Babam tabii ki de bu işin peşini bırakmamış .Ve tam da tahmin ettiğim gibi amca ile iletişime geçip Efenin sicili hakkında bilgi almak istemiş ve birazdan da benimle konuşmak için odama gelecekmiş. Ben ise bunları annemden öğreniyordum. Dediği gibi de oldu 5 dakikayı geçmeden kapı açıldı ve içeri babam girdi. Öfkesi gözlerinden okunuyordu. Bana ilk söylediği şey ise "o çocuktan derhal ayrılıyorsun ve bir daha da konuşmuyorsun. Eğer konuştuğunu duyarsam seni üzerim Asel duydun mu beni?" dedi. Gözlerim dolmamıştı resmen gözlerimden yaşlar teker teker süzülüyordu. Hayır yapamazdım. Efeyi bırakamazdım. Bu yüzden hemen lafa atlayıp "baba aslında Efe çok iyi bir çocuk tanısan sende seversin" dememe kalmadan babam güçlü bir sesle "bir uyuşturucu bağımlısını, her gece başka başka olaylara karışan bir çocuğu" benim masama oturtup birde karşıma geçmiş o çocuk çok iyi diyorsun. Yazıklar olsun sana Asel." diyip kapıyı çarparak odadan çıktı. Çarpan tek şey kapı değildi. Bazı gerçekler benim yüzüme bir tokat gibi çarpılmıştı. Efe gerçekten böyle biri olamazdı. O bunları yapmazdı,yapamazdı. Onun tertemiz bir kalbi var diyip kendimi avutmaya çalışıyordum lakin gerçekler fazlasıyla ortadaydı.O gün beni aradığında sesi sarhoş gibi değil daha çok ilacını alamamış bir hasta gibi geliyordu.Babam haklı olabilirdi. Şimdi ise gerçeklerle ve daha doğrusu Efeyle yüzleşme zamanıydı. Bir süre ağlayıp olayları kendi içimde sindirmeye çalıştıktan sonra biraz sakinleşip telefonu aldım.Efeyi arayıp bir açıklama isteyecek,eğer geçerli bir açıklaması yoksa hayatımdan silecektim.
Yapacağım telefon görüşmesi belki de hayatımın en zor anıydı. Arama tuşuna basamıyordum bir türlü. En sonunda cesaretimi toplayıp onu aradım. Telefonu hiçbir şey olmamış gibi "Efendim güzelim" diyerek açtı. Dalga mı geçiyordu benimle bu? Belki de bu son konuşmamızdı. O yüzden biraz da birşey olmamış gibi konuşmak istedim. Biraz halini hatrını sorduktan sonra konuya giriş yaptım.
-Eve bana söylemek istediğin birşey var mı?
-yok güzelim neden ki
-Efe! amcam ve babam senin sicilini araştırmış ve senin bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu öğrenmişler. Nolursun bana mantıklı bir açıklama yap ve onları haksız çıkar. Ben seni bırakmak istemiyorum. Evet seni tüm kusurlarınla sevebilirim ancak babam bizi bırakmaz."
Bunları söylerken sesim ölesiye titriyordu. Sadece mantıklı bir açıklama istiyordum. Babamı haksız çıkarmak istiyordum. Bunu ilk defa bu kadar çok istedim. Ama bana verilen cevap ise telefonun kapanma sesi oldu.
Ben cevabımı almıştım. Bana sadece bir açıklama yapacak kadar bile hatrım olmamış demek ki. Hayır bu iş burda bitmedi. Bir açıklama yapılması benim en doğal hakkım diye düşünerek tekrardan onu aradım.
Açtı. Bu sefer o kadar sakin değildim.
-gerçekten yüzüme mi kapattın Efe?
-Asel aşağı in.
Buraya gelmişti. Yanıma gelmek için yüzüme kapatmıştı. Çünkü kendini telefonda güzel ifade edemiyordu. Bu kadar iyi tanıdığım bir insanı aslında hiç tanıyamadığınl fark edince insan gerçekten bir tuhaf oluyor.
Hemen camdan baktım ve gerçekten de geldiğini gördüm. Benimle yüz yüze konuşmak istemişti çünkü benim onun yüzüne karşı sert konuşamayacağımı farkındaydı.
Önce saçımı üstten bir taradım. Üstümdekilerin güzel olduğunu düşünüp merdivenlerden aşağı indim. Karşımda gördüğüm manzara içimi parçalayacak derecede idi. O ağlıyordu.
Peki neden? Çok mu sert konuşmuştum? Yoksa yaptığı şeylerden pişman mıydı? Bilmiyorum...
Sadece tek bildiğim onu istemeden üzmüştüm.Yanına gidip oturduğu kaldırıma çömeldim.
-ne oldu, neden ağlıyorsun?
-Asel.. ben gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Sanırım herşeyi öğrendin. Şimdi sana açık konuşmak istiyorum. Seni gerçekten sevdim. Bunu az çok anlamış olmalısın. Ben 4 buçuk senedir M** kullanıyorum ve son zamanlarda çok halsiz olduğum için test yaptırmak istedim ve kullandığım şey testte çıkınca doktor kaç senedir bunu kullandığımı sordu. 4 buçuk sene civarı diyince bana şunu söyledi "Bunu eğer kullanıyorsan bilmen gerekir ki 5 seneye yakın kullanan insanları ölüme kadar sürüklüyor şimdi seni birkaç teste daha sokucaz" dedi. Testlerin sonucunda ise....
dedi ve sustu.
-devam et!!
-Fazla ömrüm kalmadığını ve her an ölümün kapımı çalabileceğini söyledi işte.. bende ömrümün kalan yarısını da seninle geçirmek istedim. Biliyorum belki yaptığım nankörlüktü, seni kendime bağlayıp sonra hayatından çıkıp gitmem büyük bir nankörlük olabilir. Özür dilerim.. keşke hiç hayatına girmes-
-Onu söyleme sakın Efe...Peki bu şeyin düzelme ihtimali yok mu?
-Çok düşük olsa bile var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLTİCA
Teen FictionBu kitabımda Asel adlı karakterimizin sürekli sığınacak bir liman bulduğunu sanıp her seferinde sırtından vurulmasını konu aldım.o zaman hadi başlayalımm karşınızdaa iltica..🎉🙌🏻