Bölüm7~İlk Davet Birinci Kısım~

334 164 88
                                    

Bora'dan gelen emre itaat etmedim. Kendimi geri çektim. Onunla yada onlarla gitmek gibi bir aptallığı tabii ki yapmayacaktım. Ancak neden çağrıldığımı da merak etmiyor değildim. Alp benimle baş başa konuşmak istediğini söyledi. Merak duygum bir basamak daha yükseldi. "Güneş izin verirsen içeriye girebilir miyim?'' Dedi sessiz tonla. Çiseme baktım. Esas izin verebilecek kişi o olduğunu düşündüm. Çisem başıyla onayladı. Bana doğru eğilerek sessizce dikkatli olmam gerektiğini vurguladı. Ardından Bora'ya döndü. "Kapıda bekleme sende içeriye gel" dedi. Alp ile özel konuşma için kendi odamı tercih ettim. Usulca kapıyı kapattı ve yanıma yaklaştı. Mahcup ve utangaç görünüyordu.
"Güneş bunu nasıl söylemeliyim bilemiyorum?"
"Lütfen Alp biran önce söylersen iyi edersin zira gecenin bu saatinde pek etik olmayan durum içerisindeyiz?"
Şaşkın bir vaziyette beni izledi. Böyle bir cevap vereceğimi elbet düşünmediğini biliyordum.
"Etik? Kime göre mesela ?"
"Alp lütfen lafı dolandırma"
Alp lafı hiç dolandırmadan konuya girdi. Duyduklarım karşısında ne diyeceğimi bilemedim. Bu gece oldukça karmaşık duygular içerisine bürünmüştüm. Alp beni ailesi ile tanıştıracağını söylediği andan itibaren zaman durmuştu. Akrep ile yelkovan birbirini takip etmiyordu.
"Peki ama neden ben?" Diye sordum.
"Seni kendime yakın buluyorum aileme karşı koz olacağını düşünüyorum"
Bu cümlesi oldukça kaba gelmişti. Kaşlarımı çattım ve keskin bir dille reddettim.
"Güneş lütfen bana yardım etmelisin istemediğim bir yanlışa sürüklenmek istemiyorum. Proje evliliği yapmak istemiyorum "
"Proje evliliği mi? Evlilik mi ?"
Gerçekten kafam Oldukça karışmıştı. Nabzım hiç olmadığı kadar hızlı ve dengesiz atıyordu.
"Merak etme arkadaşğımız baki. Sadece küçük bir oyun oynayacağız.  Amacım aileme bir ilişkim olduğunu kanıtlamak. Benim başka bir sevdiğim var ondan vazgeçemem. Fakat ailem buna tamamen karşı. Bu zamana kadar senin gibi birine güven duygumu teslim etmedim. Haklısın yerden göğe kadar ancak bu yardımıma karşılıksız kalma lütfen "
"O yüzden mi o gece baban tarafından acilen çağırıldın"
"Hayır o konu başka"
Derin derin boşluklara dalan gözlerim beynimin ve kalbimin çatışması arasında kalmıştı. Ortada büyük bir sorun olduğu kesindi. Ancak bu yaralı kalbe ufak bir yardım etmek beni ne kadar zorlardı emin değildim. İyi yanı Akaylara yakın olmak, onların içerisinde bulunmaktı. Kötü olansa bu düşündüğüm iyi yanın, ileride başıma bela olması sorunuydu. Alp gözümde gittikçe gizemi çözülmeyen bir sır küpüne dönmeye başladı. Ancak Alp kendi tercihlerini yaşayan ve yaşadığı Aşk'ın çemberinde mutluydu. Henüz bu aşka ait kişiyi bana anlatmamış olsa da mutluluğu gözlerinin içerisinde ki ışıltıdan belliydi. Anlatması için doğru zamanı bekletecektim. Yine de Ailesine karşı olan bu gizli kamburu onu çıkmaz yollara sürüklüyordu. Yaşadığı her neyse ona karşı yüreğimde kocaman yer edinmesine neden oluyordu. Ben yine de Akayların içerisinde olmaktan pişmanlık yaşamayacağımı umut ederek teklifi kabul ettim. Tabii tanıdığım en şeffaf yüreğe sahip sadece Alp' ti. Bora ve Beyna'yı düşündüğümde Akayların arasında olmak hiçte kolay olmayacak gibi görünüyordu.

Öyle de olacaktı...

Pazar Akşamı Akaylara davetliydim. Heyecandan elim ayağım birbirine dolanmıştı. Çisem kahkahalar içerisinde beni izliyordu.
"Sen ve Akaylar. Cehenneme hoş geldin kızım" dedi .
"Neden öyle söyledin"
Gerçekten bu bir cehenneme hazırlık olabilir miydi? Diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.
"Çok hızlı bir ilerleyiş bu aferin sana. Go Girl!!" Diyerek kendine İyice alay konusu etmişti beni. Aldırış etmeden dolabıma göz gezdirdim. Ne giyebileceğimizi düşünerek karıştırmaya başladım. Oysa daha bir hafta önceye kadar işlenen cinayet gündemimdeyken bu yersiz telaş duygularımı sömürmeye yetmişti. Çisem oturduğu yerden kalktı.
"Şık ve sade ol" diye fikirde bulundu.
"Kolaysa gel sen ol"
"Tabi olayım" dedi ve dolabımı karıştırmaya başladı. Tercih ettikleri resmen gözlerimi kanattı. Beyaz kot pantolon ve badi üzeri ceket mi? Gerçekten abartı üzeri zevksizliği beni şaşırtmaya yetmişti. Gözlerimi devirerek ona aldırış etmek istemedim.
"Dalga geçiyor olmalısın"
"Ah Civcivim!! Akaylar yatarken bile abiye giyerler. Onları ters köşeye çek. Çok şık bir elbise ile gidersen onlar için özenmiş olduğun, onların egolarını okşar ancak basit gündelik ancak şık bir şekilde gidersen kendin olursun ve bu onları kamçılar yani kendi tarzını ortaya koy kızım" diyerek bana akıl verdi. Belki olasılıklar içerisinde bu akıllıca olabilirdi fakat tanışma yemeği için kabul edilir seçenek olamazdı. Ona kulak vermiş gibi olsam da ben yine kendi bildiğimi okuyacaktım.
*********************
Cumartesi akşamı Gümüş kuyu oldukça hareketliydi. Çisemle plânladığımız gezi turu benim davet hazırlığı çalışmaları ile iptal olsa da gece kaçamağı yapmak geri çevrilemeyen bir seçenekti. Çisemin rehberliğinde ilk önce sokak lezzetleri denemek için kalabalık çarşısının içerisine girdik. İlk yediğimiz yemekten sonra Çisem gideceğimiz gece kulübünün giriş saatlerini kontrol etti. Daha açılışa iki saat vardı. Bunu fırsat bilip şehrin en iyi manzarasına sahip yere gitmek için kolları sıvadık. Gezdiğimiz sokağın ocağında tüten mis yemek kokuları, ailelerin gözlerinde ki tatlı telaşlar, hafta sonunun en iştah açan lezzetlerinden biriydi. Fakat tüm bu güzelliklerin içinde tüm cadde ve sokaklar özel korumalar ve polis çevirmeleriyle doluydu. Her ne olursa olsun tüm bunların yanında işlenen cinayet katı bir gerçekti. Nihayet hedeflediğimiz noktaya gelmiştik. Ortamın havasına büyülenmemek elde değildi. Deniz kenarı butik bir kafe içerisi bohem havası, rafları kitaplarla dolu Self- Servis bir mekandı. Yediklerimizin üzerine güzel bir kahveyi hak etmiştik.

SEÇKİNLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin