Bölüm 8.

3.6K 169 8
                                    

Herkese selamlaaaar. Yazarınız geldii. Böyle deyince de bir garip oldum yaa. Sizden gelen bir yorum bile beni motive etmeye yetiyor. İlk hikayem olduğu için sizin desteklerinize ihtiyaç duyuyor gibiyim. Yeni bölem için de kusura bakmayın. Dün 2 bölüm demiştim ama, isteklerim dışında olaylar gelişince anca şimdi ata bilme fırsatım oldu. Tekrar çok özür dilerimm. İsterseniz bölüme geçelimm. Öptüm sizleriii iyi okumalar🫶🏻🫶🏻🫶🏻

***************

Aras hemen yanlarına gelince boğazından nabzını kontrol etti. Elinin tenine değmesiyle kaşlarını çattı...

Şimdi nerdemiydimm? Hastanedee.
Evet doğru duydunuz arkadaşlar. Benim ağlamaktan tükenen nefesim ve hastalanıp ateşimin çıkması neticesiyle bayılmıştım.

Aykut bey ve Arasta en yakın hastaneye yetişdirmişlerdi beni.

Gözlerimi açtığım zaman bütün aileyi  ve artı yeni tanımadığım birini daha görmüştüm.

Ayşin hanım anlamaz bakışlarla tanımadığım kişiye baktığımı görmüş olacak kii ona hitaben "Eren gel seni kardeşinle tanıştırayım, kızım bak bu ikinci büyük abin 25 yaşında" demesiyle adının da Eren olduğunu öğrenmiş olmuştum.
Bana garip bir şekilde bakıyordu. Anlamıyordum, ama burda olmaktan kesinlikle memnun olmadığını görebiliyordum.
Ben Ayşin hanıma sadece gülümsemkle yetinmişdim.

Napim canımm bir türlü bitmiyordu abiler takımı.
Aykut beyle Ayşin hanım resmen futbol takımı kurmuşdular sanki bende hakemleriydim sanırımm🤭.

Bu dediğime hem göz devirip hemde içimden güldüm. 

Arkadaş bir test sonucu neden bu kadar uzun sürüyordu ki. Alt tarafı değerlerimi kontrol edeceklerdi.

Bir kaç tane serum takmıştılar. Ateşimi düşürmek için ve astımım içinde hava balonu takmıştılar.
Şimdi iyiydim nefes ala biliyordum.

Ama kaç gündür doğru dürüst yemek yemiyordum. Geçen doktorun yazdığı ilaçlarıda içememiştim. E yemek yemeden nasıl içecektim ki.

Aykut bey beni o durumda görünce çok korkmuştu. Beti benzi atmıştı resmen ben uyandığımda bile bembeyazdı yüzü.

Ayşin hanımsa yine ağlıyordu. Kadın resmen bendi yaa dış görünüşümüz gibi bazı özelliklerimizde aynıydı. Benim de ota boka ağlama gibi potansiyelim vardı.

Her neyse bu sefer Aykut bey bir daha böyle bir durum olmaması için benim beslenmemle alaklı görevi üstlenmişti. Sıkı bir rejim bizi bekliyordu anlaşılan.
Ayrıca yağmurun altında ıslanmam konusunda da epeyce azar işitmiştim.

Uyandığımdan beri Ayaz tarafa hiç bakmamıştım. Sadece Aras geçmiş olsun dediyi zaman ona kısa bir şekilde gülümsemiştim.
Akınsa hızla gelip sarılıp iyi olup olmadığımı sormuştu dolu gözleriyle.

Arala baktığımdaysa her zaman ki umursamaz tavrını takınmadığını görmüştüm. Gözleri dolu dolu bakıyordu. Benim ona baktığımı hiss etmiş olacak ki bakışlarını kaldırmıştı ve göz göze gelmiştik. Ona da küçük bir gülümsemeyle baktığım zaman sanki bu anı bekliyormuş gibi yanıma geldi ve sımsıkıı sarıldıı. Bu haraketine çok şaşırmıştım. Ama çokta sevinmiş ve duygulanmıştım. Onun sarsılan omuzlarıyla ağladığını anlamış ve hemen bende onunla birlikte ağlamıştım. Kısık sesle kulağıma doğru "Ayparçamm ilk başta sana soğuk umursamaz davrandımm. Lütfen beni affet. Ama benimle olan benzerliğin, davranışların, gülümsemen benim duvarlarımı yıktı. Sana bir şey olacak diye çok korktum hemde deli gibi korktum. Lütfen beni affet ve hiç bırakma. O gitti ama sen gitme, bırakma beni" demişti. Bu konuşması beni daha kuvvetli şekilde ağlamaya iterken bir yandanda "O" diye hitap ettiği kişinin kim ola bileceğini düşünüyordum. Nefesimin daralmaya başlamasıyla ondan ayrıldım.
Ondan ayrılmamla ilk kaşlarını çatmıştı ama sonra panikle doktoru çağırmak için odadan dışarı çıktı.

Sessiz SuskunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin