan üşümem olabilirdi.Gerçi ben soğuktan üşümezdim.Açlıkla bunun pek bir alakası yoktu ya da ben bilmiyordum. "Sen üşüyünce değil,"dedi zihnimi okur gibi. "Acıkınca kıpkırmızı oluyorsun."

YAŞAM ANLAŞMASIWhere stories live. Discover now