8,08 bin okunma olmuş🥳🥳Kitabımız gün geçtikçe büyüyor,Fazla uzatmadan bölüme başlayalım.
Avşin kolları zincirli bir şekilde yatağa bağlı olarak odada yeni birgüne gözlerini açmıştı,düne dair hiç birsey hatırlamıyordu tek hatırladığı kaçmaya çalıştığı vede vurulma anıydı,ayağındaki sızıyla bianda canı yanmıştı ayağı aşırı derecede agırıyordu tam elini ayağına atacakken kolundaki zincir buna izin vermemişti.
Avşin kafasını yana çevirdiğinde kolundaki zincirle şoka uğramıştı resmen agit onu bu odaya kapatmıştı,ne sağa dönebiliyor nede sola dönebiliyor du tek yaptığı şey sadece sırt üstü yatmaktı tam o sırada odaya ağıt girmişti.
-"Günaydın karıcım nasılsın bakalım demişti gülen yüz ifadesiyle."
Avşin agitin yüzüne tükürmüştü,onu bu hâle getirip birde nasılsın diyemi soruyordu?Nasıl bir yüzsüzlüktü bu sanki dün hiçbirşey yaşanmamıştı.
-"Sen birde bana nasılım diye mi soruyorsun? demişti yorgun bir sesle bak bakalım iyimiyim, senin yüzünden oldu bunların hepsi senin yüzünden,sen getirdin beni bu hâle demişti sesini yükselterek."
-"Hayır karıcım!Ben getirmedim seni bu hâle sen kendin getirdin kendini bu hâle eğer sen dün kaçmasaydın bu hâlde olmazdın değilmi sevgili karıcım."
Agit avşinin başucuna gelmiş oturmuştu,elini avşinin yüzünde gezdiriyor saçları ile oynuyordu.Avşinin hareket etmeye çalışıyordu ama kolundaki zincir yüzünden hareket edemiyordu tek çaresi herzaman ki gibi susup beklemek'ti.
Sırf agitin yüzünü görmemek için kafasını cama çevirmişti,havadaki bulutlara ve kuşlara bakıyordu,kuşlar özgürdü istedikleri yerlere gidebiliyorlardı istediklerini yapabiliyorlar'dı ama onlar içinde hayat zordu her özgürlüğün bir zorluğu vardır.Özgürler'di ama yemek sıkıntıları vardı,avlanma tehlikeleri vardı.
Avşinde zamanında kendi kafesinde bir kuştu o kafesin içinde uçuyordu o kafesin içinde yemek yiyordu,uyuyordu gün geldi o kafesin içinde kedi kaptı onu. Dişleriyle kanatlarını kırmıştı,uçamazdı artık ama derler ya sabrın sonu selamettir diye avşin'de sabredecekti selametine erecekti er yada geç de olsa bundan kurtulacaktı.
Agit avşinin alnını öpmüştü avşin'de düşüncelerinden ayrılmıştı şuanda tek bir derdi vardı,agiti bu odadan atmaktı agiti sinirlendirse dayak yiyecekti sinirlendirmese daha da dibine girecekti ama köprüyü geçene kadar mecburen ayı ya dayı diyecekti.
-"Agit demişti yorgun sesiyle Beni tek başıma bırakabilirmisin ne olur?Bak gerçekten yorgunum ne kalkacak gücüm ne de konuşacak gücüm var sen den rica ediyorum gidermisin?"
-"Tamam,tamam gidiyorum ama şimdilik,geri geleceğim unutma"
************
Boran evin içinde tabiri caizse dört dönüyordu,sevdiği kadın Küçük Ceylanı vurulmuştu.Hemde agit tarafından bir hâl çaresi bulması lazımdı ceylanı'nı oradan kurtarmalıydı dayanamıyordu,avşini gördüğü yerde kaçırmalıydı yok yok en iyisi agiti öldürmeliydi işi kökünden halletmeliydi.Yediremiyor'du kendine o kadar insanı kurtarmıştı,o kadar insana yardım etmişti,Eşlerine el kaldıran adamların ağaların ellerini kırmıştı dar ağacına asmıştı neredeyse ama ceylanına yardım edemiyordu bu durumu ailesine de söyleyemiyor du,kendisine kızıyordu'da aynı zamanda keşke zamanında alsaydı çeşme başında görmüştü küçük ceylanı nı,o gözleri o güzelliği hâla ilk günkü gibi aklındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya ve Töre
Fiksi Umum-Mardinin ve doğunun en gaddar,sinirli ağası ve mafya babası BORAN KARAN. -Küçük yaşta annesi ve babası tarafından terkedilen,yıllarca eziyet gören AVŞİN LARA GÜNEŞ. -Küçüktüm annem ve babam tarafından terkedildim. Sevgisizlikle büyüdüm,Hep dövüldüm...