Herkesee selamlar :)
2. bölüm ile karşınızdayım.
yorumlarınız beğenileriniz çok kıymetli bu yüzden boş geçmezseniz çok sevinirim. Beraber büyüyelim olur mu
instagram adresim pocahontas.yh
Asıl beni öldüren şey, yaşamak...
"Uyan artık İz'im herkes aşağıda, kahvaltı için seni bekliyoruz..."
"Ya abla azıcık daha uyusam ne olur?"
"Olmaz kızım ya! Hepimiz seni çok özledik..." Özlem duygumun yükü omuzlarıma binmiş bir şekilde araladım gözlerimi. Ablam karşımda canlı kanlı duruyordu. İnanamadığımdan ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovuşturdum ve yeniden baktım okyanus gözlü ablama."
Sesim titreyerek "sen buradasın." Diyebildim. Sıkıca sarıldım öptüm kokladım. İnanamaz gözlerle bana bakıp "sen hepten delirdin Soner ile konuşayım da, seni birkaç günlüğüne kaçırsın buralardan." O ismi duyunca tüm kanım çekilmiş gibi hissettim. Bana bakan gözlerine odaklandım. Şu anda hiçbir şeyin önemi yoktu. Ablam buradaydı, kokusu hala aynıydı. Tekrardan sarıldım ona, tekrar tekrar tekrar.
Bedenimi kendinden uzaklaştırıp "sorun ne? Yine Soner ile kavga mı ettiniz?" dediğin de "sadece seni çok özledim." Diyebildim. Özlemek hafif kalırdı! O benim ablam değil, ikinci annemdi. Ablalar hep öyle olmaz mıydı zaten?
"Bende seni özledim uykucu. Ama biraz daha burada kalırsak, aşağıdakiler açlıktan baygınlık geçirecek benden söylemesi." Hızla başımı sallayıp yataktan kalktım o an banyoya girip ellerimi yüzümü yıkarsam, ablam ellerimden kayıp gidecekmiş gibi hissettim. Sıkıca ellerine yapıştım. Bana tuhaf baksa da umursamadım. Yanımdaydı ya, yanımdalardı ya bana yeterdi. Merdivenlerin başına geldiğimiz de aşağıdaki aşina olduğum kahkaha seslerini duydum. O an çocuk oldum ve bir anda ablamın ellerini bırakıp koşar adım salona gittim. Kahvaltı sofrası her zaman ki gibi harika gözüküyordu. Ama bir sorun vardı kimse yoktu!
Tüm sandalyeler boştu!
Başımı merdivenlerin oraya çevirdim. Kendi sesim bile güç bela çıkarken "abla, ablam..." diye seslendim. Cevap veren yoktu!
O an deli gibi kızdım kendime! Nasıl olurda ablamın o sıcak ellerini bırakırım diye lanetler okudum kendime! Dudaklarım titriyor, bedenim kendini taşımak da güçlük çekiyordu.
"Ablam, yalvarırım ses ver! Neredesiniz yalvarırım ses verin." Diyerek avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Sonra kendimi bahçeye attım, başımı sağa sola çevirdim. Belki bir umut görebilirim diye. Sonra uzaklardan bir çocuk sesi geldi. Kendimi toparlayıp var gücümle koşmaya başladım. Sese yaklaştıkça kalbim ağzımda atıyordu resmen. Sonra yemyeşil bir çınar ağacının önünde küçük bir kız çocuğu gördüm. Beline kadar inen simsiyah saçları bembeyaz elbisesiyle arkadan bile prensesi andırıyordu. Usulca yaklaşıp "merhaba, küçük kız dedim..."
Önce başını bana doğru çevirip tebessüm etti ve sonra tüm bedenini bana çevirdiğin de olduğum yerde dona kalmıştım. Yavaş adımlarla bana yaklaştığın da bembeyaz olan elbisenin önü tamamen kanla kaplıydı ve karnında bir bıçak saplıydı.
"Biliyor musun?" derken bakışlarımızı tekrardan birleştirmişti. Elleriyle karnında ki bıçağı gösterip "bunu bana annem yaptı..." dediğin de o an can vermek istedim. Nefes alamadığımı hissederek ellerim ile boğazıma yapıştım. "Söylesene annem bana bunu neden yapmış olabilir?" dedikçe kendimi kaybedecek duruma gelmiştim. Ellerimle kulaklarımı kapattım duymak istemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ ÖLDÜR SEVGİLİM
Ficção GeralTüm ailesini tek bir kazada kaybeden İz Karaca hayata kaldığı yerden devam edemez. Yitirdiklerinin arkasından acılar çeker ve günün birinde hayatına biri girer. Yıllardır hayatına kimseyi almamak ve birilerine değer vermemek için elinden geleni yapa...