04

769 92 51
                                    

"SOUR"
🏀
Chapter 4

୨⎯ "SOUR" ⎯୧🏀Chapter 4

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


𓆩ꨄ︎𓆪

Gecenin bir yarısı ardı arkası kesilmeyen sesler duymamla gözlerimi korkuyla aralamıştım. Sesler, ufak birer tıkırtı halinde yatağıma zıt tarafta kalan penceremden geliyordu.

İyice gözlerimi aralayıp ayıldığımda bu seslerin cama atılan küçük taşlara ait olduğunu anlamıştım.

Bunu yapabilecek tek bir kişi vardı; Hyunjin...

Uyku sersemliğiyle ayağa kalkıp yalpalanarak pencerenin önüne ilerledim. Perdemi bir hışımla açtığımda ise avucundaki ufak taşları pencereme atan Hyunjin'i görev üssünde yakalamıştım.

Beni görmesiyle duraksadı ve alayla sırıtmaya başladı. Bundan zevk aldığı o kadar belliydi ki...

Penceremi açıp annemlerin duymayacağı fakat Hyunjin'in duyabileceği alçak bir tonda söylenmeye başladım. "Saatin iki buçuk olduğunun farkında mısın?"

Sessizce başını salladı.

"O halde ne diye camıma taş zulanı atıyorsun. Ha bir de... Bunun için taş mı topladın cidden? Güya beni evime kadar takip etmeyi işsizlik olarak görüyordun."

Omuzlarını silkti, "Keyfim ve kahyası seni bu saatte rahatsız etmek istedi."

Sinirle gözlerimi devirdim. "Yani rahatsız ettiğinin farkındasın ve bunu yapmaya devam ediyorsun," diye mırıldandım. "Öyleyse polisi aramama ne dersin? Aramızdaki husumeti onların da duymasını ister misin?"

Güldü. Avucundaki taşları görmediğim bir yere koyduktan sonra tekrardan pencerenin önüne geldi. "Dağınık saçların ve yamuk burnunla tam bir gulyabani olmuşsun Kim Seoyun. Gözlerime daha fazla bu işkenceyi çektiremeyeceğim."

Dediği şeye histerik bir kahkaha attım. Sözde yamuk olan burnumu kim bu hale getirmişti? Kendisi! Ve hala pişkin pişkin gülebiliyordu. Kuru kuruya dilediği özrü de uçup gitmişti.

"Bu yaptığın şeyin davalık olduğunun umarım farkındasındır."

"Burnuna yanlışlıkla top atmam mı?" Gülmeye devam etti.

"Hayır," dedim sinirle. "Camıma taş atıp haneye tecavüz etmen! Ve bir de gulyabani sıfatıyla hakaret etmen."

"Doğruları söylemek ne zamandan beri suç oldu?" dedi kendi kendine gülmeye devam ederken. "Ayrıca hay aksi. Taşlar elimden kayıp giderken senin camına isabet etmiş."

Şok içinde ona bakmaya başladım. Bu durumda nasıl ciddiyetsizce davranabiliyordu? Saat gecenin iki buçuğuydu, iki buçuk... Gerçekten de beni sinir etmek için biri tarafından emir aldığını düşünmeye başlıyordum. Çünkü normal bir insan, bunları yapmazdı.

"Eğer bir daha camıma taş atarsan seni şikayet ederim. Anladın mı?"

Başını olumsuz anlamda salladı.

Sinirle iç çektim ve "Pekala. O zaman neler olacağını dene ve gör." dedim. Penceremi sertçe kapatıp aynı kararlılıkla perdelerimi de çektim. Hızlı adımlarla yatağıma girdikten sonra merakla beklemeye başladım.

Tık yoktu. Galiba bu sefer işe yaramıştı. Biraz olsun sözümü geçirebilmiştim.

Ya da ben öyle sanmıştım...

Çünkü dakikaların ardından camımdan ufak bir tık sesi gelmişti. Sonrasında iki, üç derken devam etmişti. Avucundaki tüm taşları atana kadar da devam edecekti anlaşılan.

Telefonumu elime aldım ve polisi aramak için duraksadım. Böyle saçma bir şey için polisi arayamazdım. Sinirle oflayarak telefonu tekrardan koydum. Resmen delirtecekti beni. Hala taş atmaya devam ediyordu.

Sinirle kafamı yastığıma gömüp battaniyeyi kafama kadar çektim.

Tam uykuya dalacakken bir yenisi camıma çarpıyordu ve irkilmeme sebep oluyordu.

Tekrardan hışımla ayağa kalktım. Perdelerimi açtım ve gözlerimi Hyunjin'in penceresine diktim. Bu çocuk neden vazgeçip uyumuyordu?

"Sen," dedim bağırmamak için kendimi zor tutarken. "Sen manyak mısın?"

"Niçin bu kadar sinirlendin?" dedi gülerek. "Elimde taş falan yok." Avuçlarını ben masumum dercesine havaya kaldırdı.

"Eğer beni rahatsız etmeye devam edersen evine gelip seni ailene rezil etmek zorunda kalacağım."

"Evde tekim. İstersen gelebilirsin." Göz kırptı.

Şok içinde olduğum yerde duraksadım. Sapık herif...

Utançla penceremi ve perdelerimi kapayıp yatağımın içine girdim. Battaniyeyi kafama kadar çektikten sonra derin bir nefes verdim. Bu çocuğun derdi neydi?

Taş atmayı kesmişti. Galiba gerçekten de elindeki taşların hepsini tüketmişti. Uzun bir süre ses çıkmayınca gözlerimi sıkıca kapadım. Hyunjin'i patakladığımı hayal ederek uykuya daldım.

𓆩ꨄ︎𓆪

Bölüm Sonu !¡
0:57 ————|——— -2:10

🏀

Herkes karşı komşusunun camını taşlasın. Bir de yorum ve vote atsın. Teşekkürler. 😌

sour :: hwang hyunjin ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin