Malikane Kapı Girişi
"Kader abla. Sen Tolga spora gitmiştir dedin ama arkadaşıyla konuştum şimdi gitmemiş bugün." dedi Berk biraz tepkiyle.
"Ben her hafta bugün spor salonuna gidiyor diye öyle demiştim size. " dedi Kader çekinerek.
"Mesajlarıma da dönmedi. Bu saate kadar habersiz bırakmazdı beni nerede bu çocuk?" diye sordu Berk.
"Bir durun ben de arıyım. Yok açmıyor" dedi Resul Bey.
"Duymamıştır belki Resul baba. " dedi Aybike.
"Duymaz mı hiç bir değil iki değil! Tolga yapmaz böyle merakta bırakmazdı bizi" dedi Gülsüm Hanım.
"Tamam babaannem sakin ol. Ben bir Ömer'i arayayım." dedi Berk.
"Ömer Tolga'ya ulaşamıyoruz. Nerede olduğunu tespit edebilir misin? Çınar sen de takıldığı kafelere bak. " dedi Berk.
"Tabi beyim. "dedi Çınar.
"Çocuklar durun bende geleceğim oğlumu aramaya." dedi Resul Bey.
"Sen konakta kal. Biz hallederiz baba." dedi Berk.
"Ben elim kolum bağlı duramam oğlum." dedi Resul Bey.
"İyi tamam hadi öyleyse dağılalım. " dedi Berk.
"Tamam." dedi Resul Bey Çınar'ın peşine takılarak.
Gidebileceği kafelere, spor salonuna, arkadaşlarının evlerine, Cemile'nin evine her yere bakıyorlardı tek tek. Ama şuana kadar hiçbir iz bulamamışlardı.
Salon
"Gül nerde kaldı bunlar? Tolga'dan kötü bi haber mi var yoksa?" diye sordu Gülsüm Hanım.
"Allah esirgesin hanım ağam. Gelirler birazdan. " dedi Gül.
"Gülsüm Hanım hiç iyi görünmüyor." dedi Kader Gül'ün kulağına.
"E zor tabi anne. Tolga da hiç böyle şeyler yapmazdı ki Allah vere de kötü bir şey çıkmasa? " dedi Gül.
"Geliyorlar." dedi Kader kapıyı açmaya gitmişti.
"Canım torunum torunum! " dedi Gülsüm Hanım. Tolga'yı göremeyince "Berk oğlum ne oldu? Var mı bir haber?" diye sordu Gülsüm Hanım.
"Şimdilik yok efendim." dedi Çınar. "Peki ya siz? " diye sordu Berk 'e bakıp.
"Yok babaanne bizde bulamadık." dedi Berk.
"Yavrummm!" diye feryat etti Gülsüm Hanım. Başı tuttu birden.
"Ana! Ne yapıyorsun Allah aşkına? Bir dur sakin ol. Bak hastanelerden karakollardan bir haber çıkmadı şükürler olsun. Bir yerlerden çıkıp gelecek." dedi Resul Bey.
"Nerede bu çocuk?" diye dizlerine vuruyordu Gülsüm Hanım.
"Gül, Gülsüm hanımın tansiyon ilaçlarını getir, daha da kötüleşmesin. Ben de bir Berkle konuşacağım." dedi Aybike.
"Tamam gelin hanım." dedi Gül.
Çalışma Odası
Berk sinirli sinirli çalışma odasına gidip kapıyı kapattı. "Bam! " diye.
"Berk. Ne oluyor anlat hadi! " dedi Aybike kocasının arkasından gelmişti.
"Soru sorma Aybike. Şimdi sırası değil." dedi Berk.
"Tamam anlatmak istemiyorsan anlatma. Ama yanında kalmama izin ver, olur mu? Sakin ol biraz." dedi Aybike.
"Yok. Kardeşim canımın parçası hiçbir yerde yok. Bulamadım. Her yere baktık tüm çevreyi aradık. Girmediğimiz, bakmadığımız yer kalmadı ama yok. Ondan en ufak bir iz bile yok." dedi Berk.
![](https://img.wattpad.com/cover/360224688-288-k38851.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Anlaşılma /AyBer
Fanfic"Derler ki, sığındığın gönül memleketindir." "Derler ki bakan gözdür, gören kalp. " Dördüncü hikayem de Aybike ve Berk'i aşiret ahalisinde görücez. Umarım beğenirsiniz. Günlük dizi "Kan Çiçekleri'nden" kurgulanmıştır. Ön yargısız okumanız dileğiyle ☺