BODRUM KATI

11.bölüm

Atlas, beti benzi atmış bir şekilde Lavadaya girdi. girdi. Meyhane deki bütün masalar boştu. Arkada, ocak başında sıralanmış  beş altı kişi vardi. O tarafa bakındığında babasını gördü. içi biraz da olsada rahatlamıştı.

Sakin kalmaya çalışarak yanlarına gitti. Enzel, Atlası görünce ayağa kalktı.

"Bakın benim yakışıldı geldi sonunda... Üniversitedeki kızların hepsi hasta benim oğluma"

Enzel, çoktan içme limitini aşnuştı. Atlas, babasanın sarhoş olduğunu fark edince karşılık vermedi.

"Geç otur oğlum şöyle; baba oğul karşılıklı içelim" Atlas ocak başında sıralanmış kişilere selam verdi. İçlerin den iki kişi tanıdıktı. Birisi Salim, diğeri de bir hafta önce lo kalde gördüğü iri kıyık adamdı.

Adam Atlası görünce, "Senin oğlan da sana pek düşkün maşallah," dedi, "sürekli peşinden ayrılmıyor. Bizim oğlan ben ölsem cesedimi bile bulamaz!"

Belli ki adam da kıvamına gelmişti.

"Benim oğlum aslan parçasıdır Müstakbel. Seninkiler gibi şımarık yetiştirmedim ben. Sorumluluklarını bilir."

Bu esnada Salim kendilerine özel olarak hizmet eden garsona işaret verdi. "Koçum, yakışıklıya hemen servis aç!"

Atlas, "Teşekkür ederim," diyerek araya girdi, "hem araba kullanacağım. İçmesem daha iyi olur."

"İç koçum iç bir şey olmaz. Bu saatte çevirme olmaz."

Atlas içinden, "Dışarıda yüzlerce polis var," diye mırıldandı. Aklı hâlen az önce gördüğü sahnedeydi. Ne yapacağını bilmez bir hâlde öylece kalakalmıştı.

Enzel, ocak başındakilerle birkaç kadeh daha yuvarladıktan sonra, "Ben kaçar artık," dedi, "size iyi eğlenceler."

Salim, "Yav zaten geç geldin şimdi de hemen kaçıyorsun!" diye karşılık verdi.

Atlas, Salim'in bu cümlesine dikkat kesilmişti. Babasının meyhaneye geldiği tahmini anı çıkarmaya çalıştı.

Müstakbel, "Bırak bırak gitsin; yine gizli kapaklı işleri vardır onun," diyerek Enzele laf attı.

Enzel tabureden kalktıktan sonra bir süre sallandı. Dengesini sağlamasının ardından, "Dil uzatma bana boştan yere hergele," dedi ve esaslı bir küfür ekledi.

Babasının küfürlü konuşmaya başladığını gören Atlas anında yerinden fırladı. Koluna girdi. Olası bir sarhoş kavgasına mahal vermemek adına babasını uzaklaştırdı.

"Daha çocuklarına söz geçiremiyor, oradan bana laf atıyor!" Atlas, "Tamam baba boş ver," dedi, "hadi çıkalım artık."

Meyhanenin kapısından çıktıklarında Enzel hålen Müstakbele söyleniyordu. "Bunu yıllardır tanırım ben. Bir bok beceremedi. Anca baba parası yedi durdu."

Sokağa çıktıklarında Atlas göz ucuyla Galata civarına bakındı. Kalabalık hålen duruyor, polis arabalarının ışıkları kuleye

çarpıyordu. Ters yönde, aşağıya doğru babasını sıkıca kavrayarak ilerledi. Yaşadığı gerilim dolu geceyi bir an önce noktalamak istiyordu.

Zar zor arabaya kadar gittiler. Enzel, ön koltuğa biner binmez sızmıştı. Atlas sakin kalmaya çalışarak eve doğru sürdü. Babasını yatağına sağ salim yatırınca rahat bir nefes alıp odasına geçti.

Yeniden derin düşüncelere daldı. Gece yaşadıklarını bir bir düşündü. Babasının yasaklı bölgeye girmesini, garip bir şekilde ortadan kaybolduktan sonra Lavadada çıkmasını, Lavadanın hemen yanı başında yeni bir kadın cesedinin bulunmasını ve kadının bileğindeki bilekliğin Talya'nın bilekliği ile aynı olmasını...