HELLÖ 💜🌼
Yine ben geldim ehe 😅
Kitabı sevdiniz mi? Ben çok bayılıyorum buna her gece uyumadan 'sonraki bölüm boyle olsun, şöyle olsun' diyorum yani o derece
Bu arada yazmak istediğim de bı on tane kitap fikri var ufff fırsatım yokki onları yazayım! Ama isteyen varsa verebilirim fikir
Hadi bölüme geçebilirsinizzz💜🌼💜
0/////////0
Hyunjin'den
Banyodan çıktığımda saat çoktan 20.30 olmuştu. Banyoda tahminen bir kırk dakika kalmıştım demek ki. Küvette ki sıcak su bedenimi öyle bir yatıştırmıştı ki, uzun süre içinde kalmıştım, bir yandan ağlayarak.
Banyodan çıkarken küvetin suyunu boşaltmadım fotoğrafını çekmek için. Attığım kırmızı banyo bombası ve kollarımdaki kırmızı ve siyah boya ortaya tam kan kırmızısına benzer bir renk oluşturmuştu. Estetik durduğu için çekmek istedim.
Odama girip hızlıca dolaptan rahat ve sıcak tutacak kıyafetler çıkarttım. Her banyo sonrası çok üşürdüm nedense, bu yüzden de hava 40 derece de olsa uzun kollu üst giyerdim. Yine aynı şekilde gri bir sweatshirt ve uyumlu bir pijama altı almıştım.
Üstüme kıyafetlerimi geçirdikten sonra hem saatlerce çalışmanın hem de suyun üstümde bıraktığı yorgunluk ile kendimi yatağıma bıraktım. Zaten dünde doğru düzgün uyumamıştım, biraz kestirsem bir şey olmaz diyerekten gözlerimi kapadım. O sırada kapımın -resmen kırılarak- açılmasıyla yerimden sıçradım.
"HYUNJİN!"
Felix'in koşarak yanıma geldi ve kollarımı ve boyun kısmımı incelemeye başladı aceleyle. Ne olduğunu anlamamıştım, ne oluyor şu lanet yerde ya!
"Felix-, dursana- FELİX DUR NE YAPIYORSUN!" En sonda bağırmamla incelemeyi bırakmış ama hala kollarımı tutuyordu. Beklemeden sıkıca sarıldı bana, sanki bıraksa kaçıp gidecekmişim gibi.
"Çok korktum bebeğim. Banyoya girince küveti kırmızı gördüm ve senin k-kanın sandım. KENDİNE ZARAR VERDİN SANDIM! o kadar endişelendim ki ne yapacağımı şaşırdım Jinnie, sen kendine zarar verseydin, içimdeki ızdırapla yaşardım."
Kafasını boynumdan kaldırıp yüzüme baktığında dolu gözleriyle karşılaştım. O an, içimde bir şeyler koptu. Öyle bir acıydı ki, onu korkuttuğum, endişelendirdiğim için nefret ettim kendimden. Arkamda dağlar gibi duran bu adam, karşımda tir tir titriyordu ve bu beni çok üzüyordu. En çok üzen de, onu bu hale getirenin ben olduğumu bilmekti..
"Lix'im.. Özür dilerim, yemin ederim sadece fotoğraf çekmek için tıpayı çekmemiştim. Hepsi boya gerçekten sadece boya onlar! Seni korkutmak istemedim, gerçekten. Asla kendime zarar vermem ben.." Bende dolu gözlerini görünce dayanamamış ağlamaya başlamıştım, zaten akmaya hazır olan yaşlarımla.
Ağlayan beni görünce yatakta dik oturdu ve kafamı omzuna bastırdı. Eli saçlarımda ve sırtımda geziniyordu rahatlatmak ister gibi. Bu durumda teselli etmesi gereken benken teselli edilen yine ben olmuştum. Neden hep bu kadar zayıf olmak zorundayım?
"Jinnie, beni hiç bırakmazsın, biliyorum. Ama bana bir söz ver, hep yanımda olacağına dair. Ben sensiz yapmam, yapamam. Sen benim herşeyimsin. Birbirimizi asla bizsizliğe alıştırmayalım olur mu güzelim?"
Kafamı omzundan kaldırmış, yaşlarımı silerken konuşyordu. Bende bir elimi kaldırdım ve onun gözlerini sildim. Ağlamak ona hiç yakışmıyordu, o hep gülmeliydi."Söz veriyorum Lixie, seni asla bırakmam, bırakamam. Sen gitmek istesen bile yapışırım sana, kurtulamazsın benden. Birbirimizi hiç bizsizlikle sınamayalım Felix." Bende karşısında dikleşip oturdum. Ellerini ellerimden hiç ayırmıyordu. Hiç sorun değildi, gerekirse sonuna kadar böyle kalsındı ellerimiz.
"Sence ben seni bırakır mıyım balım? Ne demek seni bırakmak, sensiz nefes alamıyorken. Bu akciğerlerin olmadan yaşamak gibi bir şey Hyunie. Seni çok seviyorum." Anlıma bir öpücük bıraktı uzunca ve sarıldı belime. Bende sıkıca boynuna sarılıp kokusunu soludum. Bu sefer daha farklı duygularla.
"Bende seni seviyorum Lixie."
Bir süre sadece yatakta sarılarak oturduk. Bir ara aşağıdan kapınsesi geldiğinde, Hanji ve Minho hyung'un dışarıya çıktıklarını, onlar olduğunu söyledi Felix. Bende üstelemeden 'tamam' diyip daha da sokuldum ona. Yavaş yavaş uykum gelirken Lix tekrardan konuştu.
"Hyunie, uykun gelmiş gibi. Kalk önce bir şeyler ye sonra beraber uyuruz."
Canım hiç bir şey yemek istemiyordu. Tek istediğim uzun ve deliksiz bir uyku. Başımı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri kızarık duruyordu, benim yüzümden. Yine içim burkuldu onu öyle görünce.
"Aç değilim Lix. Sadece uyuyalım lütfen.." Her zaman kullandığım yavru köpek bakışlarını kullanarak beklentiyle baktım gözlerinin içine.
"Yemek yemezsen rahat edemem Hyunjin. Lütfen kırma beni, çok değil biraz atıştırsan da yeter."
Sesi öyle yorgun çıkmıştı ki, onu daha fazla yormak ve inatlaşmak istemedim. Zaten benim yüzümden endişelenmişti, daha fazla onu üzmek istemiyordum.Onaylar şekilde kafa salladım ve yavaşça ayrıldım kollarının arasından. O anda bir soğukluk hissetim. Ondan ayrılmak üzerimde bir titreme etkisi yaratmıştı resmen.
O da ayağa kalktı elimden tutup kapıya yönlendirdi. Odadan çıkıp çaprazdaki merdivenlere giderken dejavu olmuştum. Bu yüzden de Felix çekiştirince ayağım birbirine dolandı. Az kalsın yere kapaklanıyordum ki Felix beni yakalamıştı. Ben de kollarımı o anki korkuyla hızla sardım boynuna.
Bir süre sadece birbirimizin gözlerine baktık. Kahve gözlerinin aralarında bulunan yeşil hâreler hoş duruyordu. Gözlerindeki kahveleri her gördüğümde ise aklıma sadece şu sözler geliyordu;
İster Okyanus'un derinliklerinde boğul, ister Orman'ın içinde kaybol,
Her türlü Toprak'ın içine gireceksin..Onun gözlerinde ölüm vardı ve ben bu ölümü göze alabilecek kadar cesur olduğumu o zaman fark ettim.
Çünkü...
¯\_ʘ‿ʘ_/¯
Ehehehe 😅 çok güzel bir yerde kestim SÖVECEKSENİZ ANAMIN ÜZERİNDEN DEGİL KARDESİMİN UZERİNDEN SÖVÜN LÜTFENN
Biraz da kısa oldu ama idare edin şimdilik zaten hafaya sinavlar basliyo!Ehem, her neuyse ayy çok heyecanlandım tekrar
İçimi buraya dökmek istiyorummmBu gün okulda son ders nöbetçi geldi dedi ki müdür seni cagiriyo dedim lan n'oluyoruz? Çünkü sınıftan çok nadir çıkan biriyim-tuvalete bile arkadaşım zorla goturuyo- acaba ne oldu dedim müdür odasina giderken kalbim nasi atıyo varya
Neyse işte gittim içeri iki tane bizim okuldan olmayan adam var siritarak bana bakiyolar bı gerildim orda sonra bizim müdüreye baktım oda gülerek bakiyodu dedi ki 'Çanakkkale resim yarışmasındaki resimlerden hangisi senindi guaj mi yoksa pastel olan mi?' diye bende guaj akrilik karışık olan benim dedim.Renkli gözlü adam bana 'başarılarının devamını bekleriz çok güzel çizmişsin, yarışmaya katıldığın için teşekkür ederiz bla bla' bisiler dedi yanındaki diğer adam da ' yarışmaya katıldığın için sana nakit 500 LİRA?!? getirdik, yarismalari takip et' dedi ben orda bı şok oldum müdür odasindan çıktığım gibi sınıfa öyle hızlı koştum ki sınıfa girince de durmadan guluyordum zaten baya bı 20 dk gelemedim kendime
Abi rüya gibiydiii kazanirsam eğer 1500 vereceklermis ufff ya ne kitaplar ne tuvaller alırım ben onlarla
Neyse çok tuttum sizi özür dilerim çok heyecana geldim.
Bu arada bu bölümun şarkısı: Leave ve Everything I Wanted'dı dinlerken yazdımm
Bi sonraki bölümde gorusuruzz 💜🌼💙💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WHAT İS LOVE? | Hyunlix / semelix
FanfictionAşk neydi? aşk karşındaki kişiye olan sonsuz güvendi. Ama o, yanındakine güvenemiyordu ki. Aşka olan inancını yitiriyordu. Ama kendini yanında mutlu hissettiği, güvendiği kişiden bihaberdi. ^_________^ Semelix/ukehyun 💜 Other ships Minsun...