VARSIN GÖZLERİMİZ KONUŞSUN...

227 18 0
                                    

Keyifli okumalar...



İçimde ki yangından bahsedeli 4 gün olmuştu. Yıllar sonra Seda'ya tüm duygularımı anlatabilmiştim. Elbette yaşadıklarımı biliyordu ama duygularımı hiç açmamış hep geride tutmuştum. Dün de zoraki doktora gitmiş ve bir sürü testten tahlilden geçmiştim ve bir şey çıkmamıştı. Aslında çıksın diye de çok dua etmiştim. Yaşamak benim hakkım değildi ama yaşıyordum işte.

Çoğu zaman dikkat etmezdim kendime. Mesela karşıdan karşıya geçerken araba geçiyor mu, geçmiyor mu diye de bakmazdım...

Biliyorum karşı taraf için yaptığım şey çok korkunçtu ama... Bununla da sınırlı kalmazdım ki ben. Başım ağrıyorsa bir değil 5 ilaç birden içerdim! Karlı havada soğuk suyla yıkanır kendimi hasta etmeye çalışırdım. Kaza geliyorum demezdi ama ben kazanın üzerine gitmeyi severdim.

Yaşamak istemeyip, yaşamaya çalışan katil bir kadındım ben!

Katil...

Katil...

O günden sonra sürekli kulaklarımda çınlayan bu kelime beni hepten yok etmeye çalışıyordu. Tekrardan tedavi olmam gerektiğinin farkındaydım ama istemiyordum ki... Sonra annemin söyledikleri geliyordu aklıma yaşamak zorundasın...

Ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilemediğim boktan bir durumun içindeydim. Kalbimde kopan fırtınaları çektiğim acıları ben biliyordum!

Unutamazdım!

Ne bana yapılanları, ne de ailemin gidişini... Hepsinin acısı ilk gün ki gibi tazeydi...

Hava daha yeni yeni aydınlanmaya başladığın da derin düşüncelerimden gelen telefon ile çıkabilmiştim.

"Bu saatte aradığına göre buldun?"

Karşıdan hala bir ses gelmiyor sadece korkakça alınan nefes seslerini duyuyordum.

"Konuşsana!" diye bağırdığım da titreyerek de olsa "efendim ben." Diyen ses sinirlerimi bozmuştu. "bulamadık! Ama kulağımıza bir şeyler geldi efendim."

"Dinliyorum?" sabır çekiyordum! Konuşmayıp ağzının içinde bir şeyler gevelemesi daha çok geriyordu beni.

"Bir doktor arayışı içindeymiş." Afallamıştım bir doktor? "Nasıl yani, ne doktoru peki? Amacıyla alakalı bir şeyler öğrenebildiniz mi?"

"Ne yazık ki, ortada sadece doktor muhabbeti geçiyor!"

"Bunca zamandır..." kesilen nefesimi kontrol altına almaya çalışarak "bunca zamandır arıyorsunuz ve hala bulabilmiş değilsiniz! Kaldı ki, altını dolduramayacak şeyler söylüyorsun!" dişlerimi sıkıp "bundan sonra kesin olmayan hiçbir şey için arama! Bana net bilgilerle gel!" adamın cevap vermesini beklemeden kapatmış telefonu da sinirden duvara geçirmiştim.

Birkaç dakika sonra Seda uykulu gözlerle sabahlığını giymeye çalışarak odaya girmişti.

"İz sen iyi misin?"

"Sen yine mi burada kaldın?" diyerek tek kaşımı havaya kaldırmıştım. Usanmış bir şekilde "sen iyi olana kadar da gitmeye niyetim yok." Deyip yatağa atmıştı kendini.

"İyiyim ben artık hatta bugün işe geleceğim."

"Gerek yok nasılsa bugün cumartesi..." nasıl ya ne ara hafta bitmişti ki. Kendimi odaya kapatmaktan, içmekten, saatlerce boş duvara bakmaktan günlerin bile farkında değildim.

"O halde git hadi yatağına uyu saat çok erken..." esneyerek elini ağzına kapatmış bir taraftan da bana laf yetiştirmeye çalışıyordu.

"Gitmesem burada koyun koyuna uyusak ya?" kedi gibi yatağın içine kıvrılmıştı bile.

BENİ ÖLDÜR SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin