11

7 2 2
                                    

Merhabalar. Umarım bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar:))

Yemeğin son tarafından bildiriyorum. Durumlar düşündüğümden daha iyi. İlk başta tüm ilgiler benim üzerinde olsada, sonlara doğru bu durum değişti. Havadan sudan ettiğimiz sohbetler, bana düşünmek için zaman kazandırmıştı. Ve şimdi sohbetlere ara sıra katılıyor birde onları inceliyordum. Dürüst olmak gerekirse, kraliçenin zevki cidden çok iyiydi. Sarayın her detayı çok zarif ve şık bir şekilde işlenmişti. Ayrıca yemekler de çok lezzetliydi. Bu da zaten pek şaşırılacak bir şey değildi.

Kraliçe Binay ve Ekin, sanki bu sarayın neşesiydi. Ortamda ki tüm gerginliği almayı başarmışlardı. Çok fazla üstüme düşmüyorlardı, ama kral ve Arkın o kadar dikkatli bir şekilde beni inceliyorlardı ki, nefes alamaz olmuştum. Elbetteki bunlar şaşırılcak şeyler değildi ama yinede çok sinir bozucuydu. Ben onların düşmanı değildim.
Ama dostları da değildim.
Gizem'i ise henüz tam anlamıyla çözememiştim. Bana karşı olan tavrı diğerlerinin aksine nötrdü. Ne düşman ne de dost. Bence bana karşı hiçbir şeyden emin değildi. Ne Arkın kadar şüpheciydi, ne de Ekin kadar rahat.
Krallığın koruyucuları birbirlerini her konuda tamamlıyorlardı.

" Sen ne diyorsun Saye? " Gizem'in sorduğu soruyla dikkatimi oraya verdim. " Teklifiniz için teşekkürler ama birkaç gün içinde zaten kendime bir ev bulacağım. O zamana kadar otelde kalabilirim. Benim için problem olmaz. "
Elbetteki şuan blöf yapıyordum. Sarayda kalıp onları gözlemlemek varken, oteli kim ne yapsındı?
Hemen kral Semtih söze atladı. " Lütfen saçmalamayın, burası sizin eviniz sayılır. İçinize sinen bir yer bulana kadar burda, sarayımızda kalın."
Gri tondaki gözleri, duyguda yoksun bakıyordu. Ama gözlerindeki bana karşı olan soğukluğu, bunu bakışları bile saklıyamıyordu.
Soğukluk diyorum çünkü gözlerindeki duygunun ne olduğunu çözemiyorum.

Ben daha cevap veremeden, Arkın ısrarını dile getirdi. " Kral Semtihe haklı, burda kalman çok daha doğru olur. Senin geldiğini tek bilen biz değiliz. Halkımız bunu öğrendi.Aralarında sana güvenmeyen bir kesim de var. Bu yüzden sana karşı yapılabilecek bir saldırıyı engellemek adına bir süre burda kalmalısın. " Ah, bu kadar ısrardan sonra kabul etmemek ayıp olurdu (!)
Başka yapacak birşey kalmamış gibi, iki elimi hafifçe yana doğru salladım.
"Sanırım haklısınız. Bir süre burda kalayım o zaman. "
Kralın yüzünde memnun bir ifade vardı. Odayı hazırlaması için çalışanlardan biriyle konuşurken, kraliçe Binay'dan gelen, size sarayı gezdireyim, teklifini kabul ettim. Öncesinde lavoboyu kullanmam için biri bana yol gösterdi. Oda genişliğinde ki lavaboya adım attığım gibi, gözlerimi kapatıp kapıya yaslandım.

Sonunda yanlız kalmayı başardığımda, saatlerdir ilk defa nefes alıyormuş gibi hissettim. Birkaç dakika kendime zaman tanıdım. O sırada etrafı incelemeye koyuldum. Gümüş detayları olan bir ayna, gri rengi duvarlar ve parkeler, krem rengi sabunluk ve birkaç tablo vardı. Genel olarak sarayın gördüğüm her tarafında sanattan ve tarihten izler vardı. Binay ve Semtihe bunlara ilgili olmalıydı.

Ama bunların hiçbiri önemli değildi. Masada konuştuğumuz şeyler daha çok birbirimizi tanımaya yönelikti. Yok mesleğin ne, Venem'i beğendin mi, burası hakkında ne düşünüyorsun, en sevdiğin yemek ne yarına yaptırayım, buranın yönetim şekli hakında saçma sapan bilgiler, falan filan. Daha çok böyle gereksiz şeyler konuştuk. Benim hakkımda bu tarz temel şeyleri zaten biliyorsunuz.
Ama bu konuşmaların bana yararlı tarafı şu oldu, krallığın koruyucuları hakkında bir iki şey öğrenmiş, birde kitaplarımı burda okuyan bir kitle olduğunu öğrenmiştim. Ki buna çok şaşırmıştım. Özellikle her iki krallığında okuması şaşırtıcıydı.
Ayrıca bu konu hakkında övgü bile almıştım.
En çokta kitaplarımla Kardelen ilgilendi. Masada fazla konuşmamıştı. Az ve öz yorumlar yapıyordu. Buna rağmen kitaplarım hakkında soru sorması ve spoiler istemesi, şaşırtmıştı.
Ayrıca Arkın bugün elime bir koz vermişti. Bunun ne olduğunu zamanı gelince öğreneceksiniz.

Venem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin