message in a bottle

687 113 187
                                    


and i became hypnotized
by freckles and bright eyes

~

chan:
yongbok
bı bak abıcım

yongbok:
efendim

chan:
mınhonun persembe gunu kanserle mucadele ıcın etkınlıgı var ya

yongbok:
evet biliyorum
ne oldu

chan:
bayadır ugramıyoduk hıc yanına ayıp oluyodu
ıkıdır gıdelım dedık
gelecegız
sen de arkadaslarına desen
gelmezler mı
hem jısung gelse ılgısını ceker yanı

yongbok:
jeongin yok mu
gelmezler herhalde hyung

chan:
yoktur o ıse gıdıyo

yongbok:
tamam sorarim
ama gelmezler muhtemelen

chan:
sor yıne de
sor da gel bakayım
beklıyorum

yongbok:
cattik amk|
hemen cevap vermez ki
sorayim yine de

chan:
beklıyorum
14.30

yongbok:
bakariz dedi
gelmez muhtemelen
cok umutlanmayin
cok yogun
yoruluyor hastanede
15.45

chan:
anladım
sag ol

_____

"nasıl mecbur bırakıldım bu ucube şovuna katılmaya ya!"

jisung somurtarak gömleğinin düğmelerini iliklerken yongbok da yatağın üzerine oturmuş ayaklarını sallayarak onu izliyordu.

"ben de anlamadım jisung. reddedebilirdin minho'yu aslında."

"direkt davetiyeyi atmış yongbok geliyor seni de bekliyorum yazmış. diyemedim bir şey."

"pathological people pleaser." diyerek ufak bir kahkaha attı yongbok.

jisung, minho'nun etkinliğine gitmek zorunda kalmıştı. chan ve minho çağırınca reddedememişti. neden durup dururken onunla iletişime geçtiklerini anlamasa da etkinlik biraz da olsa mesleğiyle ilgili olduğu için onu çağırdıklarını düşünüyordu.

kıravatını da taktıktan sonra ceketini giydi. "hazırım."

"çok yakışıklı oldun dostum."

"umarım orda başka ucube varlıkları görmeyiz. bu kadar ısrarlı çağırmalarından şüphelenmeli miyim?"

yongbok kaşlarını çattı. "chan hyung gelmeyeceğini söyledi. hiçbir zaman gelmiyor zaten. bence şüphelenecek bir şey yok."

"peki. orada görürsem ağzına çarparım ama haberin olsun."

"ben de arkandan gelirim hayatım senin de haberin olsun. hadi çıkalım artık yoksa geç kalacağız."

evden çıkıp jisung'un arabasına bindiler. etkinliğin yapılacağı mekana doğru sürmeye başladı jisung. gergin hissediyordu bu yüzden derin bir nefes aldı.

yongbok da gerginliğini hissetmişti. "sakin ol kanka. ben varım yanında bir şey olmaz."

"gitmek istemiyorum ya. geri mi dönsek?"

yongbok gözlerini kocaman açtı. "ciddi misin?" jisung onun tepkisini görünce güldü. "şaka yapıyorum. bir kere tamam dedik artık dönemeyiz."

pek de uzun olmayan bir yolculuğun ardından mekana geldiler. girişte onları minho, chan ve changbin karşıladı. jeongin'i ortalarda görmeyince rahat bir nefes aldı jisung.

miserable (you & me) ☆ jeongsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin