BÖLÜM 4.

3.9K 196 3
                                    


    FLASHBACK;

   Odaya girmemle etrafa bakmadan yatağa doğru atdım kendimi. Hiç bir şey düşünmemeye çalışarak gözlerimi kapattım.
   Umarım her şey güzel olurdu...

  ŞİMDİKİ ZAMAN;

    Kısık konuşma sesleriyle birlikte kim olduğunu anlamaya çalıştım. Aykut bey ve Ayşin hanım odamdaydı sanırım. "Aykut yaa kızımıza baksana ne kadar güzel uyuyor. Bir bebek gibi. Aklım almıyor nasıl böyle bir sorumsuzluk yapa bilmiştiler. bir hiç uğruna mı ben kız annesi olamadım. Aykut acaba bize alışa bilecek mi? Ben bir kızım olsun istiyorum. Anne-kız birlik olup sizi kıskandırmak, alış-verişe gidip sizi delirtecek ebiseler almak, mutfağı bir-birine katmak istiyorum. Ama sanki bize bir yabancıya bakar gibi bakıyor.  Rahat-rahat sarılıp, kokusunu içime çekmemek için zor tutuyorum kendimi, ama çekiniyorum o çok kırılgan onu inctip kendimizden uzaklaştırmaktan da deli gibi  korkuyorum. Aykut ben onu bir daha kaybedemem..." titrek sesle konuşarak. 

  Sanki beni hiç bırakmak istemiyormuş gibi konuşuyordu. Nasıl hissedeceğimi şaşırmışdım, ne yapmalıydım peki? İyi insanlar gibi görünüyorlardı ama yine de yeni tanışmıştık hemen samimi olamazdım. Zaman her şeyin ilacı diyordu şöförümüz Hasan abi.

  Aykut bey sıkıntılı bir nefes bırakarak karısını teselli etmeye başladı. "Güzelim yapma böyle kurban olduğum. Ben ölürümde bir daha kızımızın elimizden kayıp gitmesine izin vermem. Sen ve kızımız için dünyanı karşıma alırım. Onun her döktüğü göz yaşının altına kalbimi bırakırım. Yeterki iyi olsun bizimle olsun" ardından duygusal havayı dağıtmak için " Hayatım hatırlatmak isterim ki kızımız senin gibi dünya güzeli. Ben ve oğullarım kıskanç insanlarız. Bu yüzden bence siz o elbiseleri unutun. Zaten onu erkeklerden nasıl uzak tutacağımı düşünüyorum ilk gördüğümden beri." diye çocuk gibi mızmızlanıyordu.

   Daha fazla beklemeden yeni uyanıyormuş gibi gözlerimi açarak haraketlendim. Haraket etdiğimi görünce Ayşin hanım endişeyle "Ayy kızım biz mi uyandırdık seni, özür dileriz ben dedim gitmeyelim diye ama baban gidelim diye tutturunca gelmek zorunda kaldım" diyerek hızlı hızlı konuştu nefes almadan. Bakışlarımı yanındakı Aykut beye çevirdiyimde. Şaşkın ve hayretler içinde karısına baktığını gördüm "Hayatım ama sen de..." lafını tamamlayamadan karnına yediği dirsekle susmak zorunda kaldı. 

  Bu hallerine gülerek bakıyordum. Aralarında geçen bakışmadan analadığım kadarıyla Ayşin hanım gelmek için ısrar etmişti ama uyandığımı görünce panikle kocasına suçu atmışdı. 

 Küçük çocuk gibiydiler. Bu hallerine keyifle bakıyordum. Galiba onlarla olmayı sevmiştim. Onların yanında nedensiz hep gülümsemek geliyordu içimden. Bunları sonraya düşünmeyi erteleyerek yanlarına giderek dikkatlerini çekmeye çalışdım. İşe yaramış olacak ki ikisininde bakışları bana döndü.

 Yüzümdeki silinmeyen gülümsemeyle birlikte " Sorun değil kalkmalıydım zaten. Ayrıca uykumu da yeterince aldım ben endişelenmeyin lütfen. Ne zaman yola çıkıcağız?" diye sordum.  Aykut beyin dikkati yanaklarımdaki gamzelerime gittiği için ne söylediğimi duymamıştı. Galiba zaafı vardı gamzeye, ya da bana.

  Ayşin hanımda bunu farketmiş olacak ki küçük bir kıkırtıyla sorumu yanıtladı. " Kızım babanın aklı gitti. Kusuruna bakma. Birazdan çıkarız bizde. Biz inelim aşağıa sende toparlanıp gelirsin." Tam çıkacağı sıra aklına bir şey gelmiş olacak ki. "Ha kızım az önce Hasan adında biri geldi. Haldun bey bavullarını yollamış. Köşeye bıraktık bakarsın sen." diyerek Aykut beyide çekiştirerek birlikte çıktılar. 

Sessiz SuskunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin