SELAMLAR
Nasılsınız bakalım?
Kaç gündür yoktum buralarda şimdi hoop diye geldim. Arada böyle kaçamaklar yapa biliyorum..
Ben buraya dönüş yapana kadar 80 oy olurmuyuzz???? Bakın sööz çabuk ve çok seveceğiniz bir bölüm olucak ama öncelikle oy vermeniz lazım.
İyi okumalar..
~
Bir şubat sabahı, içimdeki sıkıntıların verdiği bıkkınlıkla ofladım. Bu gün kardeşimin olduğu hastaneye gidecektim. Bu zamana kadar onu görmesemde doktorlarıyla iletişime geçiyordum. Ve bu sabah aldığım bilgilere göre durumu çok daha iyiymiş, yakında kaldığı hastaneden çıkacaktı.
Her ne kadar buna hazır olmasamda, en sonunda bu yüzleşme olucaktı.
Kendi durumumsa oldukça iyiydi. Gün içerisinde yaptığım aktiviterle birlikte bir günüm su gibi geçip gidiyordu. Tedavi sürecimin bitmesine çok az kalmıştı. Aslında şuan bile bitti diye bilirdik. Artık güne mide bulantısıyla değilde, güzel bir enerjiyle kalkıyordum. Bunu Leyla hanıma borçluydum.
Telefonumu elime alarak gerekli aramalara baktım. Aralarından babamın mesajlarını görünce istemsizce gerildim. Yinede hemencecik açtım.
Babam: Kızım, yarın ilk uçakla oraya geleceğim.
Gelicekti nihayet..
Telefonu kapatarak montumun cebine attım. Babamı olaylardan haber ettiğim gün, bana geri dönüş yapmamıştı. O günden beri aramalarıma cevap vermiyordu. Başına bir şey geldiğini düşünmüyordum, çünki babamla özel olarak ilgilenen doktor bu durumdan beni mutlaka haberdar ederdi.
Sadece kafasını toplamaya ihtiyacı varmış. Doktorun söyledikleriydi bunlar. Yarın geliyorsa, demek ki bazı kararlar almış, onu benimle paylaşma ihtiyacı hissetmişti. Ben en baştan beri düşünüyordum ki, babam yine bütün suçu bana atıcak, Nil'in bu halde olmasının günahkarı seçilecektim. Fakat o bu durumdan tek kelime bile etmiyordu. Bu benim açımdan oldukça iyi olsada, yinede bazı cevapsız sorular vardı aklımda.
Yanımda benimle birlikte yürüyen Yıldız en sonunda konuştu. "Annemde yarınlarda falan gelicek. Bizimle kalmasında bir sorun olmaz umarım."
Ona ata bilecek en ters bakışımı attım. "Ne sorunu olucak Yıldız? Teyzem öz annem gibidir hiç bir sorun yaşatmaz bana."
İçtenlikle gülümseyerek yandan sarıldı bana. Yanağıma kondurduğu buseyle gülümsememe engel olamadım. Onunla kısa bir zamanda oluşan buzullar erimişti. Zaten karşınızda Yıldız gibi biri olduğunda küs kalmak imkansızdı.
Hastanenin girişinde durduğumuzda derin bir nefes aldım. Buna hazır mıydım kendim bile bilmiyordum. Kardeşimi görecek olmanın verdiği heyecan olsada yüzümde, onun bana yaşattıkları kalbimi bir hançer gibi delip geçiyordu.
Onun olduğu kata doktor eşliğinde geldik. "Şöyle söyleye bilirim, eğer bu uyuşturucu etkisinde size karşı kötü bir kelime ve ya bir işlemde bulunmuşsa, aklınızdan çıkarmayın ki zihni yerinde değildi. O, uyuşturucuyla yanan bedenini söndermek amaçlı hırsın en yakınlarından çıkara bilir. Bu bir çok hastalarımızda gelişen bir durum. Lütfen içeri girdiğinizde daha ılımlı olmaya çalışın."
Aynı anda kafamızı tamam anlamında salladık. Ne kadar ılımlı ola bilirdim ki?
Odadan içeri girdiğimizde kardeşim, Nil'i gördüm. Eskisinden katbekat daha iyiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya mısın sen?
General FictionAden: İkinci ve en önemlisi Aden: Mafya mısın ulan sen? Aden: Siyah siyah giyinmeler, lüks araçlar falan Aden: Tamam her bunlara sahip olan mafya değil ama Aden: Bence sen net mafyasın