🌖İkinci Bölüm🌖

205 15 1
                                    

Gözlerimi açtığımda Efe'nin göğsü karşılamıştı beni.Dün yemekten sonra bir şeyler yapmış akşamda filim izlemeye karar vererek kurulmuştuk koltuğa.Ona sarıldığımdaysa öylece uyuya kalmıştım.Üstümüzdeki battaniye yi ise büyük ihtimal o örtmüştü.

Efe'nin göğsüne tekrar kafamı koyduğumda başıma hızlı bir öpücük bıraktı ve daha sıkı sarıldı bana,hayatımda asla bir sevgi eksikliğim olmamıştı çünkü beni çok seven insanlarla yaşıyordum ben.

"Benim güzelliğim,çiçeğim,birtanecik ablam uyanmışmı? Günaydın Damla'm"

"Günaydın yakışıklım Efe'm"

"Varya Damla çok güzel uyumuşum bak pamuk gibi kalktım sen huzur perisimisin kızım? Kaç gündür uyku tutmuyordu"

"Ciddimisin?"

"Evet hadi kalk bakalım bu gün sana dışarda bir kahvaltı ısmarlayayım"

"Yaa çok ısrar ettiğin için kabul edicem ama çok ısrar ettiğin için"

"Hadi bakalım ozaman ben çok ısrar ediyorum ahahah"

Hızlıca üzerime siyah bacağından yırtmaçlı bir kot etek üstüne ise yine siyah uzun kollu bir bulüz aldım saçlarımı dağınık bir topuz yaparak evden çıktık.Çok güzel bir mekana getirmişti beni tabi yolda arabayı o kullanmıştı bu gün sağ koltuk prensesi bendim.

İçeri geçip terasta bulunan bir masaya yerleştiğimizde tüm İstanbul boğazı altımızda çarşaf gibi seriliydi muazzam bir görüntüydü .
Yanımıza gelen garsona siparişleri verdik ve geldiğinde sohbet eşliğinde yemeye başladık.
Herşey oldukça lezetliydi toplanan tabaklar ardından iki çay ve tatlı sipariş ederek biraz daha orada oturmaya karar verdik.
O anda Efe'nin eli cebine gitti tam o sırada bana bakıp durdu.Sigara içtiğini biliyordum ama bilmiyormuş süsü veriyordum.Hızlıca elini geri çektiğinde moralim bozulsa ve üzülsemde belli etmeyerek çayımı yudumladım.Ama bir şeylerin mesajını vermek zorundaydım.

"Ay Efe varya şu sigara içenleri hiç anlamıyorum ne var sanki o zehirde eğerki sigara içen babam olsa o an tek lafına bakmam rezil ederim onu sigaradan nefret ediyorum içenlerdende çok zararlı ve açıkcası fazlasıyla ergence bir muhabbet sencede öyle değilmi?"

Boğazını temizlerken göz kapakları düşmüştü.

"Ö-öyle bencede..."

"Efe bittiyse gidelim mi?"

"Tamam  kalkalım"

Eliyle hesabı istediğini bildirdiğinde ödeyerek çıktık.Annemlere geldiğimizde babamın evde olduğunu görerek koştum ve yanına otururken boynuna sarıldım.

"Babacanım nasılmış bakalım benim babacımcımcım?"

"İyiyim serçem sen nasılsın?"

"İyi baba haber mi izliyorsun?"

"Evet kızım şehidimiz var allah rahmet eylesin"

"Ş-şehidimiz mi?"

Acaba?...

Aklımdaki kötü düşünceleri saldıktan sonra babamın yanağına hızlı bir öpücük bıraktım ve hırkamı sırtıma alarak arka mahallemizde oturan Gökçe ve Biriciğimin yanına gitmek için yola koyuldum.

Binanın otomatiğine basılıp kapı açıldığında o tanıdık ev kokusu burnuma doluşmuştu bile o tereyağlı kurabiye kokusu,o taze pişen yemek kokusu hepsi yavaşça ve huzur verici bir rahatlıkla girdi burnuma.Merdivenleri ikişer ikişer tırmandıktan sonra kapıda beni bekleyen Biriciğime ilişti gözlerim.

Onbaşı'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin