4

6 5 0
                                    

Merhabalar. Umarım bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar:))

Not:Saye isminin anlamı gölge demek.

4 saat sonra:
"Senin saçmalıkların yüzünden yakalanacağız! "
Televizyonun sesine hipnoz olmuş bir şekilde, soluk almadan izliyorduk.
Mevsimle biraz sohbet ettikten sonra diziye dalmıştık.
İzlediğimiz dizinin ana konusu şuydu;
kaçak alkol getirten bir kadın, ve onu yakalamaya çalışan bir komiser.
"Aman bu adamda salak yeminle.
Hiç mi yanındaki çocuktan şüphelenmiyor?" Komserin yanında çalışan çocuk ona ihanet ediyordu.Bu konuda Mevsim sonuna kadar haklıydı. Burnunun ucundaki kişinin hain olduğunu anlayamıyordu. Şaka gibi.
"Evet ya , kriz geçirdim burda. "
Mevsim de onayladığını gösteren bir ses çıkardı.
O sırada gözüm saate kaydı. Saati görünce gözlerim açıldı. " Saat kaç olmuş ya" diye mırıldandım. Mevsim'de söylediklerinle başını saate çevirdi. "02.16 olmuş. Sabaha kalkamayacağız. "
Cam tabaktaki son cipsi ağzıma attıp, başımı salladım. "Hadi buraları toplayıp yatalım. "

                              ⭐⭐⭐
1 saat sonra
---
Topuk sesleri uzun koridorda yankılanıyordu. Saat geç olduğundan, koridorda sadece güvenlikler vardı. Genç adam birkaç tanesine baş selamı verip, yoluna devam etti. Adımları hızlı ama sakindi. Onu gören herkes, adımlarının ne kadar kendinden emin olduğundan bahsedebilirdi.Kralın onu çağırması, genç adamı germemişti. Aksine, sonunda bu konuya gereken ilgi gösterildiği için memnundu. Sonunda kralın odasına ulaşmıştı. Genç adamın kapıya vurmasına gerek kalmadan, kapı ona açıldı.Yine de saygıdan, gel denmesini bekledi.Kral sırtı dönük bir şekilde seslendi "Gel". Genç adam içeriye girdiği gibi kapı kapandı. Kapının tok sesi odada yankılandı. " Beni istemişsiniz."
Genç adam bu sarayda kralla çekinmeden konuşabilen tek kişiydi. Kral ona sadece krallığın koruyucusu olarak bakmıyordu. Onların ilişkisi daha farklıydı." Evet senle konuşmak istedim Arkın. " Kral Arkına doğru döndü. Eliyle karşı karşıya olan kolukları gösterdi. "Otur."
Arkın gösterdiği yere oturdu. Kral'da yerini aldığında artık karşı karşıyadılar.
" Burda olma sebebin, artık düğmeye basıcak olmamız. "
Genç adam neyden bahsettiğini çok iyi biliyordu. Ama kafasına oturmayan detaylar vardı. Bunları dile getirmekten çekinmedi. "Bunun için erken değil mi? "
Kral buz mavisi gözlerini Arkına dikti.
" Aksine, geç kaldık. " Genç adam kaşlarını çattı. Aklına gelen şey olamazdı. Bu evrenin kurallarına tersti. Ama bazıları daha erken davranmış olabilirdi. " Tahmin ettiğin gibi Arkın. Diğerleri çoktan harekete geçmiş. Bu kız tek şansımız. Onu kaybetmek gibi bir seçeneğimiz yok. " Genç adam başıyla onayladı. Kral haklıydı. Onu kaybetmek sonumuz olurdu.
Kral içkisinden son bir yudum aldı. Bardağı, yere koydu. Elini şıklatmasıyla, masanın ortasındaki gizli bölme ortaya çıktı. Gizli bölmenin içinden bir adet harita ve bir kaç tane kağıt çıktı.
3 tane kağıtın üçünde de farklı semboller vardı.
Birincisinde beyaz bir ay,
ikincisinde kırmızı bir ay,
üçüncüsünde ise siyah bir ay.

Kendisinin bu konu hakkında aldığı notlar bile 3-4 sandık doldurabilirdi.
Bu üç not ve harita sadece temel şeylerdi.

" Son kez planın üzerinden geçelim. "
---
Nefes nefese uyanmıştım. Koltuktan kalkıp soluklanmak istedim. Ama bu isteğim nafileydi. Sanki bir güç bu koltuktan kalkmamam için beni bastırıyordu.
" Ölüm gölgeyi hapsetmeden gölge anlarsa oyunu, kartlar birdaha dağıtılır.Ama gölge göremezse oyunu, bir evren yıkılır." Üzerimdeki güç beni terk ettiği gibi, koltukta oturur hale geldim. Elimi göğsümün üzerine koydum. Sanki nefes alamamı kolaylaştıracakmış gibi. Bekledim. Nefes alıp, kendime gelmeyi bekledim.
Kendimi sanki, ellerimi ve gözümü bağlayıp bir çukura atmışlarda çıkmaya çalışıyor gibi hissediyordum.
Daha faza yerimde duramadım. Ayağa kalktım. Sendeleyen adımlarla balkona doğru ilerledim. Ellerimle demir olan, soğuk korkulukları tuttum. Daha demin gördüğüm şey bir rüya değildi. Bir anıydı. Bana bu anıyı gösteren kişi kral veya Arkın değildi. Arkın dediğim kişi de krallığın koruyucularındandı. Ayrıca okulda benim bölgemde konuşan o adamlardan, koyu kahverengi saçlı olandı. İlk gördüğümde anlamamıştım. Ama sonra mantıklı düşünce taşlar yerine oturmuştu. Gördüğüm anıya gelecek olursak... bu çok saçmaydı. Benim birilerinin zihnin okuma veya zihnine girme gibi bir gücüm yoktu. Bana bunu gösteren biri vardı. Bu dikkatli ol çağrısı olmalıydı. Peki sonundaki şov neydi?
Daha fazla ayaklarıma direnmeden kendimi mermer zemine buraktım. Gözlerimi yıldızlara çevirdim. Bu, yıllar öncesinden bir anın aklıma dolmasına neden oldu.

Venem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin