2.1

599 115 126
                                    

Oy ve yorum🌪️
•••

"BIRAK BENİ!"

"Asıl sen saçımı bırak! Omega canını acıtacağım bak yapma agh tanrım elin nasıl bu kadar ağır senin?!"

Minho geri geri gidip hızla duvara yaslandığında beline sardığım bacaklarım duvara çarpmış bu da canımın acımasına neden olmuştu. Küçük bir çığlık atıp saçlarına daha çok asıldım. Deli etmişti beni.

BENİ DELİ ETMİŞTİ!

"Yalan söylüyorsun diyip öyle bakmak nedir ha?! NEDİR?! Bir de yok kabul etmiyorum diyor. Bana bak psikopat kalktığımdan beri stres altındayım yemin ederim tek tek kahverengi saçlarını eline veririm senin!"

Kahkahasını duyunca elimi saçlarından çektim ve kolumu boynuna sardım. Böylelikle yüzü göğsüme geliyordu. Yani evet. Onu boğacağım. "İeltra imparatorluğu için gerçekten çok çalıştın. Huzura er Rhino İeltra. Halkın seni iyi hatırlaması için elimden geleni yapacağım."

Tüm gücümle sıktığımda dahi gülüyordu. Cidden. Bazen gökyüzü omegası olmaktan nefret ediyordum. Fiziksel gücümle dalga geçiliyordu resmen.

"Güzelim. Şu an sadece kendini yoruyorsun."

"Sana konuşma dedim. Yok bişi yok bişi acımayacak. Hepsi geçecek."

Kendini duvardan ayırdı ve ilerledi. Bu sırada hala sıkmakla meşguldüm. Gülmesi kesilse rahat edecektim ama işte. İnat eder gibi gülüyordu. Bir anda sırtımı yatakta bulunca ellerim istemsizce aralandı. Bunu fırsat bilen hain ise tamamen üstüme yerleşmek için kullanmıştı bunu. İki kolunu kafamın yanına koymuş bana bakıyordu şu an. Hemde o büyük gülümsemesiyle. Bana böyle bakarsa hem sinirlenir hemde yumuşardım. Haksızlıktı bu.

"Bu canlı hallerini o kadar çok özlemişim ki... Hırçın hallerine aşığım. Şu an öpüp durmak istiyorum seni. Yaramaz omegam benim."

Alnımdan öpüp tekrar yüzüme baktı. bende ona baktım. Ne yalan söyleyeyim bu hallerimizi özlemiştim. onun duygusuz düz yüzünü görmek içimdeki bir şeylerin yanlış olduğunu haykırmaktı adeta. Bu yüzden o her güldüğünde ben tamamlanıyordum. kalbim huzurla doluyordu.dengesiz. gerçekten dengesizdi ve beni de kendine benzetiyordu. Öyleki az önceye kadar sinir ve stresten ağlayacak olan ben şimdi mutlu ve huzurluydum. İki durumu da onun yarattığını varsayarsak ne dersem haklıydım bence.

Bir süre daha beni izledikten sonra eğildi ve elmacık kemiklerime birer kez öpücük kondurup kafasını boynuma gömdü. Derin bir nefes alıp kollarımı boynuna sardım ve saçlarıyla oynamaya başladım. O da iyice üstüme uzanmış ve bedenlerimizi birleştirmişti. Yinede ağırlığını hissetmiyordum. Anlaşılan havayla kendini dengeliyordu. Ah cidden. Sevdiğini söylemeden hissettirmek sanırım buna deniliyordu. 

Bir süre öylece durduk. Üstüme uzanmış Minho ve ensesindeki saçlarıyla oynayan ben... Seviyordum bunu. Onunla böyle baş başa kalıp kafa dinlemeyi bu hayttaki çoğu şeyden çok seviyordum. Sonra ben tam bunu dışımdan söyleyecekken nefesinin artık daha düzenli olduğunu fark ettim. Resmen üstümde uyuyakalmıştı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Tiran? Savaş alanının fatihi? Hmhm eminin.

Sevdiğim adam boynumda uyurken bende gözlerimi kapatıp kendi zihimle başbaşa kaldım. Huzur verici şu an da maalesef düşünmem ve yoluna sokmam gereken şeyler vardı. yirmi günlük hala anlamını çözemediğim uykumda  elimde olmayan şeyler geliştiğinden başka çarem yoktu artık. Daha hızlı ama dikkatli gitmeliydim. özellikle Rhino... Onu üzmek veya bana olan güvenini kırmak istediğim son şey bile değildi. bugün bir şekilde üstümüzde karamsar havayı dağıtmıştım ama her zaman geçerli olmazdı bu. Minho zekiydi. Elbet bir gün anlar ve acı çekse dahi bana sırtını dönerdi. Her ne kadar aşık olsamda yazdığım karakteri bildiğimden söylüyordum bunu. Bir an önce harekete geçmeliydim.

Cruel author •Jeongho• ⚜️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin