09

921 107 228
                                    

୨⎯ "SOUR" ⎯୧
🏀
Chapter 9

୨⎯ "SOUR" ⎯୧🏀Chapter 9

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


𓆩ꨄ︎𓆪

Karanlık odanın aydınlanmasıyla Hyunjin'in eve geldiğini anlamıştım. Camın önünde onu beklerken kendime son derece rahat bir köşe yapmıştım. Sandalyemi çekmiştim, yastıkları popomun altına ve sırtımın arkasına sıkıştırmıştım. Dağınık ev topuzumla birlikte tırnaklarımı törpülemekle meşguldüm.

Saniyeler içinde karşımdaki odanın perdesi aralandı ve elindeki bir avuç taşla bana bakan Hyunjin'le göz göze geldim. Hızla taşları arkasına sakladı.

"Çıkar, çıkar." dedim alayla. "Demek her gece beni rahatsız etmek için işsizce bir avuç taş topluyorsun."

Camını açtı. "Ne dedin? Seni seviyorum mu?"

Aniden söylediği şeyle elimdeki törpü yere fırlamıştı. Kalbim duyduğu şeyden dolayı at koştururcasına hızlanırken öksürerek, "Ne- Ne saçmalıyorsun sen be?" dedim.

"Şaka."

Sinirle gözlerimi devirdim. Bu tarz şakalara gülmem mi gerekiyordu? Hayır, aksine son derece sinir bozucuydular.

"Bugün neden herkesin içinde bir anda iyilik meleği kesildin başıma?" Gerçi ilk başta kafama topu bilerek atmıştı da neyse...

O da kendi sandalyesini camın önüne çekmiş ve oturmuştu. Yorgun duruyordu. Saçları terlediği için nemliydi. Parmaklarıyla uzun siyah saçlarını geriye iteledi.

"Canım bir anda seninle ilgilenmek istedi."

Dudaklarımı büzerek onu taklit ettim. "Canı benimle ilgilenmek istemişmiş..." Felix de gayet benimle ilgilenebilirdi. Neden kafama top attıktan sonra bir şey var mı diye dibime kadar girerek kontrol ediyordu? Ya hiç top atmasaydı ya da kontrol etme kısmını Felix'e bıraksaydı.

Tekrardan törpümü almak için yere eğilip kafamı kaldırdığım sırada alnımın ortasında hissettiğim cisimle avuç içimi alnıma bastırdım. "Ah!" Saliseler içinde zemine ufak bir taş düşmüştü.

"Basket."

Dehşetle bakışlarımı Hyunjin'e kaldırdım. Bir diğer taşı fırlatmak için hazırlandığı sırada sinirle, "Sen kafayı mı yedin?" diye bağırdım. Sesimi biraz kontrol edememiş olabilirdim. Yan odada anne ve babamın uyuduğunu hatırlayarak utançla dudaklarımı birbirine bastırdım. Fısıldar bir tonda, "Cidden aptal falan mısın sen? Ya gözüme denk gelseydi. Bir kör etmediğin kalmıştı." dedim.

"Abartma," diye söylendi gülerek. "Herhalde gözünün içine atacak kadar yetenekli değilim."

"Ha olsan atarsın yani. Pes."

Her şeyde abartma, abartma deyip duruyordu. Abartmıyordum. Aksine bu camı söküp onun kafasına atmadığım için minnet duymalıydı. Ama bendeki hata. Onu insan yerine koyup yine pencerenin önüne gelip oturuyordum.

sour :: hwang hyunjin ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin