8

8 5 0
                                    

Merhabalar. Umarım bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar:))

Arkın'ın beni dışarıda beklediğini söylemesi üzerinden yaklaşık 7-8 dk geçmişti. Tabikide bir çikolatayı almam bu kadar uzun sürmemişti. Mevsim son anda elime bir liste tutuşturunca, geri adım atamamıştım.
Ve şimdi kasada ödeme işlemini bitirmiş bulunuyordum. Kapıya doğru sadece birkaç adım atabildim. Daha fazlasını yapamıyordum çünkü kafam çok karışmıştı. Kitabın peşinde olanları az çok tahmin ettiğimi biliyor olmalıydı. Ki bilmiyor olsam bile, ayağıma kadar gelmesinin tek bir açıklaması vardı. Benim hakkımda bildikleri oldukça kısıtlıydı. Yüzyüze konuşmak istemişti çünkü vereceğim tepkiyi ölçecekti.
Bende duyduğum bilgilere şaşkına dönüp açık verecektim.
İçiten içe buna sadece güldüm.

Yanlış adres sevgili krallığın koruyucuları. Çünkü rol yapmak ve yalanı ana dili gibi konuşmak, benim işim.

Daha fazla bekletmeden marketten çıktım. Kapıdan çıktığımı hissetmiş gibi kafasını bana çevirdi. " Kusura bakma. Mevsimin sipariş listesi biraz uzundu. " Başını sorun değil der gibi iki yana salladı. " Şurda bir cafe var, istersen orda konuşalım. " Yüzüme samimi olmayan bir gülüş takındım.  "Konuşalım öyleyse. "

Yaklaşık 20 dk sonra kahvelerimizi çoktan yarılamış, konuşmamızın da sonuna yaklaşmıştık. Eğer bu 20 dakikayı özetlemek gerekirse şöyle söyleyebilirim;
Kitabın peşinde SİS krallığınında olduğunu,  bir ruha'nın da peşinde olduğunu söylemişti. Benim kitabın yerini nereden öğrendiğimi sormuş, bende rüyamda gördüğümü söylemiştim. O da rüyamın kontrol edildiğini bana söylemişti. Kısaca bildiğimiz şeyleri bilmiyormuş tiyatrosunu oynamıştık. Ama bugünün garip olan şeyi bu değildi.  Bugünki sözcüklerinin arasında bir şüphe sezmiştim. Sanki inanmadığı bir gerçeği bana söylüyormuş gibi. Sanki birşeyi görmemi istiyormuş gibi.
Veya görüp göremeyeceğimin testi.

Bu sefer ona içini görüyormuş gibi bakan bendim. Bu bakışlarım fazla dikkat çekici olmuş olacak ki başını sağa eğip, beklediğim bir soruyu sordu.
" Kafana oturmayan şeyler var sanırım" benle konuşurken aynı zamanda kahve bardağıyla oynuyordu.
Ama bunu bir çocuk gibi değil de,bir adam gibi yapıyordu.Ve bu detay da fazlasıyla göze batıyordu.Bu biraz etkileyiciydi.
Bu seni ilgilendirmez Saye.O krallığın koruyucusu. Bunu unutma. O senin düşmanın sayılır.

Kahvemden bir yudum aldım.
Bakışlarımı gözlerinden ayırmadan,     
"Benim değil de senin kafana oturmayan birşeyler var gibi. "
Gözlerini çok hafif kıstı. Ama ifadesini o kadar hızlı bir şekilde değiştirdi ki , beynimin bir oyunu olduğunu sandım.
Gizli bir kutu gibi. Ne düşündüğünü anlamak çok zor.
" Özellikle ruhadan bahsederken, sanki birşeyden emin değildin. Bu durumda bana, ' acaba gizlenen bir şeyler mi var? ' diye sorma isteği uyandırdı. "
Başını yine sağ omzuna eğdi.
Ne zaman düşünceli olsa böyle yapıyor olmalı.
Kendimi böyle düşünmekten alamadım.
Bir yerde bu detaylar benim için önemliydi. Sonuçta, kazanmak için karşındakini çok iyi tanımak gerekirdi.
Ve bende tam olarak bunu yapıyordum.

" Evet haklısın. Kafama yatmayan bazı şeyler var. Hayır haksızsın. Bu konu hakkında senden gizlenen bir şey yok. "
Kafa karışıklığıyla bu sefer kaşlarımı çatmadım. Aksine şaşırdığımı belli eder bir şekilde güldüm."Garip bir adamsın."
Dudağının kenarında bir gülümseme peydahlandı. " Bunu ilk defa duymuyorum. Sanırım böyleyim. "
Gözü kolundaki saate kaydı. Düşünceli bir sesle " Senle sohbet etmek zevkliydi Saye. " Ayağa kalktı. Onun kalkmasıyla bende kalktım. " Zevkli bir sohbetti koruyuculardan Arkın. "
" Koruyuculardan Arkın. Değişik bir tercih. " Kaşlarım hafif çatıldı. " Sorun yoktur umarım? "
Gözlerinde tam ifade edemediğim bir şey belirdi. Şaşkınlık? Merak? Etkilenmek? Bunların ortasında bir şeydi. Ama en çok hissettiğim şüpheydi. " Hayır sorun yok. Ama Arkın dersen daha mutlu olurum."

Venem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin