Severus gözünü yabancı bir yerde açtı. Hızlıca ayağı kalktı, gözünün kararmasıyla yatağa tekrar düştü. Biraz bekledikten sonra bu sefer yavaş bir şekilde yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledi. Kapıdan çıktıktan sonra biraz bulunduğu yeri inceledi tam çaprazında bir kapı daha vardı ve yan tarafında ayna vardı. Birde yukarı çıkan bir merdiven daha bayağı büyük bir yerdi anlaşılan. Fazla karıştırmadan aşağıya inmeye başladı.
Tam merdivenden inmesine bir-iki basamak kala bir anda önünde beliren kadınla korkup dengesini kaybetti ve üstüne düştü. "B-ben çok özür dilerim hanımefendi bilerek olmadı" kadın ona kötü bir şekilde bakmaya devam etti, Severus aklına gelen şeyle kadının üstünden kalktı ve kadın sanki hiçbir şey olmamış gibi kalkıp işine devam etti.
Kadın resmen bana dokunma diyordu. Severus kalkıp tahmini dış kapı olacağını düşündüğü kapıya doğru ilerlemeye başladı tam kapıyı açıyordu ki arkasından gelen sesle yerinden sıçradı "nereye gidiyorsun böyle?" "ben sadece etrafa bakıyordum bayım" Jack gülümsemesini yüzünden silmeden konuşmaya devam etti "elbette birazdan sana etrafı gösteririm ama önce bir şeyler yemeliyiz bence, hadi gel sana yemek odasına kadar eşlik edeyim" Severus kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra Jack önde Severus arkada yürümeye başladılar.
Odaya ulaştıktan sonra Alex masanın başında oturuyordu, Jack Severus'u Alex'in sağ tarafına oturttuktan sonra kendisi sol tarafa geçti. O kadın yemekleri servis etmeye başladı, "Severus sana yarım yamalak anlattık ama neden burada olduğunu merak ediyorsundur değil mi?" Jack gülümseyerek sordu. Severus kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra konuşmaya devam etti "bak şimdi tatlım biliyorum seni ilk oraya yerleştirmişlerdi ama o pi- yani babanın sicilinde olan şeyler yüzünden onun bulunduğu şehirden uzaklaşman lazımdı" Jack nefes nefese kaldıktan sonra Alex devam etti "bu yüzden koruyucu bir aile arıyorlardı hem şehirden uzak hemde güvenilir o yüzden bize ulaştılar bizde kabul ettik, şimdilik Tobias'ın cezası belli olana kadar bizimle kalacaksın sonra yetimhaneye geri dönebilirsin anlaşıldı mı?" sert sesi itiraz istemiyorum şeklindeydi "peki" Severus bunu söyledikten sonra yemek yemeye başlandı.
Yemek sonra Jack Severus'un rahatlamak isteyeceğini düşünüp Ana'ya -kendisi Severus'un üzerine düştüğü evin hizmetlisi- Küveti hazırlamasını söyledi. Duştan sonra Jack Severus'un kıyafetlerini kendisi seçmek istedi -lütfen ona kızmayın Severus'un bebek olmadığını biliyor ama çok uzun zamandır bir çocuğu olmasını istiyordu- Jack sütlü kahve tonlarında bir hoodie ve beyaz bir eşofman seçti bunları Severus'a verirken gözleri sanki içinde galaksi taşıyormuş gibi bakıyordu, o yüzden bir kereliğe mahsus onun istediği gibi giyindi.
Sonra arka bahçeye çıktılar burası cidden çok güzeldi ve büyük Jack'in söylediğine göre buradaki tüm arsalar -kasaba da dahil- onlara aitti yani bayağı zenginlerdi anlaşılan neyse bahçenin neredeyse her yeri çiçeklerle doluydu en çok ta lale! Jack bunu da anlatmıştı Alex en çok bu çiçekleri severmiş bahçeye bizzat Alex bakıyormuş. Ortada ki çardağa oturdular Jack susmak bilmiyordu! Bu durum sessizliğe adeta tapan Severus için oldukça can sıkıcıydı bir müddet sonra Jack'in söylediği şeyleri takip etmeyi becerememişti "ve sonra da- Severus sen beni dinliyor musun?'' tripli bir şekilde sormuştu "evet evet dinliyorum" "öyle mi? ben en son ne söyledim o zaman" "Severus sen beni dinliyor musun? diye sordun" Jack bir kaç saniye belki de dakika put gibi kala kalmıştı hatta bir ara Severus nefes alıyor mu diye dikkatlice bakmaya başladı Jack ağzını açıyor söyleyeceği bir şey yokmuş gibi geri kapatıyordu tam o sırada arkadan gelen kahkaha sesiyle ikisi de arkaya baktı "vay be demek bu şekilde susabiliyormuşsun sevgilim" Alex'in bunu söylemesiyle Jack tripli bir şekilde kollarını bağladı ve "hıh" sesi çıkardı. Severus elinde olmadan kahkaha attı o güldükçe Alex'in özenle baktığı çiçekler daha da parlıyorlardı.
~~~~
"YALVARIRIM YAPMAYIN EFENDİM" karanlık lord iğrenç muggle'ın çıkardığı sesleri zevkle dinledi. Ardından bu kadarın yeteceğini düşündü ki onu öldürdü, lord giderek daha da güçleniyordu ve bunun bir şakası yoktu. Lord'un huzuruna bir ölüm yiyen geldi "konuş" "l-lordum kehanet- bir kehanet oluşmuş kehanete göre sizi yenecek bir kişi varmış, bir melez." Düşünceli bir şekilde konuştu lord "o kehanet Dumbledore'un uydurmasından başka bir şey değil, doğrulu kesin olmayan bilgilerle gelirsen bu sefer bu muggle'ın yerinde sen olursun ona göre!" Adam korkuyla yerinden sıçradı Lord dalgın bir şekilde Nagini'yi okşamaya başladı, "demek beni durdurabilecek biri öyle mi? Dumledore'un yeni planı bu mu şimdi yeni bir piyon" düşünceleri giderek daha da karanlık hale gelmeye başladı."söyle kehaneti." Lordun sakin ve keskin çıkan sesiyle adam titrek bir nefes alıp söylemeye başladı;
"Karanlık çöktüğünde havaya, umutsuzluk başlandığında, yılın ilk ayında doğan, doğacaktır ışık gibi karanlığın içinde, ya ölecek ya öldürecek ikisinden biri kalacak diğeri sonsuzluğa gömülecek, ya aydınlık ya karanlık biri diğerini yok edecek. İki aynı güç iki farklı yaşam, başlayacak melez prens ve varisin savaşı."
Normalde bugün atmayacaktım ama dayanamadım başka bölümün yazımını yeni bitirdim ve anlık bir kararla bunu da yayımlayayım dedim.
birazcık kaos diye düşündüm, ne de olsa kaossuz yaşanmaz değil mi?
Ah zavallı Severus önceki hayatında da bu hayatında da bir türlü başı dertten çıkmıyor neyse ki piyon olmak için çok akıllı değil mi?
Bölüm nasıldı?
Lord ne yapacak?
![](https://img.wattpad.com/cover/346683780-288-k350939.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğuş
Hayran KurguSeverus Snape öldüğüne emindi o zaman neden beş yaşındaymış gibi görünüyordu?