Eski Dost

43 3 8
                                    

28/08/2023
Yazarın Ağzından:

Ateşler bezen hiç istemediğimiz anıları yakar ve yok eder. Ancak bazen, istediğimiz kötü anlıları da yakar travmaları kökünden eritip yok ederdi. 
Ateş hem güzel, hem de korkunçtu. İyilik ve kötülük gibi...
Mesela, yemeklerimizi pişirir, biz yaşayan varlıkları ısıtırdı. Ancak bazen, yaşayan varlıklara bir ıstırap olurdu. Nitekim bir insan yada bir hayvan ateşe fazla yaklaşır veya içine düşerse, Organları, kemikleri ve derileri yanardı. Buda müthiş bir acı verirdi. 

Bazı cani insanlar ateşi kötüye kullanıp, Ormanları yakıyordu. 
Ormanlar, hayvanların yaşam alanıydı. İnsanlar ormanlarda geziyor, Ağaçlardaki meyvelerini yiyorlardı. Sincaplar Ağaçların gövdelerine açtıkları deliklerde yaşarlardı. Kuşlar Ağaçların tepelerine yuvalarını yaparlardı.  
Ormanlar yandığı zaman, hayvanlar evsiz kalıyordu.

Yunanistan'da baş gösteren orman yangınları bunu gözler önüne seriyordu. 20 den fazla orman yandı ve bir sürü insan yaralandı. Hayvanlar yuvasız kaldı. Alevler o kadar fazla idi ki Edirne'nin Yunanistan'a yakın olan yerlerinde gözükebiliyordu. 

(Aşağıdaki yazdıklarım yangın çıktıktan bir kaç gün sonra gerçekleşiyor)

Yunanistan diğer ülkeler gibi bu süreci hastane yataklarında geçiriyordu. Gece-Gündüz demeden acı çekiyor, ateşler içinde inliyordu. Doktorlar Yunanistan'ın ateşini indirmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ancak ateşi düşmüyordu. Ağrıyan kemikleri yüzünden bazen hareket edemiyordu. Hatta bir keresinde tuvaleti olduğu halde kalkamamıştı. Doktorda bunu anladığı zaman torba takmıştı.

Yine o günlerden birinde, Doktor Yunanistan'a bazı testler yapmıştı. Elindeki kağıtlara bakarak Yunanistan'ın kaldığı odaya doğru ilerliyordu. Doktor ister istemez acıyordu ona. Nede olsa bir arkadaşı yoktu. Ermenistan'la yaşamasına rağmen pek yakın değildiler. Sanki aralarında sadece müttefik ilişkisi vardı. Sadece çıkar meseleleriydi. Türkiye'ye düşman olduğu için arkadaş olmuşlardı. Ancak sonralarında Ermenistan'ın alaycı tavırları, abisi hakkında söylemleri sinirini bozmuştu. Dediğim gibi, aralarında sadece çıkar ilişkisi vardı...

Doktor kapıyı açtı ve odaya bakmadan konuşmaya başladı.

"Yunanistan test sonuçların aynı...Değişen bir şey yok. Ama merak etme, tamam mı? İyisin... (Yunanca)"

Doktor biraz durdu. Odada yaşam belirtisi olarak hiç bir hareket yoktu.

"Yunanistan? (Yunanca)"

Kafasını kaldırıp odaya göz gezdirince Yunanistan'ın orada olmadığını fark etti. 

(...)

Miçotakis: Gerçekten bir ülkeye sahip çıkamadınız mı?! 

"Efendim gerçekten, her yeri aradık ama bulamadık! Zaten çıkan yangınlardan dolayı hareket edemiyordu!"

Miçotakis: Yunanistan'ı acilen bulun!

"Peki efendim"

(...)

Yunanistan ağır adımlarla sınırına yaklaşmayı başarmıştı. Yanan ormanları gördükçe daha çok yanıyordu canı. Artan ateşini de hesaba katarsak bu gayet normaldi aslında. Sadece kendi kafasında kuruyordu. 

Yangında uzak bir ağacın altına oturdu ve sırtını gövdesine yasladı. Her şeyden, herkesten bıkmıştı. Borçlardan, Almanya'dan...
Abisine olan özlem durmuyor, sürekli artarak kalbine bir bıçak gibi saplanıyordu. Yine mutlu olduğu günlere geri dönmek istiyordu. Gerçek gülümsemesini ortaya koymak istiyordu. Sırf diğer AB üyeleri onu mutlu görsün diye, sahte bir şekilde gülümsüyor. Aslında gülümsemek istemiyor, bütün acısını gözler önüne sermek istiyordu. Ama bu sadece hayalden ibareti. Kimse onun acılarıyla ilgilenmezdi. Dışarıdaki diğer ülkelere göre Yunanistan dört dörtlük bir hayat sürüyordu. Tabii içinde yaşadıklarını bilmezler yada umursamazlardı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~İsimsiz günler~ /Countryhuman Oneshot/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin