MEDYA:
ÇAĞAN ŞENGÜL;ÇOK YAZIKHayat beni hiç sevmedi demiştim ya artık buna kesin olarak emin oldum. Nasıl mı? uzun süredir omzuma yük bindirmemesinin nedeni hesaplaşma gününü bekliyor olmasıymış da ondan.Aylardır sessiz sakin bu planını kurmuş. Karda yürümüş ama ayak izlerini belli etmemiş.
Polis arabasından inen polis memuru yanımıza gelerek" Elisa Demir cinayet suçundan tutuklusun"dedi.Cevap bile veremeden cebinden kelepçeyi çıkarttı.
Bileklerime takılan kelepçe ile dünya başıma yıkıldı ve benimle beraber iki kişi daha o enkazın altında kaldı.
"O yapmaz ki"Atlas'ın gözleri şaşkınlıkla Anıl'a döndü" yapmamıştır değil mi? "
Polis memuru ise "bak sen bile arkadaşından emin olamıyorsun delikanlı "diye cevap verdi.
Anıl gözleri dolu dolu bileğimde ki kelepçelere bakıyordu Gözleri bir bana birde bileklerime dönüyordu.
İşlemediğim bir suç yüzünden yargılanıyordum,konuşmak istiyordum ama dilim dönmüyordu,bağırmak istiyordum fısıltı olarak çıkmasından korkuyordum.Yaşadığı her şeye rağmen susan Elisa ,şimdi susmak istemiyordu.
Arabaya bindirilirken lal olan dilim çözülmüştü"ben birşey yapmadım" dedim kekeleyerek.
Evet böyle bir amacım vardı ama şuan suçsuzdum, şuan hiçbir şey yapmamıştım.
Bu cümleyi polis memurlarının değil Atlas ve Anıl'ın gözlerinin içine bakarak kurmuştum,bana inanmasını istediğim tek kişi onlardı.Suçsuzdum biliyordum ama onlardan da duymak istiyordum.Arabaya ilerlerken gözlerim hala onlardaydı verecekleri cevabı bekliyordum ama istediğim cevap gelmedi,susmayı seçtiler.
Arabaya bindiğim de pes etmeden onlara bakmaya devam ettim, ağızlarından çıkacak tek bir kelimeye bile muhtaç haldeydim,bunu görmüyorlar mıydı yoksa görmezden gelmeye mi çalışıyorlardı?
Umudumu kaybedip önüme döneceğim sırada"seni tanımıyormuşuz gibi konuşma, hem sen değil miydin'salaklıkta kimse elime su dökemez'diyen ,salak olan birisi böyle birşey yapabilir mi? Sen olsan inanır mıydın? "dedi Anıl gülmeye çalışarak her seferinde gülmeyi ,güldürmeyi başaran Anıl,şuan kendisi bile zorla gülüyordu.
Gözlerim ona, Atlas'a kaydığında bana öyle bir bakıyordu ki,gözleri ile resmen"beni sensiz bırakma,elimi kolumu bağlama" diyordu.
O bana muhtaçtı ,bende ona.Kim giderse diğerinin dayanağı da yok olacak ve ayakta duramayacaktı.bir inşaat temeli düşünün o temel olmadığı zaman bina ayakta durur mu? Hadi diyelim ki durdu,en ufak bir sarsıntıda yerle bir olmaz mı? İşte Atlas ile benim aramdaki ilişki böyle o benim yıkılmamamı sağlayan temelim aynı şekilde bende onun.
"Benden kurtulmak öyle kolay değil,seni orada bırakmayacağım, duydun mu beni? "dediğinde gözlerimden yaşlar süzüldü, onlarsızlığa nasıl dayanırım ben,nasıl yaşarım,nereden güç alırım?
Tam cevap vereceğim sırada polis memuru araya girerek"bu kadar yeterli,gidiyoruz"dedi ve arabanın kapısı hızla kapattı.
Araba hareket edene kadar gözlerimi bir an olsun onlardan ayırmadım,aynı şekilde onlarda bana bakmaya devam ettiler.
Araba hareket ettiğinde yanlarından uzaklaşmaya başladık,arkamı dönüp baktığımda onların da hala bakmaya devam ettiklerini gördüm.
Gözden kaybolduklarında önüme dönmek zorunda kaldım,ağlamam her geçen dakika daha da fazla şiddetlenmeye başladı. Bu yaşadıklarım hayatın bana oynadığı ikinci en büyük kozu oldu,ilk seferinde onlar ile beraber bu zorluğa göğüs gerdim,baş kaldırdım ama şimdi o gücü kendimde asla bulamıyordum,kendimi bu sefer tükenmiş gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER OYUNU
Dla nastolatkówİlk önce ailelerini kaybettiler ve bir anda kendilerini hayatın önünde diz çökmüş halde buldular.Yeri geldi kendilerini suçladılar yeri geldi başka ihtimallerde boğuldular.Oysa sorularının cevapları tam karşılarındaydı,birbirleriydi. Kaderlerinin...