25✔️

576 68 127
                                    

୨⎯ "SOUR" ⎯୧
🏀
Chapter FINAL

୨⎯ "SOUR" ⎯୧🏀Chapter FINAL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𓆩ꨄ︎𓆪

Dönüp baktığımda dolu dolu bir yaz geçirmiştim. Yazın ilk soluğunu Gaeun ile nehrin kıyısındaki parkta almıştık.  Benim için o gün, o parka gitmenin hayatımdaki birçok şeyi değiştireceğinden habersizdim. Ufak bir kaza ile başlayan hikayem, o kazayı yaşatan çocuğun camına taş atmamla devam ediyordu ki doğruyu söylemek gerekirse onun benim camıma taş atmasını bir zamanlar hiç sevmezdim.

Gerçekten de bir basketbol topu, bir avuç taş ve bir adet sweatshirt hayatıma Hwang Hyunjin'in bodoslama dahil olmasını sağlamıştı.

İzlerken pek de keyif almadığım basketbolu onun sayesinde severek izler olmuştum. Normalde taş atarak beni rahatsız etmesinden nefret etsem de zamanla bu duruma alışmış ve aynısını ona yapar olmuştum. Ona ait olduğundan bile haberim olduğunu bilmediğim bir sweate bağlanmış ve en sonunda sweati ona geri verirken içine ufak bir limon dikmiş bulunmuştum.

Ne zaman 'bunu da yapmam herhalde ya' diye düşünsem; yapmıştım!

Elimdeki ufak taşlara bakıp aptalca sırıttım. Taşlardan ilkini tüm gücümle karşıdaki pencereye fırlattım.

Hyunjin, davadan sonra şirketin hisselerinin ufak bir kısmını babasına satmıştı. Hâlâ yönetim koltuğundaki kendisiydi ama yönetim kurulundaki üyelerden biri de babası olmuştu. Bunu neden yaptığını sorduğumda ise asla yönetici olamayacağı bir koltukta oturmasının hiç oturmamasından daha iyi olduğunu söylemişti. Asla ulaşamayacağı o yönetici koltuğuna hasretle ve kıskançlıkla bakmasını istiyordu.

Her neyse. Hem hisselerden gelen parayla hem de davadan kazandığı tazminatla karşımızdaki daireyi satın almıştı. Artık penceremin karşısındaki pencere yüzde yüz Hwang Hyunjin'e aitti. "Tapulu malın mı?" sorusuna rahatlıkla "Evet, tapulu malım." diyebilirdi.

Fırlattığım taşın ardından ikincisini, üçüncüsünü de attım. Birkaç saniye içerisinde Hyunjin'in perdeleri açılmıştı.

"Selam komşu." dedim alaycı bir tonda.

Uykusu yeni bölünmüş gibi gözüken Hyunjin, kolundaki akıllı saatten saate baktı. "Saat daha dokuz ve bugün cumartesi." demişti isyankarca.

"Erken kalkan yol alır." dedim sırtımı dikleştirerek. "Hazırlan. Seni kaçırıyorum."

Yüzündeki uykulu ifade yerini aptal bir sırıtışa bıraktı. "Beni mi kaçırıyorsun?" diye mırıldandı memnuncasına.

Aynı şekilde sırıttım. "Aynen öyle. On beş dakikaya aşağıda ol."

Başını anlaşıldı dercesine salladıktan sonra perdelerini kapatmak için uzandı. Fakat aniden duraksadı ve imalı bir bakış atarak, "Kapatmama gerek var mı?" dedi.

sour :: hwang hyunjin ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin