I'll Never Leave You Alone

143 14 18
                                    

Selam canım gene ben geldim beni özlediniz mi?

Hayat çok sıkıcı ya kitap okumaktan başka aktivitem yokmuş onu anladım
Neyse onemli değil ben bakarım kendi basimin çaresine bir şekilde

Bu arda severek okuyan herkese teşekkür ederim okunma sayılarını gördükçe çok mutlu oluyorum yazma isteğim artiyor^^ hepinizi coook seviyorum 💜🫶💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜

Neysem gene çok konuştum hadi sizde bölüme geçin bay bay 👋

İyi okumalarr 💜🌼💜

Güncel not: bu bölüm düzenlenmiştir!!

0/////////0

Hyunjin'den

Sıcak yatağın içinde dönüp dolaşıyordum. Bilincim yavaş yavaş yerine gelirken karşımda üzerini giyinen biri gözüme takılıyor. Elimle gözlerimi kaşıyarak yerimde biraz doğruluyorum. Gözlerim açılınca da o kişinin Felix olduğunu gördüm. Yüzümde bir gülümseme oluşuyor. Sahi ya, onu görünce bile gülümseyecek kadar çok seviyomuşum. Biri önceden böyle bir şey söylese, inanmazdım bile.

Felix, anladığım kadarıyla önce beni giydirip saçlarımı kurutmuş, şimdi de kendisi giyiniyordu. Hep öncelik olarak beni alması, çok güzel bir his olmasının yanında, biraz da üzüyordu. O beni böyle güzel severken, ben onu böyle sevebilir mıyım? Kendi sevgimden şüphem yok, sadece hissettirememekten ölesiye korkuyorum. Ona olan güvenim sonsuz bile olsa, bazen de 'ya beni bırakırsa?' diye düşünmekten kendimi alı koyamıyorum.

Düşüncelerimde boğuldum anda, beni o okyanusun derinliklerinden çıkaran yatağın çökmesi oldu. Bakışlarım güzel kahve hareleriye buluşunca bir daha tekledi kalbim.
Elleri uzamış olan sarı saçlarıma giderek onlarla oynamaya başladı. Yeni açılan uykum tekrar gelmeye başlayınca mızmızlanarak onu da çektim yanıma.

Felix fazla direnmeden yanıma yattı. Bir elini boynumun altından geçirip saçlarımı okşuyor, diğer eli de bana giydirdiği crop tarzı uzun kollu kazağın açıkta bıraktığı belimi tutuyordu. Biliyordu, banyodan sonra uzun kollu giymeden rahat edemediğimi biliyordu. Bir kez daha dua ettim tanrıya;

Tanrım, ben bu adamı hak edecek ne yaptım? Bencilce olabilir ama iyi ki o şeyi yapmışım. Tanrım, onu benden alma, yalvarırım sonuna kadar yanımdan ayırma onu, ben onsuz yaşayamam..

"Bebeğim, sorun ne? Niye ağlıyorsun hm? Bir yerin mi acıyor yoksa?"

Çenemde hissettiğim dokunuşla kaldırdım kafamı. Felix söylemeyene kadar fark etmemiştim bile ağladığımı. Gözlerimizi birleştirdiğimde gördüm hafif yeşil harelerindeki üzüntüyü, kırgınlığı ve acıyı.

Onu çok yoruyordum, her seferinde benimle ilgilenmek zorunda kalıyor, kendine zaman ayıramıyordu. Çok fazla ağlamaya başlamıştım son zamanlarda, iyice sulu göz olmuştum.

Ya beni bu yüzden sevmeyi keserse?

Sana uzun süre dayanabileceğini düşünüyor musun cidden? O da bırakır, herkes gibi Felix de seni bırakır bu hallerin yüzünden! Bebek gibisin, her zaman ağlıyorsun, hiçbir şeyi beceremiyorsun!

İç sesim bana düşman gibiydi. Hiç bir zaman iyi bir düşünce geçmezdi ondan. Ve bu yüzden oldukça kafam karışıyordu, düşüncelerim hep olumsuzlaşıyordu.

En sonunda, yutkunarak derin bir nefes aldım. Konuşacak cesareti zor da olsa buldum kendimde.

"B-ben senin sevgini h-hak etmiyorum L-lix. Sen hep en iyilerini hak ediyordun, hâlâ da ediyorsun. Hep benimle ilgileniyorsun, hep beni düşünüyorsun, yorumluyor musun? Şimdi yorulmasan bile zamanla sıkılacaksın benden. Ama biraz olsun bencil olmak istiyorum, lütfen Lix, beni bırakmayacağını söyle, iç sesimin beni yanılttığını söyle. Bir şey söyle Felix..."

WHAT İS LOVE? | Hyunlix / semelix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin