12.bölüm

74 1 0
                                    

"Ne demek sakin ol Atlas, sen de oradaydın. Babam gaipten şeyler görüyor gibiydi!"

Atlas ve Talya, Talya'nın odasına çekilmişler, az önce yaşadıkları durum hakkında tartışıyorlardı. Atlas, sakin kalmaya çabalayarak babasının neden öyle dediğini anlamaya çalışırken; Talya ikinci kadındaki bilekliği duyunca çoktan paniklemişti.

"Bilmiyorum... Belki de konuyu değiştirmek, dikkatimizi başka bir yöne çekmek için yaptı."

"Ne yani; konuyu değiştirmek isteyen birisi neden bir çocuk gördüğünü iddia etsin ki?"

"Bilmiyorum dedim ya bilmiyorum; benim de kafam allak bullak oldu!"

"Ayrıca diyelim ki dikkatimizi başka bir yöne çekmek için uydurdu. Peki neden konuyu değiştirmek istiyor? Üstelik bir cesette bendekinin aynısı bir kolye, diğer cesette de bileklik bulunmuşken!"

Atlas, Talya'nın yatağına oturmuş, parmaklarını kıvırcık saçlarına dolamıştı. Talya ise bir elini beline bağlamış, odanın içinde dört dönüyordu.

"Bak eminsin değil mi bu bilekliğin aynısı olduğuna? Ne bileyim belki ilk olayın etkisiyle benzetmişsindir! Of! Kafayı yemek üzereyim! Ne yapacağız Atlas?"

"Tanam; bir şeyler yapacağız. Şimdi senden tek istediğim sakin olman!"

Talya'nın pek sakinleşecek gibi bir hâli yoktu. Odadan çıkıp olan bitenleri annesine anlatmak ve annesinin bilgisinin olup olmadığını sormak istiyordu.

Atlas ise şimdilik yaşadıklarının pek yayılmasını istemiyordu. Her şey bu denli karmaşıkken özellikle annesinin de paniklemesi işini zora soracaktı.

"Bak, şimdilik kimseye anlatmaya gerek yok. Sakince araştıracağız tamam mı?"

"Nasıl araştıracağız Atlas? Elimize kolye ve bilekliği alıp kapı kapı bijuteri mi gezeceğiz? Kuyumcuları mı dolaşacağız? 'Şey, pardon; iki cesette bu kolye ve bileklik çıktı da bunları siz mi sattınız acaba?' mı diyeceğiz?"

Atlas, Talya'nın bilekliğini parmaklarının ucunda tutuyor ve inceliyordu. Bileklik de tıpkı kolye gibi mitolojik desenlere sahipti. Altından imal edilmişti. Belirli yerleri solgunken, belirli yerleri neredeyse kolye ile aynı ölçüde parlıyordu.

Talya, Atlasa öykünmeye devam ederken telefonu çaldı. Arayan Ala'ydı. Talya hızla telefonu açtı.

"Of iyi ki aradın Ala! Kafayı yemek üzereyim!"

"Ne oldu? Yeni ceset olayı mı?"

"Hayır, daha beteri var!"

Atlas bir anda oturduğu yerden kalktı ve Talya'nın önünde bitti. Sakın anlatma dercesine sert bakışlarla gözlerini dikti.

Talya, Atlası uzun zaman sonra ilk defa bu kadar sinirli görmüştü.

"Daha beteri mi? Ne oldu anlatsana çabuk!"

Atlas bir eliyle Talya'nın kolundan tutarken diğer eliyle "sus" işareti yaptı.

"Talya! Orada mısın? Ne oldu söylesene!"

"Konser... Şu gitmeyi planladığımız konser..."

"Ee, ne olmuş konsere?"

"Ne olacak; biz oyalanırken biletler tükenmiş. Şansımız varsa karaborsadan anca buluruz."

"Talya! Bu muydu daha beteri!"

Atlas rahatlamıştı. Elini Talya'nın kolundan çekip yeniden yatağın ucuna geçti. Aynı çaresizlikle ellerini bu kez yeniden saçlarına uzattı.

BODRUM KATI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin