07

773 94 62
                                    

୨⎯ "SOUR" ⎯୧
🏀
Chapter 7

୨⎯ "SOUR" ⎯୧🏀Chapter 7

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


𓆩ꨄ︎𓆪

Susmak bilmeyen telefonumla gözlerimi aralamıştım. Ne olduğunu anlayamaz bir biçimde yastığımın altını yokladım. Telefonumu elime almamla gözlerimi kısarak üzerindeki ismi okudum.

Gaeun arıyor...

Sersemlemiş bir şekilde telefonumu açtım. "Efendim?"

"Kanka! Acilen buraya gelmen lazım."

"Nereye?" Hızla yattığım yerden dikleştim. "Saat kaç farkında mısın Gaeun? Sabah sekiz."

"Seninki sabah sabah tek başına parkta basket oynuyor. Ekmek almaya çıkmıştım tesadüfen gördüm. Fırsat bu fırsat. Koş!"

Tamam bile diyemeden telefonu Gaeun'un yüzüne kapadım ve koşarak banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı bozuk bir topuz yapıp tekrar odama girdim. Bol şortlarımdan birini ve oversize tişörtlerimden birini üzerime geçirdikten sonra hızla makyaj aynamın önüne ışınlandım. Belki de hayatımda yaptığım en hızlı makyajı yaptıktan sonra cüzdanımı ve telefonumu alıp evden çıkmak üzere koşar adımlarla kapıya yöneldim.

Annem de erkenciydi. Elinde kahvesiyle mutfak kapısından kafasını uzatıp, "Hayırdır Seoyun?" diye sormuştu.

"Hiç. Ekmek almaya."

"Ekmek almaya?" Kendi kendine güldü. "Sen ve kendi isteğinle ekmek almak. Hayırlar olsun inşallah."

"Gelirim bi' yarım saate."

Evden dışarı çıktığımda derin bir nefes alıp ceylan gibi seke seke parka koşmaya başlamıştım. Evime yakın sayıldığı için yaklaşık on dakika içinde parka varmıştım. Gözlerim Felix'in olduğu basket sahasını arıyordu. En sonunda terlemiş saçlarını geriye doğru itelemekle meşgul olan Felix'i görebilmiştim.

Saçlarını geriye yatırdıktan sonra diğer elindeki topu sektirmeye başladı. Birkaç hızlı ayak hareketinden sonra pota altına gitti ve şık bir hareketle topu çemberin içinden geçirdi.

Alkışlayarak ona ilerlemeye başladım. "Wuhu! Harikasın."

Sesin geldiği yöne, yani bana, doğru döndü. Gülerek, "Senin ne işin var burada?" dedi.

Omuzlarımı silktim. "Sabah sabah temiz hava almaya çıkmıştım. Çaktırma aslında ekmek almam lazım ilerdeki fırından."

Ufak espirime gülmekle yetinmişti. Topu havaya kaldırıp, "Birkaç şut denemek ister misin?" diye sordu.

Kalbim hızlanırken kekeleyerek, "O-olur." demiştim. Cüzdanımı ve telefonumu Felix'in eşyalarının yanına bıraktıktan sonra sahaya girdim.

Çok tuhaftı. Daha birkaç gün öncesinde Felix'i izlemek için kenardaki tribünde oturuyordum. Burnuma top gelmişti ve bu sayede onunla yakınlaşma fırsatı bulmuştum. Şimdi ise yalnızca Felix ve ben bu sahadaydık. Benimle birlikte basketbol oynuyordu.

sour :: hwang hyunjin ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin