Cruel author •Jeongho• ⚜️

4.1

Oy ve yorum lütfen 🌪️
•••

Fantastik hikayelerde diğer herkesten güçlü olup oyun sonu canavarı gibi ortaya çıkan yardım eden veya düşman kesilen biri vardır. Genelde okuyucunun favoriside bu kişi olur. Gizemlidir. Sakindir. En iyi durumu görüp algılayan ve zeki oluşuyla herkesi mest eden kişidir bu kişi.

Yani Samiel'dir.

İeltra Samiel. Buraya geldiğimden beri kaçındığım, beni tek hamlesiyle alt edebileceğini bildiğim için türlü oyunlar oynayarak aramıza duvarlar ördüğüm kişiydi. Yine de başarılı olamamıştım elbet. Onun her şeyden haberi vardı. Beni izlemişti. Bizi izlemişti ve şu an fark ediyorum ki o zindan da başından söylemişti bana.

Düşündüğün gibi olduğunu sanmıyorum demişti.

Haklıydı.

Burası bir kitap değildi. Yazar ben değildim. Buna rağmen bunu bilen oydu. Bana yardım etmiş, beni kullanmış, en sonunda da istediğine ulaşmıştı. Güçlüydü. Güçlüydü ve tam şu an karşımda duruyordu.

"Ölü prensimizin yüzüne kan gelmiş anlaşılan."

Az önceye kadar kazanmış ifadesiyle hava atan şerefsize baktım. Yüzünde artık zerresi yoktu o ifadenin. O bile biliyordu. Rahatça bir nefes alıp oturur pozisyona geldim ve bacaklarımı bağdaş kurdum. Her zaman... Her zaman hayalini kurduğum güç sahnesine tanık olacaktım ve bu beni heyecanlandıran bir şeydi.

"Kendi topraklarınla yetinmeliydin." Yavaşça ona doğru ilerledi Sam. Yalpalamadı. Sık nefesler alarak bayılacak gibi olmadı. Emin ifadelerle ona yaklaştı ve ellerini önünde bağladı. İçimden bir ses merak ettiğini söylüyordu.

Gücünün ne kadarının geri geldiğini deli gibi merak ediyordu.

"Hah. Taekru topraklarını bilmiyormuş gibi konuşma. Sizler burada yeşilliğin suyun tadını çıkarırken bizler sefillik içindeyiz."

"Eskiden bu topraklardaydın. Yanlış mıyım? Taekru'ya giden de orada kalıp canavarlarla arkadaş olan da sendin. Ne acı. Hafızan da o kirli havadan dolayı bulanmış gibi."

"Sakin sakin konuşmayı kes!"

Bağırdığında kaşlarımı kaldırdı. Hm. Kaşınıyor. Ona işkence edip öyle öldürmeyi planlıyordum ama Seungmin'in de durumu kritikti. Samiel onu iyileştirebilirdi bu yüzden acele etmeli ve bu ise son vermeliydik. Bu yüzden ayağa kalktım. Halk Chris sayesinde güvendeydi ama tahribat ne kadar fazla olursa iş de o kadar artardı. "Prensim. Keyfinizi bozmak istemem lakin vitamız şu an kan kaybediyor olmalı." Taehyun'un sinirini bozacak şekilde Afifçe eğilip Sam'e referans yaptım. "Ayrıca daha fazla hasar almadan bu savaşı sonlandırmalıyız."

"Öyle kolay mı sanıyorsun? Ha?! Binlerce canavar var burada! Sadece yerden gelen yok. Gökyüzünden gelen kara ejderhalar-"

O sırada tam yanımıza düşen siyah, gövdesi büyük kanatlı yaratık ile lafı yarı da kaldı. İğrenerek baktım. Ejderha? Bunlar ejderhaysa benim ejderham bambaşka bir şeydi. Şaşalı ve asildi bir kere. Bu gördüğüm ise oldukça çirkindi.

"Sonunda yola geliyorsun tırtıl."

Zihnimdeki sesle hafifçe gülümsedim. Demek övülmekten hoşlanıyorsun ha? Öyleyse bunu ileride kendi lehime kullanacağım.

"Hemen havalanma. Beni zapt etmek için daha çok yolun var."

Başımı kaldırdım bir şey demeyerek. Tahmin ettiğim gibi bu canavarı buraya atan Minho'ydu. Elindeki kılıca bir de üstündeki kana baktım. Kendine ait değildi. Olsaydı hem daha açık renk olurdu hemde hissederdim. Bu yüzden derin bir nefes alarak gülümsememi büyüttüm. Gökyüzünden bizi izliyordu alfam. Canavarları biçmişti anlaşılan.