Restaurant
"Hoşgeldin." dedi Berk. Jilet gibi siyah takım elbisesiyle, fönlenmiş kızıl saçlarıyla beklemişti ela gözlüsünü.
"Sen de hoş geldin." dedi Aybike. Kısa balon kollu belden oturmalı bulut mavisi saten elbisesiyle göz dolduruyordu genç kız. Permalı kıvırcık saçlarını köpüklemiş siyah güneş gözlüğüyle tutturmuştu taç gibi. Günlük şeftali tonlarında hafif bir makyaj dudaklarına parlak bir lipstick sürmüştü. Krem renginde gümüş zincirli portföy çantasıyla uyumlu görünüyordu.
"Beğenmediysen başka bir yere geçebiliriz." dedi Berk.
"Beğenmek mi? Masallarda gibiyim sanki. Hiç beklemiyordum bu kadarını. Ne gerek vardı, tüm bunlara zahmet etmişsin." dedi Aybike.
"Bu zahmet değil. Bu bizim ilk buluşmamız. E sen ne okumuştun?" diye sordu Berk.
"Eczacılık okuyordum ben." dedi Aybike.
"Bir gün kurşun yarası falan alsam tedavi edersin yani dimi?" diye sordu Berk.
Ne diyeceğini bilemedi Aybike. "Ben şey..."
"Şaka yaptım." dedi Berk.
"Bir mücevher markan olduğunu söylemiştin. Kendin de tasarlar mısın bir şeyler? " Dedi Aybike.
"Yani bazen. Çok hissedersem. " dedi genç adam.
"Ne gibi mesela?" dedi genç kız.
"En son bir toka tasarlamıştım. Nergis çiçeği motifi vardı üzerinde." Dedi Berk.
"Çok hoş. Eminim çok severek takıyordur. Hediye ettiğin kişi." dedi Aybike.
"Umarım." dedi Berk.
"Peki başka? Nelerden hoşlanırsın? Ne tür müzikler dinlersin?" diye sordu Aybike onu tanımaya çalışırcasına.
"Zamanı gelince öğrenirsin." dedi Berk.
"Peki ne kadar zaman net bir tarih verirsen ona göre beklerim." dedi Aybike.
"Vakti gelince anlarsın." dedi Berk.
"Her şeyi belirlemek, kontrol etmek senin için önemli galiba? " diye sordu Aybike.
"Öyle." diye cevap verdi Berk.
"Bu kontrolcülük seni yormuyor mu peki? Neyin ne zaman olacağını hep sen mi tayin edersin?"diye sordu Aybike. Fırsatı gelmişken bu zamana kadar hiç sormadıklarını soruyordu bir yandan.
"E yani. Ama sadece sevdiklerim söz konusuysa." dedi Berk.
"Ama bu kadar karışırsan insan bu kadar özgür olduğunu hissedemez ki. " dedi Aybike.
"E o zaman özgür olduğunu hissetmeyi versin yanımdaki kişi." dedi Berk. Kendi bildiğini savunuyordu.
"Olur mu hiç öyle şey. Bir kadın her konuda özgür değilse. Hiçbir konuda özgür değildir demektir. Her kadın buna sahip çıkmalı. Hem ne büyük saçmalık canım. Her şey senin istediğin gibi senin istediğin zaman mı olacak?" diye sordu Aybike.
"Hayır. Olması gerektiği zaman olacak. Mesela gecenin bir vakti temizlik yapmasak da olur. Onu ertesi güne bırakacağız. Değil mi? Yürüyelim ister misin?" diye sordu Berk konuyu değiştirerek.
"Olur. Peki sen ister misin?" diye sordu Aybike.
"Sen ne istersen. Ne dilersen o olacak bundan sonra." dedi Berk.
"O zaman ilk dileğimi açıklıyorum. Bugün hiç bitmesin. Sonsuza kadar sürsün. Başka günler bu kadar güzel olmayacak diye çok korkuyorum." dedi Aybike.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Anlaşılma /AyBer
Fanfic"Derler ki, sığındığın gönül memleketindir." "Derler ki bakan gözdür, gören kalp. " Dördüncü hikayem de Aybike ve Berk'i aşiret ahalisinde görücez. Umarım beğenirsiniz. Günlük dizi "Kan Çiçekleri'nden" kurgulanmıştır. Ön yargısız okumanız dileğiyle ☺