3.5

427 79 52
                                    

Oy ve yorum lütfen 🌪️
•••

Buz gibi bakan gözlerin sahibi parmaklarını yavaşça oynatmaya başladığında oluşan kristalleri fark edip direk ayağa kalktım ve önümdeki Rhino'yu ittirdim. İkimizde yere düşmüştük ama sonuç olarak yaptığı saldırıdan kurtulmuştuk. Ayağa kalkacağı sırada Minho beni belimden tutarak yana çekti ve nasıl yaptığını anlamadığım bir şekilde tek dizinden güç alarak mızrağı savurdu.  Yandan beline vurması diğer beni o taraftaki kristale tabiri caizse yapıştırmıştı.

Gökyüzünü kullanamıyor olabilirdi ama savaş prensi olduğunu gerçektende belli ediyordu.

"Öncelikle her ne kadar ona kızgın ve kırgın olsam da sevdiğim çocuğun yüzüne sahip olan sana, vurmak hoş değil."

Belimden tutmayı bıraktı ve yavaşça yere oturtturdu beni. Elindeki mızrağı döndürüp sağa doğru uzattığında bunun dövüş başlangıcı olduğunu biliyordum. Her ne kadar eskiyi hatırlayıp yazmış olsam da Minho çok yapıyordu bunu. Her şey başlamadan önce rakibini inceleyip zayıf noktasını bulurdu. Yutkundum. Ona yardım etmeliydim. Her ne kadar güçlü olsada yeteneği olan bir rakip vardı karşısında.

"Eninde sonunda gidecek! Ailesi orada. Her ne kadar benim olsalarda sonuçta onlarla büyüdü!" Elinde kristal kılıç oluşturduğunda oturduğum yerde geriledim. Ayakta mı kalsam yoksa yerde mi dursam bilemiyordum. Her an her yerden kristal yapabilir veya üstüme atlayabilirdi. Ayrıca...

Rhino'nun dikkati dağılıyordu.

Öyle ki yüzündeki değişimi fark etmiştim. Agresif halinin yanında bu konu yüzünden tereddüt kırıntıları vardı. Kafası karışmıştı. "Ne olursa olsun oraya gidiş biletimin ölüm olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca bu... Düşünülmesi gereken bir konu."

Duruksama nedenim Minho ile göz göze gelmemdi. Reddetmemiştim. Gitmem, burada kalacağım dememiştim ama gideceğim de dememiştim. Cidden bilmiyor hislerimi tarif edemiyordum artık.

"Düşünülmesi? Annenle baban orada. Gerçek arkadaşların orada. Cidden..." Güldüğünde yavaşça ayağa kalktım. "Sevgilin için mi kalacaksın yani?'

"Sen sevgilin için geri gelmedin mi? Orada kalabilirdin ama Kransma yani Samiel için geri geldin."

Haklı olduğumdan sadece dişlerini sıkmakla yetindi. Derin bir nefes aldım. Gözlerindeki ifadeden öylece bunun peşini bırakmayacağı belliydi. Gerçekten ölmemi, ölmeyeceksemde gitmemi istiyordu. Her ne kadar acıtsada farkında değildi sanırım.

Samiel için o bu yaşamda sevdiği değil, ortalığı karıştıran kişiydi. Eğer kaderleriyse birbirlerini severlerdi ama imparatorluk buna izin verir miydi bilmiyordum. Her türlü her evrende zararlıydı. Ki bence bunu bildiğindendi bu tavırları. Ben ölürsem her şeyin daha güzel olacağına inanıyordu. Daha doğrusu inanmak istiyordu.

O an gerçektende çaresiz olduğunu fark ettim. Olması gereken dünyadan koparılmış ve acılı bir adaptasyon geçirip yinede herşeyi yoluna sokmuştu. Ta ki savaş başlayıp tamamen kaybedene kadar... Ardından düzeltmek için bir şans bulmuş ama ondada ruhlar değişmiş ve ben, ondan herşeyimi çalan kişi buraya gelmişti.

Yaşadığı şeyler zordu.

Ama geri de alına- bir dakika.

"Çiçeği istiyorsun çünkü zamanda tekrar geri gideceksin."

Durakladı. Haklıydım. Öyle ki elinde bize doğrulttuğu kılıç bile titremişti. Gerçekten de bunu istiyordu. Tekrardan herşeye baştan başlamayı...

"Ama kesin bir durum yok ki." Dedim kaşlarımı çatarken. "Tekrar geriye gitsen yine aynısı olmayacağı ne malum? Yine olman gereken evrende uyanabilir-"

Cruel author •Jeongho• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin