Seda ile bir süre daha lafladıktan sonra, aslında onun sümüklerini toparladıktan sonra bir süre uyumak istemiş ve başımı yastığa koymuştum. Bazen uykumdan bile yorularak kalkıyordum çünkü. Çoğu zaman uyumamak için direnirdim de! Kötü rüyaları hayatıma alalı çok olmuştu ama hala onlara alışmış sayılmazdım. Bu yüzden de uyku da benim en büyük düşmanım olmuştu.
Yarım saat kadar uyuyup tekrar kalkmıştım. Banyoya girip işlerimi hallettikten sonra üzerime sabahlığımı geçirip mutfağa inmiştim. İçeri girdiğim de Hacer Hanım cam kenarında ki masaya oturmuş boş gözlerle dışarıyı izliyordu. Beni görünce hemen toparlanıp "günaydın hemen hazırlarım kahvaltınızı." Diyerek ayaklanmıştı. Elimle otur işareti yaparak "aç değilim, kahve alacağım kendime sadece." Dediğim de anlayışla başını sallayıp bakışlarını tekrar dışarıya çevirmişti. Onu böyle sıkıntılı görmek canımı sıkmıştı. Kendimle beraberinde Hacer Hanıma da kahve hazırlayıp önüne koymuştum. Yaptığım şey onu epey şaşırtsa da bir şey söylememişti.
"İyi misiniz Hacer Hanım?"
"İyiyim..." verdiği kısa cevap hoşnutsuzluğumu arttırmıştı.
"O halde nedir bu kadar sizi düşüncelere atan şey?"
Bakışlarını bana çevirdiğin de ufacık da olsa bir tebessüm edip "eskiden bana Hacer anne derdin." Demesiyle boğazıma bir yumru oturmuştu. Ellerini açarak "bu ellerle büyüttüm seni ben. Allah şahidim ya bir kere olsun kızım Busem den ayırmadım seni. Anan da baban da o kadar iyi insanlardı ki, onlar da beni ailesinden biri görüp hep destek olmuşlardı."
Annem, babam...
Gözleri dolu dolu olan kadından bakışlarımı bir an bile çekmemiştim. "Hani rahatsızlandın ya sen, öyle çok korktum ki. Sana bir şey olacak diye elim kalbimde gezdim. Elden de bir şey gelmeyince soluğu mezarlıkta aldım. Gittim onlara dedim ki, gelmesin sizin yanınıza daha çok erken. Eskisi kadar sevmeyin kızınızı..." bedenim titremeye, gözlerim dolmaya başlamıştı.
"Düşündüm ki, seni çok sevmeye devam ederlerse hemencecik alırlar yanına. Yaşadıklarını bilirim güzel kızım. Şimdi sen iyisin ya, varsın bana uzak ol. Ama yeter ki sen iyi ol." Konuştukça gözlerinde ki yaşlar sel olup akıyordu adeta. Ne söyleyeceğimi, nasıl tepki vereceğimi bilememiştim. Haklıydı, yıllardır onunla da arama duvar örmüş, bir adım bana yaklaşmasına izin vermemiştim. Veremezdim de!
Kimi sevdiysem, ellerimden kayıp gitmiş ve ben sadece izlemekle yetinmiştim...
Şimdi yine birini seversem, bağrıma basarsam ellerimden gidecekmiş hissi oluyor ve ben deliler gibi korkuyorum. Hayatım bir ölümü daha kaldıramayacak kadar enkazın altında...
Herkesten bu yüzden deliler gibi kaçıyor, kimseyi hayatıma dahil edemiyordum işte. Kahve bardağına nasıl sıkıca tutunmuşsam sıcaklığı beni düşüncelerimden ayırmıştı. Alışıksın sen İz yanmaya bu mu koydu kızım sana?
Kupayı tekrar elime alıp, ağır bir şekilde yerimden kalkmıştım. Bakışlarım dışarıya süzülürken "benim için endişe etmeyin iyiyim..." diyerek hızlı adımlarla mutfaktan ayrılmıştım. Kendimi odama zor atabilmiştim. Hemen odamda ki balkon kapısına ilerleyip açmış ve temiz havanın ciğerlerime dolmasına izin vermiştim. Boğuluyordum, her şey herkes üzerime geliyor gibi hissediyordum. Masanın üzerinde duran sigara paketimi titreyen ellerime inat almış içerisinden de bir dal çıkarmış hemen ateşe vermiştim. Dumanı ciğerlerime çekerken sanki temiz havayı dolduruyormuşum gibi hissediyordum. Az evvel olan konuşmaları zihnimden uzaklaştırmaya çalıştım. Ben gardımı indiremezdim! Kimseye o sevgiyi yeniden veremez, mutluymuşum gibi davranamazdım. Ne kadar süre orada dikilip sigara içtim bilmiyorum. İçeri girdiğim de soğuktan dudaklarım morarmış yüzüm bedenim resmen bembeyaz kesilmişti. Üzerimden yoğun gelen sigaranın kokusu midemi bulandırmış hemen kendimi banyoya atmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ ÖLDÜR SEVGİLİM
Ficção GeralTüm ailesini tek bir kazada kaybeden İz Karaca hayata kaldığı yerden devam edemez. Yitirdiklerinin arkasından acılar çeker ve günün birinde hayatına biri girer. Yıllardır hayatına kimseyi almamak ve birilerine değer vermemek için elinden geleni yapa...