Beğenmeyi unutmayın.
🎲🎲🎲
Jimin Hoseok ve Jin'i eve çağırdıktan sonra direkt olarak mutfağa atlamışlardı, jin bana bakarak tek kaşını havaya kaldırdı ve konuştu:
"Pastam nerede? Pastamı tam şu an istiyorum."
Hobi'de aynı şekilde konuştu ve ben oflayarak kollarımı birbirine bağladım.
"Of, sizce jiminin evinde pasta malzemesi var mı?"
Jimin tezgahın üzerine oturmuş bir konumda iken bağırdı.
"Yok"
Kafamı yukarı aşağı salladım, elimde ki telefonu kenara bıraktım ve ağır adımlarla mutfaktan çıktım, evden çıkacakken içerdekilere seslendim.
"Malzemeleri alıp geleceğim."
...
Eve geldiğimde yorulmuş bir şekilde poşetleri taşımaya çalışıyordum, mutfaktan gelen kıkırdamalar ile mutfağa geçtim ve poşetleri kenara bıraktım, kafamı kaldırıp onlara baktığımda telefonla ilgilendiklerini gördüm. Ama bir sorun vardı.
O benim telefonum.
Ve jiminin elinde.
Hızlıca atılıp jiminin elinden telefonu kaptım, gördüklerim ile gözlerim hızla sonuna kadar açıldı. Kafamı jimine çevirip sinirle soludum.
"Ne ya? Senin şu yakışıklı lazerci lazer sonrası evine davet etti seni, sanırım tüyleri iyi almış mı diye yakından bakmak istiyor. Bizde mesajı görünce senin adına cevap verdik."
Hoseok neredeyse üzgün bir tavırla yanıma gelip kolumu tuttu.
"Gerçekten yapma özel hayatı dedim ama dinlemedi jungoo."
Kolumu çektim ve telefonu kapatıp cebime koydum.
Jimin yine konuştu.
"Görüldü de kaldı ya, cevap verseydik son kez."
"Of hala cevap diyor ya!! Sarı saçlarını yolarım çakma civciv!!"
Jiminin üzerine atladım ve daha saçlarına dokunmamışken bağırmaya başladı.
"Ahh! Hobi!! Jin!! Saçlarımı yoluyor aahhh!!"
...
Beni sakinleştirmelerinin ardından utanmam adına telefonu hobiye vermiştim, o uygun bir cevapla konuşmayı bitirmişti. Beni ikna etmeleri üzerine pastayı yapmıştım ve pasta yarım saattir buz dolabındaydı. Hepimiz salonda oturmuştuk, jimin birden ayağa kalkıp konuştu.
"Pasta olmuştur! Tabaklara koyup getiriyorum."
Gereğinden fazla bir zaman geçtikten sonra jimin yanımıza gelmiş ve tabakları rastgele masaya koymuştu.
"Alın istediğinizi."
Herkes istediğini aldıktan sonra tekrar konuştu.
"Pastaları yiyin, ama pastaların içinde, bir tanesinde sürpriz var."
Jiminin bu sözleri ile herkes korkarak birbirine baktı fakat jimin gülerek konuştu.
"Pastaları karıştırdım, korkmayın içinde kötü bir şey yok."
Herkes tekrar önüne döndü ve pastasına baktı.
Çatalımı aldığımda pastanın içine batırıp ikiye ayırdım, jimin keyifle pastasını yerken biz ürkek bir parça yedik.
Bir süre sonra jiminin bağırması ile bakışlarımız ona kaydı. Dolu agızı ile konuştu.
"Ah! Dişim"
Elini ağızına attı ve kendine çıkmış yüzüğü avucuna aldı, kendine çıkma ihtimalini yık saymıştı sanırım. Jin gülerek ona baktı.
"Aptal, neden kendi yüzüğünü pastaya attın?"
Jimin kaşlarını çattı.
"Onu bana ilk sevgilim aldı!"
Hatırladıklarım ile kıkırdadım.
"İlk okulda ki mi?"
"Sonuçta ilk yüzük."
"Annesinden çalıp sana evlenme teklifi ettiği."
Jimin ayağa kalktı ve yüzük ile lavaboya gitti, yüzüğünü yıkayarak yanımıza geldi.
"Bu yüzük çok önemli."
...
Dün herkes gitmişti fakat ben gece Jimin'de kalmıştım, sabah uyanır uyanmaz lazere gideceğimi hatırlamış duş almıştım, ardından duştan çıkarak belime havlu bağlamıştım. Ben jiminin yatak odasına doğru ilerlerken jimin yanıma gelmiş sırıtarak bana bakmıştı.
"Lazercine mi gidiyorsun?"
Göz devirerek konuştum.
"Hayır lazer yaptırmaya gidiyorum."
"Aptal mısın? Aynı şey."
Cevap vermeden onun odasına geçtim, neredeyse bedenlerimiz aynıydı. Kurulanarak onun dolabını açtım, tanrım fazla renkli. Hızlıca üstüme düz beyaz bir tişört, altıma use bulabildiğim en sade pantolonu giyerek odadan çıktım. Hızlı adımlarla evden çıkacağım sırada jimin kolumu tutarak bana baktı.
"Bende geliyorum."
Kafamı sağa sola salladım.
"Hayır olmaz."
Dudaklarını büzüp üstünü gösterdi.
"Ama hazırlanmıştım."
...
Jiminin ısrarları ile onunla birlikte lazere gelmişti, içeri girdiğimiz sırada jimin etrafa bakarken birden olduğu yerde dondu, ona baktım ve tek kaşımı kaldırdım.
"Ne oldu?"
"Pisi pisi de burda.."
Baktığı yöne bakarken bir personel ile konuşan adamı gördüm, ardından jimine baktığımda o hızlı adımlarla o adamın yanına gitmişti.
"Selam yoongi!! Burada mı çalışıyordun?"
"Ah evet, arkadaşımın isteği ile burada çalışmaya başladım, başka bir güzellik merkezindeydim önceden."
Onlar konuşurken ağır adımlarla onların yanına gittim, jimin hafifçe bana dönerek elini omuzuma attı.
"Bak bu Jungkook."
İsmimi duymamın ardından ikinci kez arkamdan gelen ses ile duydum. Esmerin sesi.
"Jungkook."
Ağır adımlarla yanıma geldiğinde diğer ikiliye ardından bana baktı, aslında bakmak degilde, gözleri ile süzdü.
Adının yoongi olduğunu öğrendiğim adam sanki birden bir şeyi hatırlamış gibi elini şıklattı ve önce bana sonrada Taehyung'a baktı.
"Haa, şu güzellik abidesi diye bahsettiğin müşterin bu mu? İsmini şimdi hatırladım bak, güzel jungkook dediğin bu çocuk."
Bitti.
Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lazer. //Taekook//
FanfictionTüm vücut için lazere gelen Jungkook ve mükemmel Yakışıklı lazercisi.