Merhabalar. Umarım bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar:))
O akşamın şüphe tohumları Saye'nin zihnine de kazındı. Defalarca yapbozu bozdu, bir araya getirdi. Ama hiçbirinde sonuca ulaşamadı.En sonunda yapboz da bir parçanın eksik olduğunu fark etti. Bu parçanın kim veya ne olduğunu bilmiyordu. Ama bilen birileri vardı. Saye artık o parçanında peşindeydi. Notta yazan şeyi çözüp, emin olmalıydı. Emin olmalıydı çünkü kazanmak istiyordu.
Emin olmalıydı çünkü alınması gereken bir intikam vardı.Emin olmalıydı çünkü... Çünkü artık onla konuşmanın zamanı gelmişti.
Dakiklardır oturduğum yerden kalktım. Arkın gittiğinden beri eski evin salonunun ortasına oturuyordum. Ama daha fazla burda kalırsam, anılar ve düşünceler beni bitirecekti.
Daha fazla düşünmeden kaskı başıma geçirip, gaza yüklendim. Bi süredir ertelediğim bu işi, artık halletmeliydim.
Eğer mesai saatleri uysaydı, ofisine giderdim. Mesai saati dışında ofiste pek takılmazdı. Tabi bu rahatığı ofis onun olduğu içindi. O zaman geriye tek bir şeçenek kalıyordu.Düşünüp karar vermem sadece 10 saniye sürdü.
Eninde sonunda yanına geleceğimi biliyordu. Her hareketim onun merceği altındaydı. Aslında sadece benim değil, krallıklarında hareketlerinden haberdardı. Size daha önce de bahsettiğim o büyük tanıdık, birazdan karşınızda olacaktı.
Gideceğim yer için GPS'e ihtiyacım yoktu. Yıllardır konumunu hiç unutamamıştım zaten.Normalde 40 dakika sürmesi gereken yol, benim için 25 dakika sürmüştü.
Yolda giderken yediğim küfürlerin hiç biri umrumda değildi. İstediğim tek şey, şu boktan günün sonlanması ve yatağıma kavuşmaktı. Tabi kabuslar rahat verirse mümkün olurdu oda.Terk edilmiş bir gökdelenin en üst katında bekliyordu. Burda olma sebebini bir hikayeyle taçlandırayim.
_________
02.05.2016Yaş 15 dinle, beni en çok sen dinle. Öğle yemeği vaktinde gizli gizli kaçıp geldiğin sığnağın karşında. Bu gökdelen senin kaç çığlığına, kaç tane yara izine şahit oldu?
Sayamayacak kadar çok olduğunu biliyorum. Dinle 15 yaş, bu zaferi en çok senin için kazanacağım.
Günlerden bir gün, bir öğle yemeği arası
yine kaçmıştım.
Nedendir bilmem, bu gökdelen bana her zaman çok huzurlu gelmiştir. Halbuki buranın hissettirmesi gereken son his, huzurdu. Burası terk edilmiş bir gökdelen olduğundan birsürü pis iş burda yapılıyormuş. Güldüm. Pis iş? pis iş dedikleri kendi saçmalıklarından başka bir şey değil halbuki. Ama akademide ki diğer çocuklar buna inanıyorlar.
Neyse, çokta umrumda değiller zaten. Neye inanıyorsalar inansınlar.
Üstümde ki lacivert kapişonlunun cebinde ki kolye ile, biraz daha oynadım. Bu kolye annemindi. Bu o lanet geceden kurtarabildiğim tek şeydi.
Bu, içimdeki öfkeyi daha da ateşlendirdi.
Boş olan elimi yumruk haline getirdim.
Gözlerimi kapattım, kolyeyi sıktım ondan güç almak istermişçesine.Bir kaç dakika sonra arkamda bir çift ayakkabı sesi duydum. Bu sesin kime ait olduğunu biliyordum. Yumruk olan elimi serbest bıraktım. Derin bir nefes aldım. Gözlerimi açıp manzaradan hiç ayırmadan, "Yine bulmuşsun beni. " dedim.
Tam yanımda durdu. Üstünde siyah kolları kıvrılmış bir gömlek, altında aynı renk bir pantolon vardı.
Ellerini cebine soktu. O da gözlerini manzaraya dikti." Seni her zaman bulurum Saye. Bunu biliyorsun. "
Haklıydı bunu biliyordum. Onu aradığım ve yardım istediğim gün, kaderimi belirlemiştim. Bu tabikide onun fikriydi.
Başımı olumsuz anlamda ikiye salladım.
" Hayır yanılıyorsun V. Kader zamanla değişiklik gösterir. "
Görmedim ama gülümsediğine emindim.
" Kader yaptığın her seçimle yeniden şekillenir, bu doğru. Ama yaptığın hiç bir seçim sonuçları değiştirmez. Güç yönetir Saye. Ama kaderi değiştiremez."
Kaşlarımı çattım. Ve daha fazla dayanamayıp V'ye döndüm. " Kader belliyse ve değişmiyorsa, biz neyin peşinde koşuyoruz V? '

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Venem
FantasíaVenem 11/01/1772: Yıllar yıllar önce Veneme bir kar tanesi düştü. Uzun süredir beklenen kış, kendini şimdi gösteriyordu. Tüm Venem halkı bu durumun uğur olduğunu düşünmüştü. Lakin durum öyle değildi. Bu kar tanesi değişimin ve başlangıçın göst...