İyi okumalar:)
...
Aisha Ellie Krista:
Kılıç ustalığı öğretmeni Şövalye Leydi Daphne'nin beni sınıfına kabul etmesiyle başrollerle aynı sınıfa gitmeye başlamıştım.
Ve bu gün ilk günüm! Okulun ilk günü bile bu kadar heyecanlanmamıştım!
İlk başta Adrian ve İsis'i uzaktan tanımanın bir sakıncası olmadığını düşünüyordum ama şimdi....
Sınıf zilinin çalmasıyla son kez kitaplarımı kontrol ettim ve derin bir nefes alarak üçüncü sınıfların bölümüne doğru yürümeye başladım.
Adrian, Eris'le çıkacak ve romantik bir aşk yaşayacaklar. Ama Adrian'ın ölmesiyle Eris'i avutan İsis sonunda onunla evlenecek. Ahh çok yazık...
Başta bu duruma dahil olup olmamak arasında biraz tereddüt ettim ama böyle olmak zorunda mı?
Adrian ölmek zorunda mıydı yani?!! Tamam Eris, sonunda İsis'in onun gerçek aşkı olduğunu anlıyor falan ama buna değer mi?! Bunun için illaha Adrian'cığımın ölmesi mi lazım?!
Bu kitabı okuduğumda Eris'in biraz saf hatta aptal olduğunu biliyordum zaten ama cidden bu kadarı da fazla değil mi?!!
Sınıfın kapısına geldiğimde açmak üzere uzanmıştım ve aynı anda kapıyı açmaya çalışan birinin ellerini tutmuş bulundum. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımde bir adet dağ gibi Adrian'la karşılaştım.
Yakut kırmızısı gözleri gölgedeyken daha fazla ortaya çıkmıştı. O kadar derin ve güzeldi ki bir süre ona hayranlıkla bakmıştım:
( Adrian) " Hey! Daha uyanmadın mı yoksa? Kendine gel de yolumdan çekil!"
!!!!!!
Sözümü geri alıyorum! Bırakalım ölsün bu çocuk!!!
Öfkeyle yolundan çekilince arkadan gelen İsis bana şirin bir gülümseme sunarak selam verdi:
( İsis) " Günaydın Aisha, onu aldırma lütfen kendisi büyü tarihi dersinden nefret eder ve sabahları genellikle huysuzdur. Şimdi düşününce o genel olarak huysuz biri aslında."
( Aisha) " Bu insanlara böyle davranmasını haklı çıkarmaz ama değil mi?!"
Saçlarını karıştırarak düşünceli bir ifadeyle konuştu:
( İsis) " Sanırım haklısın ama...o her zaman böyleydi."
( Aisha) " Öyle mi?"
Kitaba göre oldukça kararlı ve zeki bir adam olmasının yanı sıra iyi kalpli ve kibar olduğu yazıyordu. Bu huysuz aksi veledin tam tersi yani!!
İçeri girdiğimizde İsis, Adrian'ın yanına oturmuştu. Ben ise öndeki boş masaya geçip yerleşmiştim.
Büyü tarihi öğretmeni Alfonso'yla daha önce tanışmıştım...
Babamla birlikte yazılı sınavın sonuçlarıyla ilgili profesörlerle konuşmaya gittiğimizde:
( Aisha) " Efendim, neden matematikten sıfır puan aldığımı açıklayabilir misiniz acaba?"
( Matematik öğretmeni Stephen) " Leydi Aisha açıkçası cevaplarınızın hepsi doğruydu ancak çözüm yollarını bir türlü anlayamadım. Bu sebeple puan veremedim. Ancak üzerinde daha fazla durduğumda bunu anlayabildim. Maalesef bu formülleri kullandığınızı anlamam uzun sürdü."
( Arnold) " Anlayamadım! Neden bunu anlamak bu kadar zor olsun ki?"
( Stephen) " Çünkü kızınız daha on yaşında bu formülleri bilmesinin imkanı yoktu diye düşündüm."
Doğru ya, önceki hayatımda bir tıp öğrencisi olduğumu nereden bilsindi dimi?!
( Aisha) " Peki ya tarih puanlarıma ne oldu efendim?"
( Büyü tarihi öğretmeni Alfonso) " Hmm doğrusu verdiğiniz cevaplar çok ileri seviyeydi. Ancak benim istediğim cevaplarla örtüşmüyordu. Bu yüzden de puan veremedim. Ancak daha sonra ilgimi çeken cevapları kontrol ettiğimde sizinkilerin doğru olduğu ortaya çıktı. Sanırım tarih kitaplarını güncellemenin zamanı gelmiş."
( Arnold) " Bu kabul edilemez! Nasıl olur da bir profesör böyle bir hata yapar?"
( Alfonso) " Hatamızın farkındaydık ancak müdür beyle konuşup onu okula kabul etmesi için ikna ettik. Yine de özürlerimizi kabul edin lütfen Leydim. Siz eşi bulunmayan bir yeteneksiniz."
Ve bu şekilde akademinin genç dahi leydisi olarak tanınmaya başlandım. Bir de üstüne Adrian'la olan düellolarım eklenince beni gören herkes parmakla gösterir oldu.
Birinci sınıftaki tüm derslerde başarılı olduğumda ise bu ünüm bir hayli hızlanmıştı. Öğretmenlerim bana öğretecek hiçbir şeyleri olmadığını söyleyip artık derslerine katılmama gerek olmadığını belirttiler.
Bir haftalık sıkıcı okul hayatım sonunda biraz eğlenceli olmaya başladı. Ve hepsini de profesör Daphne'ye borçluyum.
Oyy saçlarına kuyban olduğum hocacığım beniiim~
Öhöm!
Sonunda Pröfesör Alfonso sınıfa girdiğinde onu tekrar görebilmiştim. Gözleri ilk beni bulan profesör bana güzel bir gülümseme sundu:
( Alfonso) " Herkese günaydın. Yeni dönemin ikinci dersine başlayalım. Bu yıl aramıza katılan dahi ley- yani leydi Aisha Ellie'yi selamlayalım. Hoşgeldiniz leydim."
!!!!!
N-Neden bunu yapıyor?! Çok pis utandım şu an!
Zaten okulda beni tanımayan yok ki aq! Neyini tanıtmalıyım?!
Yutkunarak ayağa kalkıp arkamdaki öğrencilere döndüm:
( Aisha) " Merhaba....aaa... ben Aisha Ellie Krista... aaa... on yaşındayım... aaa...Krista kontluğunda doğdum.... aaa...kılıç kullanmayı severim."
Batırdım!!
Sınıf beni cesaretlendirmek istercesine alkışlayınca kendimi daha fazla utanmış hissettim ve hemen yerime oturdum.
1 Saat Sonra:
( Alfonso) " İnanamıyorum not tutuyor!! Sanırım ilk çalışkan öğrencimle tanıştım! Artık mesleğim bir anlam kazanacak!"
Profesör kendi kendine bir şeyler gevelerken, İsis ve Adrian birbirleriyle uğraşıyorlardı. Ben ise tahtada yazan büyü förmüllerini anlamaya çalışıyordum.
Bir de bakmışım ders bitmiş!!!
( Alfonso) " O hâlde haftaya görüşürüz."
( Aisha) " A-ama daha ödev vermediniz."
Profesör parlayan gözlerle yanıma geldip elimi tuttu:
( Alfonso) " Ödev mi istiyorsun?!"
( Aisha) " Elbette, ödevler öğrenmeme yardımcı olur."
( Alfonso) " O hâlde sana ödev vermemi ister misin? Zor mu olsun yoksa kolay mı? Ya da şöyle el yoran bir ödeve ne dersin?"
( Aisha) " Profesör ne verirse kabulümdür."
...
( Adrian) " Gördüklerime inanamıyorum!! Öğretmeninden zorla ödev isteyen bir öğrenci ve ödev vereceği için kendinden geçen bir öğretmen!! Onlar kesinlikle akıllarını kaçırmış!!"
( İsis) " Abartma, sende arada bir ders çalışsan hiç fena olmaz."
( Adrian) " Seni de delirtmişler!!!!!"
....
Sonraki bölümde görüşmek üzere:)
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romantik Roman Dünyasında Bir Türk!
FantasyAsena, sıradan bir üniversite öğrencisidir. Yardımsever ve iyi niyetli olan ana karakterimiz çabuk öfkelenen cesur ve biraz da saf bir Türk gencidir. Bir gün karıştığı bir hırsızlık vakasında kurban gider ve okuduğu bir roman dünyasında uyanır. Ve...