- Kırık Yeşiller

794 47 4
                                    

" Artık dış dünyanın sesleri duyulmuyor. Her şey kendi içinde oluyor. Bir gün bu ışıklı kıyıda, pırıl pırıl kumların üstünde durmuş muydu ? Ya bu tanıyamadığı, sokaklarında güleç yüzlü insanlar dolaşan şehir nerde ? Sonra yine o pırıl pırıl kıyı...

Arkasından biri, 'Ben de varım' diyor.
Ah, o birisi... "
- Yusuf Atılgan

___________________


Seyran ; boğazın sert dalgalarının sesiyle, bastırmaya çalışıyordu içinde ki sesi.. Gece vakti, boğaz kenarında dermanı kalmayıncaya kadar yürüdüğünde bir banka bıraktı kendini.. Elinde ki akan kanı ; yeşillerinden dökülen boncuk boncuk yaşları görmüyordu bile..

Elleri kanıyor, gözyaşları durmuyor, içinde ki acı dinmiyordu.. Kulaklarında acı bir feryat çınlıyordu! Ne ses susuyordu ne de etraf aydınlanıyordu..

Ayağa kalkmaya çalıştı oturduğu banka tutuna tutuna kalktığında bacaklarında hissettiği sıcaklıkla ; ağlama sesi daha da sardı etrafını.. Ses durmadan : Anne! diye ağlıyordu..

- Seyran..

Gözleri kapanmak üzereyken arkasını denize döndü, korkuyordu ordan.. Şimdi gördüğü manzara dizlerinin daha da titremesine sebep oluyordu..

Tüm iştihamıyla yalı karşısındaydı, duvarların da ışık yoktu, damlayan kanlar vardı.. Gök gürledi, şimşek çaktı daha da titredi.. Nefesi kesilmek üzereyken yürüdü, yürüdü..

Yalıya adımları git gide yaklaştıkça , ölüm kokusu sardı tüm benliğini.. Kazım, Halis, İfakat..! Her birisi öfkeyle bakıyordu Seyran'a..

' Senin yüzünden! ' sesleri kulağını acıtıyordu, susturmak istedi herkesi! Ama sesleri gittikçe daha da artıyordu..

.

Yalının merdivenlerini tek tek çıkarken, bir el yapıştı yakasına
' senin yüzünden! ' diye haykırıyordu Gülgün ; Seyran konuşmak istiyordu ama nafile! Sesi çıkmıyordu.. Adımlamaya devam ettikçe, Gülgün geri de kalmıştı.. Halis, İfakat nefesini kesiyordu adeta.. Halis'in buz gibi bakışları yetiyordu da artıyordu..

Kan damlayan kapıya geldiğinde, koku daha da yayıldı etrafa.. Elleri titreye titreye eli kapının kulpuna gitti.. Yetmiyordu gücü açmaya, karşılaşmaya.. Kapının kulpunu yavaşça indirip kaldırdığında odaya girmişti..

Yerde Ferit yatıyordu.. Kanlar içerisinde, tıpkı o Antep sokağında ki gibi.. Tam Ferit'in elini tutacakken karnında acı bir sancı hissetti.. Bacaklarında yeniden hissettiği sıcaklıkla kaybetme korkusu..

Seyran...

Seyran...

Seyran..

Ferit yerde kanlar içinde ; bebeği daha doğamadan kayıp gidiyordu ellerinden.. ' Üşümee! ' diye haykırdı Seyran, ama nafile..

■ ■ ■

" Seyran.. " seslerini duyuyor ama bi' cevap veremiyordu.. Soluğu git gide hızlandığında tiz bir çığlıkla uyandı uykusundan, kabusundan!

" Güzelimmm, iyi misin ? "

" Ferit.. "

" Şişşşt, tamam bak Seyran burdayım ben.. " deyip, göğsüne sarmaladı antep fıstığını..

" Kızımız ? "

" O da burada.. Yine aynı kabusu mu gördün ? " Ferit'in bir eli Seyran'ın sırtını okşarken, diğer eli de annesinin karnında olan kızını okşuyordu.. Seyran'la tek elleri birleşti kızlarını okşarken.. Daha doğmamıştı ama ; şimdiden sevgiyle büyüyordu..

" Bitmiyor Ferit, çıkamıyorum o kabustan! Çok yoruldum.. Uyumak bile istemiyorum artık.. Nerdeyse her gece seni ve kızımızı kaybetmekle.. " devam ettiremedi cümlesini, gördüklerini anlatmaya varmıyordu dili.. Zaten bir kez Antep sokağında çaresizce kaybetmek üzereydi sevdiği adamı.. O günden beri, kurtulamadı o sokaktan.. Hamileligiyle birlikte daha da sıklaştı kabusları..

Ferit ise sıkışmıştı, çaresizdi.. Sevdiği kadını aylardan beri kurtaramıyordu Antep sokağından.. Hamileliği dolayısıyla daha da hassaslaşan karısını, koruyamıyordu kabuslarından.. Aileleri yüzünden yaşadıkları her şey, temiz sayfalarında geçmek bilmeyen lekelerini, izlerini koruyordu..

Yürümekte dahi zorlanmasına sebep olan karnına baktı, kızı hâlâ onunlaydı.. Ferit'e sokulmuş, kabusun etkisiyle soluklanarak sakinleşmeye çalışıyordu..

" Geçti güzelim, o sokaktan sevgimizle kurtulduk.. Kızımıza da kimse zarar veremez.. Sevgimizle koruyoruz biz onu.. Ailelerimizden dahi.. "

" Kırgınım Ferit.. Bizi köşeye şıkışmış hissi yaşatan ailelerimize kırgınım.. Bir sözüyle tüm hayatımızı yöneten dedene ; sevgisizliğiyle eziyeti hiç bitmeyen babama ; sessizliği yüzünden kendini dahi koruyamayan, ellerinden tutamadığım anneme ; her şeyin sorumlusu benmişim gibi davranan annene ; masada ki koltuğundan başka bir vasıfı olmayan babana! kırgınım.. "

" Özür dilerim sevgilim.. Koruyamıyorum sizi.. "

" Ferit.. O ne demek öyle ? Bak biz neleri aştık beraber.. Ben sana ' senden çocuğum olsun istemiyorum, gerekirse babamın evini tercih ederim.. ' diyordum, bak şimdi beraber kızımızın dünyaya gelmesini bekliyoruz.. Sevgilim, suçlama kendini.. Bak kabusumdan uyandım, mis kokunla sakinleştim, daha iyiyim.. "

" Çok seviyorum seni, antep fıstığım "

" Ben de, a pordan biz de seni çok seviyoruz babası.. " kızları, annesinin karnına attığı tekmeyle annesinin, babasının ellerine bir tatlı an'ı bıraktı..

Kabus sonrası, sabaha kadar biraz daha huzurlu uyudu Seyran. Ferit ise uyumayıp, Seyran'ın saçlarını okşarken ; göbüşünü de okşadı.. Hamilelikle daha da güzelleşmişti antep fıstığı, kilo almıştı evet ama fazlasıyla da yakışmıştı. Ki yemek yemeyen Seyran, şimdi iştahlı iştahlı yiyordu.. Seyran, yemek yerken Ferit ayrı bi' mutluydu..

Seyran ve kızı şükür sebepleriydi.. Kızlarına kavuşmalarına çok az kalmıştı.. İsmi hâlâ tam belli değildi ama eşyaları yerlerini almıştı.. Gün içinde son eksikleri tamamlayacaklardı,geriye kalan tek şey kızlarına kavuşmaları için 2 ay beklemekti..

___________ SON! _________

• 687 kelimelik mini bir bölümümüz olsun bu da.. aslında eklemek istediğim bir kaç sahne daha vardı ama yazamadım.. şu sıralar SeyFer'i eskisi gibi hissedemiyorum bu yüzden de yazarken zorlanıyorum ;)
diziyi 2. sezon başında bıraktım ara ara yt'den sahnelerini izliyorum ama bi ışık göremiyorum.. yazık.. :(((
her neyse ;
tatlı günler dilerim herkese.. umutlarla, hayallerle çiçek açabileceğimiz günlereee 🌿

Antep Fıstığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin