Cruel author •Jeongho• ⚜️

3.9

Oy ve yorum lütfen 🌪️
•••

Yere indiğimizde Minho kendini yer attı. Hemde direk attı. Normalde gökyüzünde uçarak gezinen o şimdi yere kapaklanmış derin nefesler alarak midesini tutuyordu. He? Kendisi yapınca sorun yoktu ama ejderhaya bininca midesi mi bulanıyordu gerçekten?

"Hayatımda daha önce hiç bu kadar zor durumda kalmadım. Agh."

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve yavaşça ejderhamdan inip derisini okşadım. Son bir bakış atıp mavi sise dönüştüğünde hemen sevdiğim adamın yanına geldim bu seferde onun sırtını sıvazladım. Tamam şey bu durumda gülersem Minho beni mahvederdi bu yüzden kendimi tutmalıydım.

"Bir daha asla. Hemde asla binmem ona."

"Şey o da pek bindirmez gibi. Daha iyi misin? Hey. Savaş prensi gökyüzü elçisi Rhinoas İeltra. Miden nasıl?"

Kendimi tutamayıp laf soktuğumda hızlıca kafasını kaldırdı. Büyük gözlerini kısmış ardından ise uzattığım elimi tutmadan ayağa kalkmıştı. Gerinip yukarıdan yukarıdan bana baktığında güldüm. Onu hırslandırmıştım. Muhtemelen şimdi savaş alanında şov yapacaktı.

"Benim için değil, savaş sonrası olacaklar için endişelenmelisin omegam." Elimi tutup beni kaldırdı ve alınlarımızı birleştirdi. "Biliyor musun kızışmam tam da o zamana denk gelecek gibi duruyor."

"Şey şu an imparatorluk yıkılıyor da diyorum ki romantikliğimizi sonraya mı bıraksak sevgilim?"

"Şu an romantik değildim aslında ama neyse... Doğru. Ne güzel yıkılıyor öyle babamın yaptığı surlar."

Fark ettiğim şeyle gözlerim açıldı. Demek ki bunca zaman o kadar da telaşlı olmamasının nedeni buydu. Canavarlar büyük surları yıkıyor, önceki kralın kurduğu altın şölen kulelerini mahvediyorlardı. Halk tehlikedeydi evet ama şu an asıl hasar şehre yönelikti. Hüzünle gülümsedim. Babasına olan nefreti işte bu kadar büyüktü. Alınlarımızı ayırıp büyüdüğü şehrin yıkımını izleyecek kadar.

"Yeniden en iyi şekliyle kurulacak İeltra. Çok güzel dizayn edeceğim. Biliyor musun diğer dünyada mühendisim. Hesaplamalarım iyidir yani."

"Güldürme beni."

Gıcık ses tonuyla geri çekilip koluna vurdum. Bu onu güldürmüştü. Başımı iki yana salladım. Cidden... Tamam herşeyi berbat etmiş olabilirdim ama elimden sadece bu gelmişti. Şu an prens oydu. Burada olacağına inip yardım etmeliydik aşağıdakilere.

"Yukarıdan canavarlar üst bariyeri kırmak için uğraşıyor. Annemin kurduğu bariyer bu. Ben oraya gideceğim ve havadan iki tarafada saldıracağım. Sende güzelim saraya gidip arkadaşının gücünü uyandıracaksın. Artık nasıl yaparsın bilmiyorum Kahin bey."

"Ya sen mağarada beni affeder gibi olmuştun bana bak çift kişilikli- hey! Uçsanda elbet yere konacaksın alfa!"

Arkasından sinirle bağırmama karşılık o sadece güldü ve hızlanıp daha da yukarıya çıktı. Şu an gökyüzündeydi. Yutkundum. Üstü yırtık ve kanlıydı ama o oldukça havalı duruyordu şu an.

Gidip Seungmin'i bulmam lazım.

Aklımı başıma topladım ve tepeden aşağıya koştum. Burası sarayın arka kısmıydı. İlerideki büyük taş ise yer altı tünellerinin olduğu yerdi. Yani oradan geçersem hızlı bir şekilde saraya çıkardım. Hızlıca ilerleyip hatırladığım yere doğru döndüm. Gördüğüm şey ise yavaşlamama neden olmuştu. Yutkundum. Asilzadeler buradaydı. Hepsi tünelden buraya çıkıyordu ama neden? Saray en güvenli yer olmalıydı. Chris neden böyle bir karar-