1.1

150 14 22
                                    

Selam aşklarımm <3333
Güzel bir bölümle geldim. Hepimizin ciğeri soğumuştur diye yorumladım. Bu hançerli fikir aklıma izlediğim bir filmden geldi. Ben onu farklı yorumladım sadece. Her neyse. Bu bölümü final yapmak istiyordum ama bir iki bölüm sonra bunu final edeceğim. Biraz da tamamen mutlu WooSan görelim yeter diyeceğim. 13. Bölümde final düşünüyorum. Her neyse iyi okumalar annemm🤍

Ha bu arada yeni bir fic fikrim var. Yazmaya başladım. Yunho ve Mingi'ye mi yazsam yoksa WooSan'dan mı devam etsem bilemedim. WooSan olarak başladım ama YunGi çifti için de yazmak istiyorum. YunGi çifti için aklımda başka bir fikir var ama bunu da mı YunGi yapsam diye bi ikilemdeyim. Yardımcı olursanız sevinirim bu ucube yazarınıza...

~~~~~~~~~~~~

Sonunda mahkeme günü kesinleşmiş ve o güne gelmişlerdi. Eric son yaptığı şeyden dolayı dersini almış bir şekilde söz dinliyordu. San onu, ünlü olduğu camiaya göstereceği açık saçık ve zilyon sene konuşulacak o fotoğraflarla tehdit ediyordu. O da her şeye göz yumup denileni yapmak zorunda kalıyordu.

Sabaha kadar heyecandan uyuyamamıştı hiç kimse. Uyanmaları için kurdukları alarm çaldığında ikili ayaklanmıştı.

"Günaydın sevgilim."

"Günaydın yavrum. Jiwoong bende, sen üstünü değiş."

Wooyoung onaylayınca San kalkıp biberona hazırladığı mamayı getirmiş ve içirmeye başlamıştı. Wooyoung üzerini hızlıca değişmişti, San da maması biten çocuğa kıyafetlerini giydirmişti o sırada.

"Nasıl olmuşum?"

"Çok şık olmuş, tam olarak bu yakışıklının babasıyım diyorsun. Baksana kıyafetleriniz de benziyor."

Wooyoung oğlunun üzerine baktığında ikisinin de takım giydiğini fark edip gülümsemişti. Ardından Jiwoong'u devralıp San'ın hazırlanmasına müsaade etmişti. Çok geçmeden o da hazır olunca diğerleriyle haberleşip mahkeme için adliyeye gitmişlerdi. Eric tam karşılarındayken San'la fazla samimiyet kurmuyordu Wooyoung. Seonghwa'nın yanında durup bir gerginlik çıkmasın diye binbir türlü dua ediyordu içinden. Yunho ve San epey kilitlenmişti Eric'e. Kafalarında binlerce fikir vardı öldürmek için. Onu doğduğuna pişman edeceklerdi.

"Davacı Eric Richardson, davalı Jung Wooyoung mahkeme salonuna."

Wooyoung derin bir nefes alıp San'a uzaktan bakıp cesaretini toplayarak salona girmişti. Diğer herkes de arka tarafa oturmuş ve mahkemeyi izlemeye başlamışlardı.

Uzun sürmemişti mahkeme. Eric her şeyi kabul etmişti. Wooyoung zaten ondan en ufak bir çöp dahi istememişti. Kendi hakkı olanı alıp gerisini ona bırakmıştı. Wooyoung'un hayatını elinden aldığında bütün mal varlığını da almıştı Eric. Bu yüzden Wooyoung kendine ait olanları istemişti. Zaten geçen yaşanan olaydan dolayı Jiwoong hakkında ikileme dahi girmemişlerdi. Ki zaten mahkeme Eric'in Wooyoung'a attığı mesajları göz önünde bulundurarak Eric'i para cezasına tabii tutmuşlardı.

Sonunda mahkeme bitmişti ve artık Wooyoung bekar bir babaydı. Eric kabusundan kurtulmuştu.

"Bitti."

"Evet bitti sevgilim, kurtulduk ondan."

Wooyoung mutluluktan ağlıyordu sevgilisinin kollarında. Diğerleri de Wooyoung'un kurtulmasına sevindiğinden dolan gözlerine mani olamamışlardı. Az sonra adliyeden ayrılmışlar ve güzel bir kahvaltıya gitmişlerdi. Mutlulardı hepsi. Hepsinin yüzünden okunuyordu. Wooyoung uzun süredir ilk kez rahat bir nefes alarak bir şey yapıyordu. Özgür hissediyordu kuşlar gibi.

Yan Benimle | WooSanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin